Herşeyi uğultulu duymaya başlamıştım. Neyin nesiydi bu. Çok karmaşıktı kendimi labirentde gibi hissediyordum.
Kalbimin atışını söylemiyorum bile. Bu duygu her neyse çok teklikeliydi. Uzak durmam gerekti.
Ama o kadar kuvvetli ki ben uzaklaştım zannederken aslında daha çok yaklaşıyorum. Bataklıktı.
Artık olacaklar için kendimi hazırlamam gerekiyor. Çünkü gittikçe yaklaşıyordu.
Her an bayılabilirdim. Burunlarımız değdiği an kalbimin ağzımda attığını hissettim.
Jm" Sanırım seni kıskanıyorum. Ve bunu engelleyemiyorum. "
Ve asıl itirafı yapmıştı. Zaten ne olduysa itiraftan sonra olmuştu.
Belimdeki elleri baskısını arttırdı ve dudakları dudaklarıma kapandı. Gözlerim ise çoktan kapanmışlardı.
O kadar hafif öpüyordu ki bir an öptüğünü idrak edemedim. Korkutmamaya mı çalışıyordu yoksa başka birşeyden mi bilmiyorum ama bende kendimi karşılık verirken buldum.
Karşılık vermemle cesaretlenmiş olacak ki biraz daha derinleşti öpüşleri. Üzerime doğru gelince geri gitmek zorunda kaldım.
Daha doğrusu arkamdaki demirlere yaslanmam için üzerime geliyordu. Boynundaki elimin biri ile demirden destek aldım.
Düşmeme izin vermezdi biliyordum fakat refleks olarak yapmıştım. Öperken hem belimi okşuyordu hem de sıkıca tutuyordu.
Sanırım 3 4 dakikadır öpüşüyorduk. Nefes alabilmek için geri çekildim -daha ne kadar çekilebilirse-
İkimizde nefes nefese kalmıştık. Göğsüm nefes alıp verdikçe hızla inip kalkıyor. Onun göğsüne çarpıyordu.
Galiba utancımdan olsa gerek hızla ittirdim. Kendimi düzeltip elimin tersi ile Dudağımı yavaşça sildim. Ama tiksinir gibi değildi.
Biraz zaman tanıdım. Kendime gelebilmek adına. Sonra konuşmaya başladım hatta kekelemeye demeliydim.
Rs" B-ben bir aşağı ineyim. Beni merak etmişlerdir... Uzun zaman oldu. Y-yani yanlış anlama merak etmesinler diye. "
Hızla terasın kapısını açıp resmen kaçarak aşağı indim.
Tuvalete gireceğim sırada içeriden ağzını peçeteye silerek çıkan Jennie ile karşılaştım.
Jn" Rosé ne oldu sana. Yanakların kızarmış. "
Ellerimle yanaklarına dokundum parmaklarım buz gibi yanağım ise sımsıcaktı.
Rs" Y-yoo ne alakası var. Hem sen yine mi kustun? "
Jn" Evet ya, ortam biraz boğdu beni lavabo da kötü kokunca. "
Rs" Anladım... Tamam o zaman şey sen aşağı in bende bir lavaboya gireyim geliyorum. "
Jennie bana öyle olsun der gibi bakıp salona geçti.
Aynanın önüne geçip kendime baktım. Tanrıya şükür ki rujum kalıcı. Hiçbir şey bozulmamıştı. Sadece yanaklarım biraz kızarmıştı o kadar.
Kimi kandırıyorum ben. Boynuma ve yanaklarıma elime su alıp ıslattım. Ellerimi biraz da yelpaze olarak kullandım.
Sanırım geçmişti kızarıklığım. Kendime son birkez bakıp salona geçtim.
Etrafa bakındım ama görünürde yoktu. Masaya dönünce orada olduğunu gördüm ama yanında bir kız vardı ve sarılıp yanağından öpüyordu.
Yerimde dona kaldım. Nee! Aptal Rosé. Sinirle gözlerimi kapattım. Tabi ellerimi de yumruk yapıp sıkıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Only Options•[♧] Jirose-Liskook (TAMAMLANDI)
FanfictionHani derler ya hayatta en çok neyden korkarsan onu yaşarmışsın diye. İşte benim de en çok korktuğum şey güvenmekti... Bir insana güvenmek daha doğrusu güvenebilmek çok mucizevi birşeymiş gibi geliyor kulağa. Şimdi ise olduğum zamana, bulunduğum orta...