KALP AVUNTUSU Güzel Seven Kadınlar Serisi 3

32. Bölüm

MERHABA SEVGİLİ OKUYUCULARIM EN SONUNDA KAVUŞTUK:) BEN SİZİ ÇOK ÇOK ÖZLEDİM.

ACABA EN BAŞINDAN BÜTÜN KİTABI OKUSAMIYDIK :) BEN BİLE UNUTTUM.  BUGÜN BÖYLE SERZENİŞLER BEKLİYORUM. KENDİMİ BUNA HAZIRLADIM. 

KOTA: 1000 OY 2000 YORUM

BU ARADA HAFTADA BİR BÖLÜM YÜKLEYECEĞİM. LÜTFEN KOTA DOLDU YENİ BÖLÜM DEMEYİN İKİ HİKAYE BİRDEN YÜRÜTECEĞİM.

Not : Bölüm ağır +18 olup lütfen on altı yaş altı ve rahatsız olacaklar okumasın.

"Sen karışma Gökhan! O adamları hapse attığım gibi eğer hala işlerime karışıyorlarsa hepsini dışarı çıkarttığım gibi işkence yaparak öldürürüm. Babama bile merhamet göstermeyeceğimi de cümle alem görmüş olur. Beni çıldırtmayın lan..."

Selçuk sol elinde tuttuğu poker kartlarını masanın ortasına fırlattı. Sonrasında önüne yeniden konulan viski kadehini tepesine dikti. Soluksuz içtikten sonra kadehi hızla masaya bıraktı. Masadakilerde gözlerini gezdirdi. Sanki biriniz konuşunda ağzınızı burnunuzu kırayım diyordu bakışlarıyla, Yusuf yine de korkusuzca söze girdi.

"Kartal! Yasa dışı işler yapacaktık ama kimsenin çoluğunu çocuğunu zehirlemeyecek, genç kızların günahına girmeyecektik. Ben sizle bu şartla masaya oturdum. Bu adamlar gibi olmadığımı bilerek beni masaya kabul ettiniz. Bora'dan hiç haz etmesem de boşuna kızıyorsun. Son birkaç aydır Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde köylerden on iki ila on yedi yaşları arasında genç kızlarımız kayboluyor. Hakkari, Şırnak, Siirt, Ağrı ve Adana savcılarıyla birebir görüştüm. Gelişmelerle ilgili hala bir dönüşleri olmadı."

"Bu konudan haberdarım ve araştırmalar yaptırıyorum."

"Ee sonuç!"

"En yakın zamanda bilgi vereceğim."

Cihan sessizce dinlerken ona dönen bakışlarla yerinde doğruldu. Tabi ki ortaokul lise önlerinde bekleyen, gece kulüplerinde yeniden türeyen torbacılardan haberdarlardı. Kaybolan genç kızlardan olduğu gibi, yakaladıkları adamlar sadece babalarının adlarını veriyorlardı. Bunun bilinçli yapıldığının farkındalardı.

Babalarının bu işlerde parmakları olsa dahi yürütemeyecek durumdalardı. Bunları dışarıdan yöneten biri vardı. Bir türlü o bilgiye ulaşamıyorlardı. Kesinlikle yine onları iyi tanıyan biri olmalıydı ki, tıkanmalarına bir şekilde ilerlemelerine engel oluyordu. Masadaki herkes iki aydır didik didik ediliyordu. Telefon konuşmaları yazışmaları ve hatta evlerinden uzaklaştırılıp, evleri de kontrol edilmişti.

Selçuk'un sağ elini ensesine atmış, başını sağa sola çevirirken ensesini ovuşturuşundan migren atağının yakın olduğunu fark etti. Sonra çok hafif Tan ve Şahin'e göz ucuyla baktı. Sadece onlardan emir bekleyen asker konumundaydılar. Karşısındaki Yusuf'a gözünü diktiğinde sinirli olduğunu hatta patlamak üzere olduğunu şah damarının atışından anladı. Konuyu değiştirmeliydi. Bugün açıklayacağı evliliğini anlatmanın tam zamanıydı aslında ama direkt de söylenmezdi. Bir iki kere boğazını temizler gibi yutkunurken sesler çıkardı. Omuzlarını dikleştirdi. Herkesin bir şekilde dikkatini çektiğini anladığında buz gibi sesiyle konuşmaya başladı.

"Kartal tüm detayları öğrenince eminim bu konuda masayı bilgilendirecektir. Başkan aynı zamanda savcı olarak yasal süreci yürütür aklın kalmasın Yusuf hem bende bu işin peşindeyim.

Semih ve Bora siz mekanlarınıza daha çok adam yerleştirin, uyuşturucu konusunda en ufak kullanan ya da satan kim varsa alın ve sorgulayın. Eminim biri babalarımız hariç bir isim telaffuz edecektir. Babalarımızın en yakın adamlarından Emin ve Halil piyasaya giriş yapmış, bu çalışmalar onlardan olabilir ya da öyle düşünmemizi istiyorlar. Bu konuda aldığınız kim varsa yem atın mutlaka..."