30. Bölüm

56.6K 2.9K 1.9K
                                    

650 oy 1700 yorum kotası dolmadan bölüm gelmeyecek..

YORUMLARI DOLDURMAK İÇİN TEK HARF VE YA EMOJİ KOYANLARINKİNİ SİLECEĞİM. LÜTFEN SATIR ARALARINA KİTAPLA İLGİLİ BOL BOL YORUM YAPIN... HEM BENDE DÜŞÜNCELERİNİZİ ÖĞRENMİŞ OLURUM.

Lütfen bölümü okumadan önce watpadde herdem6060 takip edip etmediğinize bakın ve etmiyorsanız beni takip edin.

Yeni açtığım instagram ve tiktok hesabımın linkini ana sayfamda bulabilirsiniz. Tek tıkla beni oradan da takip ederseniz çok sevinirim.

Beni gerek sosyal medyadan gerekse watpadden arkadaşlarınıza önerirseniz, sayfalarınızda paylaşırsanız da çok sevinirim.

İYİ OKUMALAR CANLARIM SİZLERİ SEVİYORUM... 

"Senin dediğin gibi olsun. Boşanacağız."

Cihan cümlesini bitirdikten sonra evde kalamayacağını anladı. Direkt salondan çıktı ve kendini dış kapıda buldu. Kapıyı açmak için elini kaldırdığında bedeninin titremesine dayanamadı. Alnını kapıya yasladı. Gözlerini sımsıkı kapattı. Ellerini yumruk yapıp, o şekilde bekledi.

Nasıl boşanmayı kabul etmişti? Nasıl yapmıştı? Boşanmayı istememesinin hatta Cihangir'i bahane ederek evlenmeyi istemesinin tek nedeni Gökçe'yi yanında tutmak için değil miydi? 'Yarım kaldın yarım, Gökçe'yle tamamlanan ruhun onsuz tekrar yarım...' İç sesi doğru diyordu. Gökçe'nin onu aldattığını düşündüğünde bile böyle acı yaşamamıştı. Çünkü o zamanlar kendini aptal gibi hissetmiş, kullanıldığını anladığından sadece ama sadece kızgın ve nefret doluydu.

Ama!

Oysa şimdi öyle miydi? Zaten hep sevgisiz yarım bir çocukluk geçirmişti. İnsanın anası babası gerçekten olmaz öksüzüm yetimim der ona göre hayatını şekillendirirdi. O ise analı babalı öksüz çocuklardandı. Sevginin hep acı getirdiğini görerek büyümüştü. Konuşamaması bundandı. Seviyordu, uğruna ölecek kadar seviyordu. Söyleyemiyordu. 

Bunun ne kadar zor olduğunu ancak yaşayan bilirdi. Ne varda söylenmiyor diye bakmak kolay olandı. İşin ilginç yanı başkasına söyleyebiliyordu. Gökçe'yi seviyorum demek zor değildi. Gökçe'ye seni seviyorum demek zordu. 

Bu konuda psikoloğa gittiğinde kadınların işitsel varlıklar olduğunu öğrenmişti. Psikoloğu ta o zamanlar söyleyemiyorum fakat göstermek için elimden geleni yapıyorum tavrının asla tam olarak işe yaramayacağını söylemişti. O ise karşılık olarak Gökçe öyle değil, benden talep etmiyor ne kadar verirsem o kadarıyla yetiniyor demişti. Peki, nereye kadar yetinecek diye sonran adama cevap verememişti.

Yaptıklarının ne denli bencilce olduğunu, daha çok uğraşması gerektiğini bu vakte kadar anlamamıştı.

Psikoloğu ona, kadına güzel sözler söylemek güzel bakmaktan daha çok işe yarar. Hareketlerinizle, hediyelerinizle, tatillerinizle yaptıklarınızı sözlerinizle tamamlamazsanız kadınlarda hep bir şey eksik kalır dediğinde uğraşıyorum demişti. Gerçekten de uğraşmıştı. Bu uğraşların sonunda kahrolası o sözler ağzından çıkmadı ama ilgisini hep göstermişti.

Sözlerin eksikliğinin kadında yarattığı tahribatı gördükçe kendinden nefret etti. Çocukluk travmalarının acısıyla kendiyle birlikte sevdiği kadına da acı çektirmeye hakkı yoktu. O kadın her şeyin en güzelini en iyisini hak ediyordu.

Arkasında kendini gözyaşlarıyla dudaklarını dişleyerek seyreden  sevdiğinden habersiz kaskatı olan vücuduyla o şekilde kalakaldı. Gökçe'ye yaşattıkları çok ağırdı ve affedilmeyeceğini kabul etmişti. Onun yerinde olsa o da affetmezdi. Çocuğunun annesine yaptıkları affedilecek gibi değildi. Ona hakaret etmişti, aç susuz saatlerce kapısında bekletmişti. O yalvaran çığlıklarıyla konuşalım dediğinde kulaklarını tıkamıştı.

KALP AVUNTUSU Güzel Seven Kadınlar Serisi 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin