Ona sorduğum sorunun ardından Yoongi'nin panikleyerek geriye çekilmesinin ardından kolum havada kalınca açık olan parmaklarımı kapayarak elimi yumruk yapmış ve indirmiştim.
"Sorun yok" diyerek yere eğildikten sonra çantasını da bıraktığı yerden almış ve "Neden öyle düşündün ki?" diye sorarken de rahatsız edici bir gülümsemeyi dudaklarına yerleştirmişti.
Tuhaf olduğunu düşünerek yanlış mı hissediyordum acaba, diğerlerinin gözüne de çarpsaydı eminim söylerlerdi bu yüzden acaba ben mi kafamdan bir şeyler uyduruyorum diye düşünmeden edememiştim.
"Tamam o zaman bir sorun yoksa gidelim" dediğimde gülümsemeye devam ederek başını sallamış ve küçük adımlarla yanımda yürürken bakışlarını etrafta gezdirmeye başlamıştı.
O hiçbir sorun olmadığını söylüyor olsa da aklımda kalmasın en azından diyerek yanımda yürüyen Yoongi'ye dönmüş ve "Ama eğer bir sorun olursa bunu bana anlatmaktan çekinme olur mu, ne olursa olsun seni yadırgamam" dediğimde adımları yavaşlar gibi olduğu için ben de ona ayak uydurarak yavaşlamıştım.
Yoongi bakışlarını ayaklarından çekerek bana dönerken "Sahiden mi?" diye sorduğunda onun bu haline gülümseyerek hızlıca başımı sallamış ve "Bana anlatman hoşuma gider" demiştim.
Çoktan çıkmış olduğumuz kütüphanenin dışında kalan koridorda tekrar ilerlemeye başladığımızda ben ellerimi ceplerime yerleştirmişken Yoongi tek omzuna asmış olduğu çantasını bir de tek eliyle tutuyordu.
Nereye gittiğimizi bilmiyordum ama öylece birkaç koridoru geride bırakarak yürümeye devam ediyorduk ve dürüst olayım ki bu beni hiç sıkmamıştı.
"Jimin neredesin sen oğlum ya, her öğle arası satıyorsun bizi yeter artık" diyen sesi duyduğumda yüzümü buruşturmuş ve duymamış gibi yaparak yürümeye devam etmiştim çünkü şu anda üçüncü bir kişiyi yanımda istemiyordum ama Yoongi olduğu yerde durmuş ve benim Jungkook'u duymamış olduğumu düşünmüş olacak ki gömleğimden çekerek beni de durdurmuştu.
Keşke duymazdan gelseydin Yoongi.
"Bak bak bir de duymamış gibi yapıp kaçıyor bizden." Üçüncü bir kişiyi yanımda istemediğimi söylemiştim değil mi? İşte sanırım tam da bu yüzden tanrı benimle dalga geçmek ister gibi Jungkook'un yanında bir de Hoseok'u göndermişti bana.
Gerçekten çok teşekkür ederim!
"Ne var?" diye agresif bir şekilde konuşmaya başladığımda Yoongi'nin bana bakıyor olduğunu hissederek boğazımı temizlemiş ve "Yani neden çağırdınız bir şey mi oldu demek istedim" demiştim.
"Yok olmadı bir şey, en yakın arkadaşımız bizi neden ekiyor onu bilmek istedik sadece."
"Çalışıyoruz işte keyfimden ekmiyorum sizi" diyerek ellerimi ceplerimden çıkarırken Yoongi etrafına bakınmayı keserek bana dönmüş ve yeni aklına gelmiş gibi "Benim abimle konuşmam gerekiyor gitmeliyim" demişti.
O yanımızdan ayrılmadan önce "Taehyung'un senden istediği şey için mi?" diye sorduğumda başını sallayarak yürümeye başladığı için geriye dönerek ona bakarken "Taehyung sana ne söyledi bana söyleseydin keşke" demiştim. Yoongi'nin cevap vermek yerine yaptığı şey ise yürümeye devam ederken biraz bana dönerek el sallamasıydı.
Yine doğru düzgün bir cevap vermemişti.
"Taehyung Yoongi ile mi konuşmuş?" diyerek omzuma dokunan Hoseok'a bakarken başımı sallamış ve "Geumjae ile bir alakası varmış ama Taehyung'un onunla ne işi olabilir?" diyerek bu sefer soruyu ben onlara yöneltmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THEATRE CLUB | yoonmin
FanficTiyatro kulübünde verilen bir grup çalışması sayesinde tanışan gençlerden birinin sakladığı küçük sırlar bu ödevi ne tür sıkıntılara sokabilirdi?