²⁶' Bugün beni öptün

767 99 423
                                    

Bana kalırsa dün gece hayatımın en ama en güzel ikinci gecesiydi, bir de zaten o gün birkaç kere onu öptüğümden dolayı iyi geceler öpücüğümü alnına kondurmak için onun uyumasını beklemek zorunda kalmamıştım. Bunun ne kadar iyi hissettirdiğini tahmin dahi edemezdiniz. Hoşlandığım çocukla bir anda işler iyi yönde tepetaklak olduğu için aramızdaki o şeye hâlâ bir isim koyabilmiş olmasak da sanırım artık onu istediğim gibi öpme yetkim vardı.

Bir günde böyle bir ayrıcalığa erişmiş olmak kalbime çok iyi gelmiyor olsa da dudakları haricinde yüzünün her bir yanını öpebiliyordum artık. Onu böyle öpmek zaten bir süredir hayalimde olan bir şey olduğu için o kadar rahatlamıştım ki üzerimden küçük de olsa bir yük kalkmış gibiydi.

Dudaklarını ise şimdi öpmek istemiyordum çünkü emindim ki Yoongi hâlâ daha ona olan yoğun hislerimi tam olarak anlamamıştı, muhtemelen aklını çoktan kurcalamaya başlamış olsa da beni istediğim şekilde anladığını sanmıyordum bu yüzden de onu şimdilik o şekilde öpme fikri aklıma yatmıyordu. Daha anlamlı bir şekilde ve unutulmaz olsun istiyordum.

Tüm bunların dışında dün heyecanım normalinden yüksek olduğu için onlarda kalmaya giderken yanıma okulda giyeceğim şeyleri almayı unuttuğum için sabah evden çıkarak kendi evime geçmek zorunda kalmıştım. Bugün onunla okula kadar yürümek varken eve geçmiş olmak daha sabahın erken saatlerinde moralimi biraz düşürmüş olsa da gün içinde düzeleceğini umuyordum çünkü bugün prova günüydü ve Yoongi'yi sahnede görmek benim için enerji depolamak gibi bir şeydi.

Sabah eve uğradıktan sonra yine de Yoongi'yle okula yürüme imkanım tabii ki vardı ama hava fazlasıyla kapalı ve yağmurlu olduğu için onu okula Geumjae bırakacaktı ve farkındasınızdır ki ben daha ölmek için oldukça genç bir çoçuktum. Dört tarafı kapalı olan küçücük bir arabadayken o kısacık okul yolu bana saatler gibi gelirdi ve asla okula gidene kadar Geumjae'nin yandan yandan bana bakmasını çekemezdim.

Bir yandan da ani fren yaparak beni ön camdan fırlatır diye korkuyordum, travmam olmuştu bu adam.

Ondan ne kadar korktuğumu düşünmeye devam ederken parmaklarımı elimdeki sıcak kahve bardağına sararak onları biraz ısıtmaya çalışmıştım çünkü soğuk havalar bir anda geri dönmüş gibiydi. Rüzgardan kulaklarımı hissetmemeye başladığım an şansıma okula ulaştığım için gidip kendime en sıcağında bir kahve almış ve sınıfıma doğru yavaş adımlarla ilerlemeye başlamıştım.

Soğuk günlerde okula gelmek zorunda olmak kesinlikle kocaman bir eksiydi benim için, nefret ediyordum.

Sadece ellerimi ısıtmak için aldığım kahveyi bazen dayanamayarak küçük yudumlarla içtiğim sırada koridorun başından küçük adımlarla koşan kişiye dönüp bakasım gelmemişti, sanki bugün hiç enerji harcayasım yok gibiydi. Bu yüzden de muhtemelen dersine yetişmeye çalışan bir öğrencidir diye düşünüp çok da umursamadığım anda hızla belime dolanmış olan kollar elimdeki kahvenin sallanmasına neden olmuştu. Kahvem dökülmesin diye onu sabit tutmaya çalışırken belimdeki kolların sahibini itmek yerine kolunun üzerine diğer elimi koyduğumda ise bana sarılan kişinin başı da sırtıma yaslanmıştı çoktan.

"Hava buz gibi" diyen sesin sahibine gülümseyerek kollarının arasında ona döndüğümde kendisi geri çekilmediği için ben de öylece kalmaya devam etmiş ve bir kolumu sırtına doğru sararken onu biraz da olsa duvara doğru çekiştirmiştim. Koridorun ortasında sap gibi durmak yerine akşama kadar duvarın dibinde durabilirdik.

"Neden bu kadar üşüdün ve ne diye koşuyorsun? Acelen mi var?" diye sorduğumda Yoongi yapacağı şeyi tekrar hatırlamış gibi hızla başını sallayarak geri çekilmeye çalıştığında bu sefer de ben onu bırakmamıştım. Kahve bardağına dikkat ederek diğer kolumu da etrafına sararak onu kollarımın arasında hapsettiğimde şu an beni geçebilmesi için kahvemi dökmesi gerekliydi yani hiçbir şekilde kaçıp kurtulamazdı.

THEATRE CLUB | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin