-13-
Gergin geçen bir günün ardından,herkes bir köşeye sinmiş,Doruk'un uyanmasını bekliyordu. Demir ve Erdem yaralarını pansuman ettirirken Poyraz bir köşeden onları izliyor ve etrafına bakınıyordu. Ateş ise acilin kapısına dayanmış Demiri gözleri ile yakmaya çalışıyordu.
Erdem müdahale odasından kolunda alçı ile dışarı çıktığında Bade hemen ayağa kalktı ve ona doğru koştu. Demir içinde üzülüyor olmasına rağmen Erdem daha önemliydi şuan onun için. Anıl gülerek "vah vah."dediğinde Bade hızla ona doğru döndü ve sinirli bir ifade ile "Bu yaptığın hoşuna mı gidiyor? Nesin sen?! Hayvan mı?!"diye bağırdığında koridorda olan herkes Bade'nin bu çıkışı karşısında sesini çıkaramadı.
Genç kız gözlerini Anıl'ın gözlerinden çektiğinde genç adam sinirle "Başlarına daha gelecek var Bade hanım! Tabi senin de! Doruk uyandığında sanyor musun ki,seni kollarına alacak?!"dedi.
Bade ona baktığında Anıl'ın gözlerindeki acımasızlığı gördü. Bu yüzden ona sansar diyorlardı işte. Avlarına sinsice yaklaşıp,canlarını hiç düşünmeden yaktığı için... Yutkunarak ,gözleri dolmuş bir şekilde ona baktığında Anıl yarım ağızla gülümsedi ve "Ben de böyle düşünmüştüm!"diyerek arkasını döndü ve dışarı doğru yürümeye başladı.
Bade ise Erdem'e döndüğünde "Canın acıyor mu?"diye sordu. Erdem "cık! biraz yanma var o kadar."dediğinde etrafına bakındı ve "Demir nerede?"dedi.
Bade "Alnında ve başında açık yara varmış. Onu dikmek için cerrahi müdahale odasına götürdüler."dedi ve olduğu yere çöktü. Erdem de onun yanına iliştiğinde Ateş az ileride kollarını birbirine kavuşturmuş onları izleyen Poyraz'ın yanına gitti ve "Ne düşünüyorsun?"dedi.
Poyraz,sıkkın bir yüz ifadesi ile "Bilmiyorum. Yani... Onlara bakıyorum da; bizim gibiler ama..."devamını getiremedi genç adam.
Ateş "Ama? Hadi Poyraz seni tanıyorum."
Poyraz "Ben sırlardan ve yalanlardan hoşlanmam. Karşımdakinin canının yanacağını bilsem bile,ona gerçeği söylerim. Ama burada başka birşey var. Bizi bir araya getiren acılarımızdı! Ama onları bir araya getiren..."
Ateş onun baktığı yere bakarak "Kayboluşları..."dedi.
Poyraz,Ateşe bakarak gülümsediğinde başını salladı ve öne eğerek "Demir'i dövdüğüm için kendime kızmıyorum. Kızdığım şey;neden Doruk saf dışı bırakıldı?"dedi.
Ateş yüzünü ekşiterek "Bence bu sorunun cevabını şu kızıl saçlı olan verecek. Ve Doruk da ona göre hareket edecek."dediği zaman Poyraz "Doruk bu olanları hiç unutmayacak! Kızın canını yakmak için elinden geleni yapacak!"dediğinde Ateş "Kimin için endişelisin?!"diye sordu sinirle.
Bilinmezlik ve karmaşıklık en az Poyraz kadar canını sıkıyordu çünkü...
Poyraz başını sallayarak "İkisi içinde. Bade henüz görmüyor yada bilmiyor ama Doruk'u seviyor. Ve henüz Doruk'un bile bunu gördüğünü sanmıyorum. eğer,badenin kendisini sevdiğini öğrenirse o kıza neler yapacağını düşünmek bile istemiyorum." dedi.
Ateş kaşlarını kaldırarak Bade'ye döndüğünde "Aslında tatlı kız lan. Baksana şu mahsunluğa. Doruk'un bence bu zamana kadar yanına aldığı en şirin şey."dediği zaman Poyraz gülme krizine girdi. Ateş "Gülme lan ***! Ne dedim ben şimdi?"dediğinde Poyraz "yok bir şey"dedi.
Yerinden doğrularak,ayağa kalkan Poyraz "sen biraz burada dur. ben geliyorum."diyerek arkasını döndü ve su almaya çalışan Senem'in arkasında durup kolunu uzattı. Genç kız,omzunun üzerinde beliren kolu hissettiğinde kokuyu hemen tanıdı ve heyecanla gözlerini kapadı. Su şişesi boşluğa düştüğünde elini uzatıp alan Poyraz,Seneme uzattığında "Görüşmeyeli nasılsın?"diye sordu.
Genç kız bütün alfabeyi unutmuştu şimdi. A ne demekti? Poyraz hangi harflerin yan yana gelmesi ile oluşuyordu? İyiyim diyebilir miydi? Gözleri fal taşı gibi açılıp ona doğru döndüğünde yapabildiği tek şey,başını sallamak ve kendisine göre 'mal' gibi ona bakmak oldu.
Poyraz başını yere eğip gülümsediğinde başı yana kayan Senem;Poyraz'ın başını kaldırıp ona bakması ile arkasındaki makinaya yapıştı. Elini kalbine koyduğunda Poyraz gülümsedi ve elindeki suyu alıp,açarak "Bence bir yudum su içsen iyi olur."diyerek onun dudaklarına uzattı ve elini altına koyarak akmasını ve üzerine damlamasını önleyerek Esmer'e içirdi.
Ne kadar da özlemişti onu? En son hatırladığı Ankara'ya geldiğinde kavga ederek ayrıldıklarıydı. Kavga sebeplerinin Yusuf olduğu aklına gelincede sanki film kopmuş gibi hissetti ve bir adım geriye çekildi kaşları çatılarak.
Senem "İyiyim. Sen?"dediğinde sesini duymanın vermiş olduğu huzur ile bozulan morali yerine geldi. Gülümseyerek "İyiyim."dediğinde genç kız başını salladı ve "Neden o çocuğu bu kadar çok dövdün?"diye sorduğunda Poyraz "Olması gereken buydu."dedi ve Senemi kendisine çekerek ona sarıldı.
Genç kızın bu davranışla gözleri dolduğunda kokusunu içine çekerek gözlerini kapadı ve yüzünü omzuna gömdü. İçinden "Seni özledim..."dediğinde Poyraz "ben de..."diye karşılık verdi. Yutkunarak ve sulanmış gözlerle ondan ayrıldığında Poyraz onu kolunun altına alarak Demirin olduğu tarafa doğru yürüdü ve kapının önünde birbirlerinden ayrılarak içeri girdiler. Senem,Demirin yanına iliştiğinde Poyraz annesinin yanına oturdu ve "Özür dilerim."dedi.
Emine hanım "Ne için? Oğlumu öldüresiye dövdüğünüz için mi?"
Demir "anne?"
Poyraz "Haklı olabilirsiniz fakat bu bizim düşman olduğumuz anlamına gelmiyor. Biz savaş meydanında iki ülkenin özgürlüğü için savaşan askerlerdik. O kendi kardeşi için savaştı ben kendi kardeşim için. tarafların güçlü olması da ayrı konu. Ama son sözü söyleyecek olan unutmayın ki Doruk. uyandığı zaman hepimiz onun yanında olacağız ve o zamana kadar Demir ve Erdem benim korumam altında."dediğinde Demir başını öne eğerek gülümsedi.
Senem ona baktığı zaman yüzündeki alaycı ifadeyi gördü ve "Henüz Nefes'in sana tokat attığını bilmiyor. Yerinde olsam sesimi çıkarmazdım Demir çocuk!"dedi bacak bacak üstüne atarak.
**
Ateş ise; dışarı çıkmış yağmurun altında yürürken göllgede az ileride Bade'nin biz kızla konuştuğunu gördü. Aslında daha çok titrediğini yada ağladığını...
Derin,Bade'yi görüp dışarı gelmesini söylediğinde "Şu işe bak. kızımız iki koca şehri ayağına getirmiş! ne için yaşıyorsun sen bade?!"dediğinde Bade "uzak dur benden!"diyebilmişti sadece.
Derin "Çok yazık. tam da seni öldürecekken elimizden kaçmış olman çok yazık. ve bunu kimseye söyleyemiyor olman da."dediği zaman arkalarından bir ses duydu.
Ateş "burada bir sorun mu var kızlar?"diyen kişi Ateşten başkası değildi. Başıyla Bade'ye içeri gir işareti yapan Ateş "Doruk uyandı. Badem de badem diyor.Koş!"dediğinde Derine baktı.
Ateş "Seni tanımıyorum!"
Derin "Tanımak zorunda değilsin!"
Ateş "Ama sen beni tanımak zorundasın."
Derin "O nedenmiş?"
Ateş "Çünkü tanımazsan... Ne diyordu Serdar Ortaç... Hah! 'Asrın hatası olur'"dedi gülerek.
Derin "işine bak çocuk!"dediğinde Ateş ona doğru bir adım attı ve "Ben senin kim olduğunu biliyorum çocuk!"dedi baştan aşağı derini süzerek.
Ateş "O kıza ne yaptığınızı,ailesine..."
Derin "Sen..."
Ateş içini çekerek "Ben... Ateşim... Ve eğer o kıza dokunacak olursan Derin Kohen! Seni de o ciğeri beş para etmez babanı da lime lime ederim. Aslında seni bizim okula getiririm. İlgileneceğin tonlarca asker olur."dedi tehlikeli bir ses tonu ile.
Derin "O kız seni neden ilgilendiriyor?!"dediğinde Ateş ona yaklaştı ve ağaca yaslayarak "Çünkü o kız;Doruk'a ait!"
Derin "nerden biliyorsun?"
Ateş "Seninle çıkar. Seni öper."
Derin "Onu da öper!"
Ateş kulağına doğru "Sana istediğini yapar. ama o kıza yapmaz! Sadece bekler! zamanının gelmesini! Seni kullanır onu saklar! O yüzden güzelim, eğer o kıza dokunacak olursan seni yakarım. yada ikimiz yanarız tamam mı?"diyerek arkasını döndü ve hastaneye doğru yürümeye başladı.
Derin ise nefretle "Senden nefret ediyorum Bade! Nefret!"diye bağırdı.
**
Herkes odanın içinde Doruk'un etrafında toplandığında genç çocuk hepsine tek tek baktı ve "Hemşire yok mu? Kısa etekli olanlarından,dolgun dudakları olanlarından..."dediğinde odada bir kahkaha koptu.
Poyraz "Hoşgeldin ***!" dediğinde Doruk ona baktı ve Poyraz'ın yüzündeki ifadeyi gördü. Kaşlarını çatarak "ah,hayır! bana bir şey yapmadığını söyle!"dediğinde Poyraz gülümsedi ve "iyi görünüyorsun!"dedi sinirle.
Doruk "Ne yaptın?"dediğinde Anıl "Zımparaladık!"dedi. Doruk,yatağın iki yanını sımsıkı tutarak küfürler etmeye başladığında Demir içeri girdi ve ona bakakaldığında ağzından çıkan tek söz "DEMİR MORGÜL!!" oldu...*bölüm sonu*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTKU OYUNU (ESMER SERİSİ-4)
Ficção AdolescenteDoruk Pehlivan, İstanbul'dan Bursa'ya gelirken hayatında yepyeni bir sayfa açılacağını düşünür. Burada tanışacağı insanların tüm hayatını etkileyeceğinden habersizdir. İnandığı tüm değerler bir bir yok olurken, sevdiklerini ve kendisini hayatta tuta...