Arabayı otoparka park edip koşarak asansöre bindim ve bizim kata basıp beklemeye başladım.
Umarım evden çıkmamı fırsat bilip hemen gitmemiştir.
Bizim kata gelince içimi bir korku kaplamıştı. Kalbim sıkışıyordu ama aldırış etmeden anahtarı kapının deliğine geçirdim ve açtım.
Rs" Sevgilim ben geldim. "
İçeriden ses gelmiyordu ışıklar da kapalıydı. Ama mutfağın ışığı açıktı, gülümseyerek mutfağa yöneldim.
İçimdeki bu hissi anlamamıştım evdeydi işte. Tam kapıya yaklaştım ki bir kahkaha sesi gelmesiyle adımlarım yavaşladı.
Bu ses Jimin'in olamayacak kadar inceydi. Umarım tahmin ettiğim haltı yemiyorsundur Jimin. Yoksa seni elimden kimse alamaz.
Mutfaktan içeri bakınca arkasını tezgaha yaslamış gayet güzel bir fiziğe sahip esmer bir kız görünce kaşlarım çatıldı.
Şaşkınlıkla, kızgınlıkla ama daha çok kırgınlıkla baktım ikisine de.
Jimin beni görünce ayağa kalktı.
♧♧♧
Roséyi arasam da açmıyordu aklıma kötü şeyler geliyordu sürekli. Hadi güzelim aç şu telefonu.
Ve kulağımda aynı ses yankılandı.
Jm" Hay sikeyim. Aç şunu be aç. "
Orada bizi öyle görünce ne düşündüğünü gözlerinden anlamıştım. Kırgınlık, kızgınlık, şaşkınlık, korku hepsini bir arada gördüm.
Daha beni dinlemeden hızla evden fırlamıştı ama yemin ederim ki göründüğü gibi değildi.
Asla ona ihanet etmezdim. Böyle birşeyi düşünmesi bile beni icitmişti. Ama şuan düşündüğüm tek şey nerede olduğu.
Kendine birşey yapmazdı ama beni dinlemesi lazım dı.
En sonunda arabayı bir kenara çekip direksiyona bir kaç defa vurdum. Keşke o gittiğinde çağırmasaydım.
♧♧♧
Sinirle gülerek arabayı son gaz sürdüm. Halâ arıyordu, ne kadar şerefsiz bir insandı. Nasıl arayabiliyordu. En sonunda engelledim.
Gözümden akan yaşlara lanet ettim. Arabayı yolun kenarına çekip geride kalan yaşların akmasına izin verdim.
Neden yapmıştı. Bunu nasıl yapabilmişti. Ya evden sadece 5 dakika ayrıldım. Ama hata bendeydi. Böyle biri olduğunu bildiğim halde teklifini kabul eden bendim. Arabanın kapısını açıp kendimi dışarı attım.
Farlar boş yolu aydınlatırken yolun kenarına oturdum ve yüzümü kapatarak ağlamama devam ettim.
Cebimin titremesi ile bıkkınlıkla telefonumu elime aldım. Şimdi de Lisa arıyordu. Uzun süre yaşlı gözlerimle ismini izledim sonuncu çalışında da açtım.
Ls" Rosé nerdesin sen. Jimin ne diyor. Doğru mu? "
Sadece susup önüme dümdüz bakıyordum. Lisa ağladığımı anlamış olacak ki üzgün bir şekilde nefes verdi ve sakince sordu.
Ls" Sen iyi misin? "
Ağlamaktan çatlak çıkan sesimle konuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Only Options•[♧] Jirose-Liskook (TAMAMLANDI)
FanfictionHani derler ya hayatta en çok neyden korkarsan onu yaşarmışsın diye. İşte benim de en çok korktuğum şey güvenmekti... Bir insana güvenmek daha doğrusu güvenebilmek çok mucizevi birşeymiş gibi geliyor kulağa. Şimdi ise olduğum zamana, bulunduğum orta...