Havaların nedense bir türlü düzelmediği bir haftayı geride bırakarak yeni bir haftaya başlarken aklımda olan tek düşünce bugün yapılacak olan gerçek provadaydı. Geçen bir hafta içerisinde o kadar çok çalışmıştık ki hepimiz artık tüm senaryoyu sular seller gibi ezbere biliyoruz diyebilirdim. Yoongi bile tüm her şeyi ezberlediğini söyleyerek açtığımız gruba heyecanlı haliyle ses kayıtları attığında inanın ki o gün benden daha mutlusunu bulamazdınız.
Yoongi'nin bir şeyleri başarmak için çok çabaladığına kendi gözlerimle şahit olduğum için uğraştığı şeylerden sonuç almaya başlaması belki de ondan çok beni sevindiriyor bile olabilirdi.
Heyecanla attığını bildiğim ses kayıtlarını dinlerken sesindeki mutluluğu hissetmek o kadar gurur vericiydi ki birden fazla defa dinlediğim kayıtlardan bir veya iki tanesini yıldızlamış ve ilerleyen saatlerde birkaç defa daha dinlemiş olabilirdim.
Bugün ise geçen hafta dışarıya çıktığımızda aldığımız kostümleri giyerek tam anlamıyla hazırlanacak ve tamamen oyunun havasına bürünerek kendi aramızda küçük bir prova yapacaktık. Herkese sürpriz olması için biz ziyaretçi kabul etmeyecektik fakat isteyen öğrenciler diğerlerinin provalarını izleme yetkisine sonuna kadar sahiplerdi.
Sadece biz çalışırken içeriye kimsenin girmeyeceğinden emin olacaktık çünkü tamamıyla alışılmadık ve şok edici bir şeyler yapmayı amaçlıyorduk bu yüzden isler bitene kadar kimse hiçbir şeyi bilmese daha iyi olurdu. Zaten ani gelişen birkaç karar yüzünden not tarihleri de daha erkene alındığı için merak eden kişilerin çok beklemeyeceği açıkça ortadaydı.
O kadar mükemmel kostümler almıştık ki evdeyken birkaç kere onları üzerime giyerek aynanın karşısına geçip senaryonun en sevdiğim kısımlarını kendi kendime söylediğim bile olmuştu. Aldığımız şeylere baştan aşağı aşık olduğumu söylemek asla yanlış olmazdı çünkü aynanın karşısına geçip de kendimi sahnedeymiş gibi hayal ederken bazen kendimi o kadar çok kaptırıyordum ki ben orada öyle dururken saatler geçiyordu.
"Jimin sallanıp durmayı kes artık. Sabah içtiğin kahveler mideni rahatsız ettiyse tuvalete git ve beni rahatsız etmeyi kes" diyerek beni sıradan iten Taehyung'un yanımda olduğunu bile çoktan unutmuş olduğum için bu ani darbe karşısında kendimi koruyamamış ve geriye itilerek duvara çarpmıştım. Tepki vermek yerine kucağımda duran çantaya sarılırken sabırsızca ayağımı sallamaya devam ettiğim için Taehyung'un ters bakışlarının üzerimde dolaşmaya başlamış olduğunu görebiliyordum ama asla umurumda değildi çünkü çok heyecanlıydım.
Öğle arası yapacağımız provalar için çok sıkı çalışmıştım ve bu yüzden de birazdan çalacak olan zili beklerken rahat durabilmek benim için imkansızdı. Ara verildiğinde hızla sınıftan çıkarak Yoongi'yi bulacak ve provalar için kostümleri giymek adına soyunma odasına gidecektik. Böyle düşünerek el ve ayaklarımı asla koyacak yer bulamazken ara verdiğimizi haber veren ses sayesinde derin bir nefes alarak sıradan kalkmış ve "Çıkışta beni beklemeyin" diyerek ardıma dahi bakmadan sınıftan ayrılmıştım.
Ben sınıftan ayrılmadan hemen önce Namjoon'un "Zaten hiç beklemiyorduk ki" dediğini duymuş olsam bile geri dönüp laf etmek yerine koştura koştura Yoongi'nin sınıfının önüne gittiğimde sınıftan çıkmaya çalışan birkaç kişiyi iterek aralarına sızmış ve çantasını toparlayarak ayağa kalkmış olan Yoongi'nin yanında almıştım soluğu.
Yoongi'yi en son cuma günü görmüştüm fakat haftasonu gereksiz birçok konu bularak ona yazmayı asla kesmediğim için hiç yokluğunu hissetmemişken şimdi de bana bakarak gülümseyen Yoongi'nin yanında olmak beni sıkmıyordu. Senelerce her saniye birlikte olsak yine de onunla birlikteyken asla sıkılacağımı düşünmüyordum. Yoongi öyle biriydi ki her ana uyum sağlayabiliyor ve yanınızda sadece sessizce otursa bile onu tanıdıktan sonra bu sizi rahatsız etmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THEATRE CLUB | yoonmin
FanficTiyatro kulübünde verilen bir grup çalışması sayesinde tanışan gençlerden birinin sakladığı küçük sırlar bu ödevi ne tür sıkıntılara sokabilirdi?