44. Bölüm

50K 2.9K 2.6K
                                    

CANLARIM GÜNAYDIN...

Kota : 1200 oy 2300 yorum

İYİ OKUMALAR CANLARIM...

"Neden şaşırıyorsun? Cihangir olmasa belki de yoktum bu dünya da..."

Cihan kendini arabanın dışına attı. Bir an önce uzaklaşmak istercesine büyük büyük adımlarla denizin dibine kadar yaklaştı. Gömleğinin iki düğmesini açtı. Elini kalbinin üstüne koydu. Gökçe'nin olmadığı bir dünya düşüncesi bile kalbini sıkıyordu. Nefes alsın canlı olsun ama ona dönmese de olurdu? Aklından sadece bunlar geçiyordu. Peki, kimdi ulan kimdi onlara bu acıları reva gören kimdi?

Oğuz korkarak yanına geldi. Yavuz bugün izinliydi. Bebek haberi almışlardı. Cihan olabildiğince karınla zaman geçir diye akşamları erkenden evine gönderiyordu. Israrla yanında kalmak isteyen adama ben Gökçe'nin o hallerini görmek için dünyaları verirdim. Git karına destek ol demiş ikna etmişti. Kimse onun gibi olmasa da en güvendiği diğer adamını oğlu ve sevdiği kadının yanına yerleştirmişti.

"Abi! İyi misin?"

Cevap almayınca biraz daha yaklaştı. Soluk seslerini bu kadar net duymasa panik olmayacaktı ama o denli derin derin içine çekiyordu ki nefes alamadığını anladı. Kolundan tutacakken Cihan uzaklaştı.

"Abi! Nefes alamıyor musun?"

"Ölmüyorum lanet olsun ki ölmüyorum. Bu Allah'ın cezası nefes kesilmiyor."

"Allah korusun! Sana bir şey olursa ne yaparız?"

"Dünyada sizde kendi ailesine bile hayrı olmayan bir gerizekalıdan kurtulur."

Oğuz şaşkınlıkla örnek aldığı yıllardır abi bildiği adama bakıyordu. Hayrı olmayan ne demekti, hayırlı bir iş söz konusu olunca aklına Cihan ve Selçuk'tan başka kimse gelmezdi. O tecavüzcü şerefsizlere neler yaptıklarını arkalarında kalan aileleri nasıl korumaya aldıklarını en iyi bilenlerdi. Hele kendi ve amcaoğlu Gökalp'e yaptıklarını ömrü boyunca unutamazdı ki... O hırsla kaşlarını çatarak arabaya baktı. Gökçe'nin gözleriyle karşılaştı. Ağladığını o mesafeden bile anladı.

"Dünya senden kurtulunca Cihangir'e ne olurdu peki! Bizim gibi mi olsun istiyorsun?"

"Oğlum çok masum Oğuz çok güzel, benim yaşadıklarımı yaşayacak diye ödüm kopuyor. İnsan en çok korktuklarından ve kınadıklarından sınanırmış. Deliriyorum Cihangir'in gözünden bir damla yaş düşse yüreğim parçalanıyor ya benden intikam almaya çalışan biri ona bir şey yaparsa. Annesini koruyamadım, ya onu da koruyamazsam."

"Koruruz onun için canını verecek bir sürü amcası var."

Cihan o anda başını çevirdi. Oğuz'un keskin gözleriyle bakıştı. Oğlun içinde canımızı veririz diyordu, verirlerdi biliyordu. Ancak kurulan kumpastan sonra eskisi gibi kendisine güvenemiyordu. Neredeyse dibinde olan genç adamın ensesinden çekip alınlarını birleştirdi.

"Biliyorum koçum!"

Sonra tekrar denize döndü. İstanbul'un güzel ışıltısı eşliğinde köprüye baktı. 'Şükret Gökçe senden oğlunu saklamadı. Düşündüğünden daha az tepki verdiğini de kabul et! Sevgiliyken bekardı, annesinden gizli hayatın tadını çıkarmaya çalışan uçarı bir kızdı. Şimdi ise düşünmesi gereken bir oğlu var.'

"Oğlumuz! Bizim oğlumuz," diyerek geri döndü. Hiç Gökçe'ye bakmadan arabayı çalıştırdı. Kadınında ona bakmadığına emindi. Utanıyordu!

Gökçe kadar kendisi de oyuna gelmişti sonuçta ama o hayatına devam etmişti. En fazla görevlerde her tehlikeye atlamıştı. Hayatının hiçbir döneminde böylesine gözü kara ölüme meydan okuyan tavırları olmamıştı. Ancak o dönem her şeye herkese o kadar öfkeliydi ki, ölmek istiyordu. Evet, o da ölmek için uğraşmıştı. Sevdiği kadın ise yapayalnız kalmıştı. Bu düşüncelerle siteye kadar geldiler.

KALP AVUNTUSU Güzel Seven Kadınlar Serisi 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin