1. Bölüm

87.4K 3.4K 292
                                    

MERHABA SEVGİLİ OKUCUYULARIM; NE ZAMANDIR PINARİSTAN'I MI KALP AVUNTUSU'NU MU YAYIMLASAM DİYE DÜŞÜNDÜM SONRA GÖKÇE & CİHAN'I ÇOK BEKLEDİĞİNİZ İÇİN BU HİKAYEDEN BAŞLAMAYA KARAR VERDİM. 

NEDENSE ÇOK HEYECANLIYIM İYİ OKUMALAR CANLARIM....


Gökçe gece nöbetinde yaşadığı tacizden sonra sabah mesaisi biter bitmez sevdiğinin yanına gitmek istedi. O yüzden taksiyle Cihan'ın Yıldız Mahallesindeki villasına geldi. Villanın önünde taksiden indiğinde bile içindeki sıkıntıdan kurtulamamıştı. Bir türlü telefonlarına da cevap alamadığından bu sıkıntının büyüdüğünün farkındaydı. Ona ulaşamadığım zaman ne kadar merak ettiğimi bilmiyor sanki diye kızarak güvenlik kulübesine yaklaştı.

"Günaydın Musa amca kapıyı açar mısın?"

Camdan baktığında altmışlarındaki adamın gözlerindeki tedirginliği fark etmemek imkansızdı. Ancak Gökçe, Cihan'ı bir an önce görmeye öyle odaklanmıştı ki, yaşlı adamın ne diyeceğini bilemez halini bile anlayamadı. Kulübeden dışarı çıkan tedirgin bakışlara kaşlarını çattı.

"Gökçe kızım!"

"Cihan daha çıkmadı değil mi?"

"Yok! Çıkmadı!" Aldığı duraksamalı cevapla hemen villanın heybetli demir kapısına yöneldi. Kapı açılmayınca güvenlik kulübesine tekrar baktı. Musa'nın yanına mahçub bir halde geldiğini görünce sabırsızlıkla tekrar konuştu.

"Musa amca kapıyı açmadın."

"Kızım, Cihan Bey'im senin eve girmeni istemiyor. Eğer gelirsen kesinlikle kapı açılmayacak dedi."

"Ne? Ne de..dedi?"

Musa, genç kadının ellerinden tuttu. Sorunun ne olduğunu bilmiyordu ama Gökçe'nin Cihan'ı nasıl sevdiğini gözlerinden görüyordu ve hep görmüştü. Şaşırmış ne diyeceğini bilemeyen vaziyetine üzüldü. Kendi de aynı haldeydi ve onu zorlanarak da olsa geri döndürmeye çalıştı.

"Kızım istersen başka zaman gel! Ben sana bir taksi çağırayım."

"Hayır! Benimle neden görüşmek istemediğini konuşmadan şuradan şuraya gitmem."

Demir kapıyı yumruklamaya başladı. Cihan'ın ismini bağırıyor, iki yıllık ilişkilerini bu şekilde bitiremeyeceğini haykırıyordu. Musa'nın kızım yapma uyarılarını umursamadan yorulana kadar bağırdı.

Yavuz, haber gelir gelmez dış kapıya gelmişti. Ancak patronundan ziyade abisi olan adamdan aldığı kesin talimat ile kapıyı açamadı. Bu işte bir terslik vardı. Ama neydi? Bütün deliller Gökçe'nin Cihan'ı aldattığını gösteriyordu. Bir taraftan aşkla bakan delice kıskanan böyle gözyaşı döken kadının bunu yapmış olmasına akıl sır erdiremiyordu. Gökçe'yi tanımasa bu denli çelişkide kalmazdı ama tanıyordu işte. Bir kere konuş abi diye yalvarmış ama Cihan'ın sert ve taviz vermeyen duruşundan ısrarcı olamamıştı.

Gökçe, gece nöbetinin yorgunluğu ve yaşadığı tacizin duygusal travmasıyla zaten kötüyken, Cihan'ın onunla görüşmek istememesinin acısına dayanamayarak dizlerinin üstüne çöktü. Sadece ağlamaya devam etti. Ne olmuştu? Sensiz olamam diyen adam kendini bir paçavra gibi hayatından atıyor muydu? Buna inanmak istemiyordu. Mutlaka bir şey olmuştu, onun sevdiği adam böyle biri değildi.

"Kızım gel kulübede bekle bari!"

"Yok, Musa amca o çıkana kadar kapıda bekleyeceğim."

Musa mecburen yerine geçerken Cihan'a içinden kızmakla meşguldü. Aralarında ne olduysa olmuştu. Gökçe'yi içeri alabilir konuşur ve sonra herkes kendi yoluna giderdi. Bu ne acımasızlık diye aklından geçirerek yerine geçti. Gözlerini Gökçe'den ayıramıyordu. Aradan geçen iki saatin sonunda dayanamayıp, Yavuz'u tekrar aradı. Sen bari bir şey yap kızcağız perişan oldu diye bilgi verdi. Bir kupaya sıcak çay doldurdu.

KALP AVUNTUSU Güzel Seven Kadınlar Serisi 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin