43. Bölüm

37K 2.6K 2.3K
                                    

GÜNAYDIN CANLARIM; BİLİYORSUNUZ BEN ÖZEL GÜNLERDE MUTLAKA BÖLÜM PAYLAŞIRIM AMA BİLGİSAYARIM KIRILDI VE HİÇ AÇILMIYOR :( BÖLÜM YÜKLEYEMEDİĞİM GİBİ EVDEYKEN BİR ŞEYLER YAZAMADIĞIM İÇİN ÇOK SİNİR OLDUM.

Kota : 1200 oy 2200 yorum

İYİ OKUMALAR....

"Bilmem! Bu adamı tanımıyorum ama evlendiğim adam tamda ana kuzusuydu."

Feyza'nın öldürücü soğuklukta olan sesi ortamı buz gibi etti. Eliyle onu gösteren kadına bakarken sinirinden duramayan adam bir anda sakinleşip kaşlarını havaya kaldırdı. Beklenmeyen sözlere şaka mısın dercesine bakıyordu. Karşısında onun çocuklarının annesi, evinin kadını değil, duruşma salonundaki hakime hanım duruyordu ama bu soğuk sarışının bilmediği bir şey vardı. O da Feyza böyle davrandıkça evinin reisi onu seven sakin kocası Selçuk değil, yeraltı dünyasının başı Kartal oluyordu.

Usul usul karısının üzerine doğru yürümeye başladı. Feyza bir an çekilecek gibi oldu sonra ondan korkmadığını gösterircesine ayaklarını bir iki adım yanlara açarak yerini sabitledi. 'Çok yakışıklı,' iç sesinin gereksiz tespitine kızarken, dibine kadar gelen adama aynı soğuklukla bakmaya devam etti.

İkisi de birbirlerinin duygularını anlamak istercesine inceledi. Genç adamın eli kadının saçlarına gitti. Dokunmaya korkar gibiydi. Bir tutam saçı kulağının arkasına sıkıştırdı. Çocuklarla uğraşamıyorum diye uzun gür saçlarını kestirdiği gün verdiği tepki geldi aklına hafif gülümsedi. O kesilen kısmı eve getirmediği için kızmış, iki günde sırf o saçlar çöpe gitti diye surat asmıştı. Zaten hiçbir zaman olayları uzatmaz kendi içinde halledene dekte özellikle kızdığı kişiden uzak kalır ve suratsız olurdu.

"Çok güzelsin."

"Biliyorum!"

Selçuk'un tekrar kaşları havalandı. Ona edilen her iltifatta utanan mütevaziliği abartan kadını da tarih olmuş diye aklından geçirirken nedense keyiflendi. Çünkü onun karısı her şeyin en güzelini hak ediyordu. Adamın dudaklarındaki hafif gülümseme gözlerine dek ulaşırken, kırmızı rujlu dudaklarında bir süre oyalandı.

Feyza ise kocasının gözlerinin kararmasından etkilenmemek için kendini tutuyordu. 'Ona hiç söyleyemedin ama gözlerinin maviliğinde kayboluyordun. En çok gözlerini seviyordun. Çünkü gökyüzünden daha bakılası, okyanustan daha dalınasıydı gözleri ve ne zaman o gözlere dalsan çok güzelsin be adam derdin ama içinden.' Evet, hep içimden söylerdim diye aklından cevap verirken dudaklarına değecek dudaklardan son anda kurtuldu.

"Sen kendini ne sanıyorsun ya? Sen kimsin de beni bu kadar küçümsüyorsun."

"Karımı öpeceğim ne demek küçümsemek?"

"İki ay ya! İki ay beni aramadın, bir mesaj atmadın, yanıma gelmedin. Nasıl bir inatsa çocuklar için bile bir kez ya, bir kez benimle konuşmadın. Boşanacağım seninle diyorum, bambaşka yüzünle tanışıyorum ve hiçbir şey yokmuş gibi seninle öpüşecek miyim?"

"Kızgındım sana..."

"Bana... Pardon seni kızdırmak için ne yaptım? Oysa bu iki ayda en çok sinirlendiğin şeyleri de yapmadım. Neredesin? Yemeğe gelecek misin? Asi çok huysuz işin bitmedi mi? Eve ne zaman geleceksin diye aramadım bile....

Hem bir hafta on gün ortalıktan kaybolup geldiğinde neden diye soran bir kadında olmadım. Sen aramadın bende aramadım."

"Evlenirken bana söz vermiştin. Ne olursa olsun bana güvenecektin, benim sana anlatacağım kadarıyla yetinecektin. Sorgulamayacaktın."

KALP AVUNTUSU Güzel Seven Kadınlar Serisi 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin