Bölüm 38

110 25 0
                                    


-38-


Bölüm şarkısı : One Direction/ I wish 

Rüzgar, antrenman için spor salonuna geldiğinde oldukça sinirli ve üzgündü. Bütün bir gece gözüne uyku girmemiş ve Beril'in neden bunu yaptığını anlamaya çalışmış ama başarılı bir sonuca ulaşamamıştı.

Soyunma odasına gelip, üzerini değiştirirken Beril'in sesi kulaklarında çınlıyordu genç adamın. Bir insanın kalbinin nasıl kırıldığını sorsalar bilmem diyebilirdi birkaç ay öncesine kadar ama şimdi bunun nasıl bir his olduğunu çok iyi biliyordu. Eşofmanlarını giyip, ayakkabılarının bağcıklarını bağladıktan sonra, kaşları çatılmış bir halde spor salonuna doğru yürümeye başladı ve onu gördü. Telefonunu kapatmış, elindeki basketbol topu ile atışlar yapıyor ve kendi kendisine söylenip gülümsüyordu.

Rüzgâr, ellerini yumruk yaparak ona doğru ilerlediğinde top ona doğru geldi. Serkan ona baktığında "Ne var?"diye söylendi. Bunun üzerine Rüzgâr "Sen ve ben! Konuşacağız!"dedi kapkara olan gözleri ile..

Serkan "Neyi konuşacağız?"

Rüzgâr "Aptal numarası yapmak için fazla zekisin Serkan!"

Serkan ona baktığında "Bu bir iltifat mıydı yoksa?"dedi. Rüzgâr "Benimle laf ebeliği yapma Serkan. Beril'le nasıl oldu da bu kadar çabuk anlaşabildiniz?"dediğinde Serkan ona döndü ve "Şey, ne diyebilirim ki. Her dişi gibi o da benim cazibeme ve tatlı dilime tutuldu ve teklifimi kabul etti."dediğinde Rüzgâr "Sana inanmıyorum."dedi.

Serkan kahkaha atarak Rüzgâr'a baktı ve "Kız gibi davranıyorsun kaptan!"dedi. Rüzgâr "Sana inanmıyorum çünkü sen bir kızdan hoşlanamazsın! İkimizde senin ne kadar şerefsiz bir adam olduğunu biliyoruz öyle değil mi?!"diye bağırdığında sesi boş salonda yankılandı ve Serkan'ın yüzüne tokat gibi çarptı. Serkan, gözlerini kısarak ona baktı ve "Lafını geri al Rüzgâr!"dedi.

Rüzgâr "Doğru olanı söylüyorum. Neden geri alacak mışım?"dediğinde Serkan ona doğru bir adım attı ve "Beril benim sevgilim tamam mı? Pembe bulutların üzerinden in artık! O benim! Ben elde ettim onu sen değil! Sen uzaktan izledin ben gidip dokundum. Öptüm. Kokladım. Nasıl titrediğini anlatmamı ister misin?"diye söylendiğinde iğrenç bir şekilde gülümsüyordu.

Kendisine engel olamayan Rüzgâr "Seni öldürürüm!"diyerek üzerine atladığında koç ve takım arkadaşları o sırada içeri girdiler ve koşarak gördükleri manzarayı ayırmak için ikilinin arasına girdiler.

Rüzgar,yumruklarını ardı ardına Serkan'a sıralarken genç adamın yaptığı tek şey gülmek ve Rüzgar'a bakarak "Kollarımın arasında kaşar gibi eriyor kız. Ne sanıyorsun oğlum,saf falan olduğunu mu?"dediğinde Rüzgar dişlerinin arasından "Öldüreceğim seni ! cesedini bile bulamayacaklar! Kapa çeneni!"diye bağırdığında koç aralarına girdi ve ikisini göğüslerinden iterek "Kendinize gelin! Ne oluyor size böyle? Bir kız için değer mi?"dediğinde Serkan gülümsedi ve "Boş ver koç arkadaş sevgili bulamamanın bedelini bana ödetiyor."dediğinde Rüzgar "Hala mı konuşuyorsun sen? He?"diyerek koçu geçmeye uğraşıyordu ama adamın güçlü elleri onu durduruyordu.

Koç en sonunda "Birbirinizden özür dileyin ve koşmaya başlayın."dediğinde Serkan göz kırparak "Özür dilerim."dedi.

Rüzgâr, dişlerini sıkarak ellerini yumruk yaptığında "Özür falan dilemiyorum. Ne kadar iyi bir oyuncu olduğu da umurumda değil."dedi ve kolundaki armayı çıkararak "Daha fazla bu takımda kalmak istemiyorum!"dedi.

Koç "Rüzgâr! Sen bir kaptansın ve sorumlulukların var."dediğinde Serkan "Evet, Rüzgâr sen esmezsen biz nasıl serinleyeceğiz?"dedi alaylı bir şekilde.

Rüzgâr sinirli bir şekilde ona bakarken en yakın arkadaşı Tolga "Kapa çeneni Serkan! Buradaki herkes senin ne kadar şerefsiz bir adam olduğunu biliyor. Saymamı ister misin?"dediğinde Serkan'ın gülümsemesi yüzünde donup kaldı ve gözlerini kısarak "Gerçekten sinirlenmeye başlıyorum ama."dedi.

Rüzgâr "Neyse ne. Bundan sonra ben yokum koç. Özür dilerim."diyerek salondan çıkarken Tolga ardından baktı ve Serkan'ın yakasına yapışarak "Dayak istiyorsun oğlum sen! Merak etme istediğini sana vereceğim."dedi ve yardımcı kaptan olarak takım arkadaşlarına döndü ve "ısınmaya başlayın kızlar."dedi.

Koç'a dönerek "Ben onun peşinden gidiyorum baba. Görüşürüz."dediğinde yaşlı adam sıkıntı ile oğlunun ardından baktı ve Serkan'a bakarak "elli tur koşacaksın!"diyerek düdüğünü dudaklarına getirdi ve itiraz etmesine müsaade etmeden oyuncularına koşmalarını söyledi.

Rüzgar ise çantasını sırtına almış koşar gibi okuldan çıkarken Tolga peşinden geldi ve "Rüzgar! Bekle!"dedi.

Genç adam onu duymazlıktan gelerek yoluna devam ettiğinde Tolga yere kayar gibi yaptı ve arkadaşının bacaklarına vurarak onu yere düşürdü.

Rüzgar "Bırak dedim!"

Tolga "dur oğlum! Bir sakin ol ya!"

Rüzgar "Sakin? Ben mi sakin olayım Tolga? O şerefsizin dediklerini duymadın mı?" dediğinde Tolga sıkıntı ile iç geçirdi ve "Abi,bilemeyiz ki belki doğruyu söylüyordur."dediğinde Rüzgar ona inanmayan bakışlarla baktı ve iterek "Sende mi ona inanıyorsun?"dedi.

Tolga "Kimseye inandığım yok oğlum benim! Delirtme adamı! Ama durduk yere de söylenmez ki."dediğinde Rüzgâr gözlerini kapayıp soğuk havayı solumaya başladı hızlı hızlı.

Rüzgâr "Yalan söylüyor. Beril öyle bir kız değil."

Tolga "Öyleyse neden onun teklifini kabul etti?"

Rüzgâr, bu soruyla başını yere eğdi ve "Bilmiyorum"diyebildi fısıltı ile.

Tolga, arkadaşının asık suratına bakarak "Keşke önce sen söyleseydin hoşlandığını belki böyle olmazdı."dediğinde Rüzgâr "Belki..."diyebildi ve ayağa kalkarak "içeri dön. Takımın sana ihtiyacı var."dedi.

Tolga "Hayır, takımın asıl sana ihtiyacı var. Kök olmadan gövde ayakta dursa ne olur oğlum?"

Rüzgâr, çantasını boynundan geçirirken "Özür dilerim. Ama kalırsam onu öldürebilirim. Sonra görüşürüz."diyerek arkadaşının omzuna dokunan Rüzgâr, okulun kapısından çıktı ve karların içinde bata çıka yürümeye başladı.

***

Eve geldiğinde kapıyı sinirle çarpan Rüzgâr, annesinin mutfaktan çıkıp "Oğlum?"demesi ile durdu. Ayakkabılarını ayağından çıkarıp, çantasını eline aldığında annesi "Ne oldu oğlum? Antrenmana gideceğini söylemiştin?"dediğinde Rüzgâr "Söylemiştim."dedi.

Babası, elinde gazeteyle içeriden çıkıp yanlarına geldiğinde "Hayırdır?" dedi ve oğluna bakarak "Rüzgâr? İyi misin evlat?"diye sordu.

Rüzgâr babasına bakıp "Takımı bıraktım. Artık basketbol oynamayacağım."dedi.

Ragıp Bey, oğlunun sesindeki titremeyi hissettiğinde babacan bir tavırla oğlunun saçlarını karıştırdı ve "Hadi odana çık ve biraz dinlen. Bunu daha sonra konuşuruz."dedi gülümseyerek.

Rüzgâr başını sallayarak kendisine denileni yaptı ve çantasını da yanına alarak odasına çıkan merdivenleri tırmanmaya başladı. Odasının önüne gelip,kapıyı açtığında çantasını yatağının üzerine fırlattı ve kapıyı ayağı ile kapayarak aşağıya çöktü. Sırtını kapıya yaslayıp,başını geriye attığında kaşları çatık bir halde gözlerini kapadı ve "Of!"dedi.

Bakışları bilgisayar masasının yanında durmakta olan gitarına kaydığında istemsiz olarak gülümsedi ve müzik odasına Beril'i gizlice dinlediği ilk zaman aklına geldi. Emekleyerek gitarının olduğu yere gittiğinde telefonu çaldı. Arayan bilmediği bir numaraydı.

Telefonu açtığında "Efendim?"dedi.

"Merhaba, ben Senem. Rüzgâr ile mi görüşüyorum acaba?"

Genç adam şaşkınlıkla "E-evet, benim. Yalnız sizi tanıyamadım?" diye sordu.

Senem gülümseyerek "Çünkü tanımıyorsun da ondan. Ben Beril'in ablasıyım."dedi.

Rüzgâr, Beril'in ismini duyunca kalbi tekledi ve "ablası mı? bir ablası olduğunu bilmiyorum."dedi ve birden
endişe ile "Ne oldu? O iyi mi?"dedi.

Senem "Evet,evet o iyi. Ya biz evde mahsur kaldık. Kızlarla beraber oturuyoruz. Dedik Rüzgar'ı da çağıralım. Gelir misin?"diye sorduğunda Rüzgar "Benimle oyun mu oynuyorsunuz?"diye sordu ve o sırada arkadan Beril'in sesini duydu.

Beril "Senem abla, ya rezil oldum ya. Zaten benden nefret ediyor şimdi daha çok edecek senin yüzünden."

Bunu duyan Rüzgar kaşlarını çattıysa da kızın sesini duymasıyla çatılan kaşları gevşedi ve tebessümle "tabi,gelirim."dedi.

Senem "Güzel. Adresi veriyorum."

Rüzgar "Tamam."

***

Ragıp Bey,salonda oturmuş elinde telefonla Rüzgar'ın basketbol koçu ile konuşuyordu ve oldukça sinirliydi.

Ragıp Bey "Oğlum durup dururken takımı neden bıraksın Tahsin! Bir şey mi oldu? Kavga falan mı etti? Ne oldu?"dediğinde Tahsin Bey "Serkan ile tartıştılar. Zor ayırdık."dediğinde Ragıp Bey "Anladım. Yalnız şunu söyleyeyim. Bıraktıysa bırakmıştır,ben baskı yapmam bu konuda oğluma."dedi.

Tahsin "Anlıyorum Ragıp."

Ragıp Bey "Sonra konuşuruz."dedi ve telefonu kapadı. O sırada merdivenlerden inen Rüzgar "Ben kaçtım."diye bağırdı. Ragıp Bey "Nereye oğlum?"diye bağırdığında Rüzgar nefes nefese geri döndü ve "arkadaşlara gidiyorum baba. Çok geç kalmam."dedi ve "Görüşürüz anne!"diyerek evden aceleyle çıktı.

Annesi peşinden cama doğru koştuğunda "Bu çocuğun nesi var?"diye sordu.

Ragıp Bey gülerek "Aşık olmuş canım."dedi.

Annesi şaşkınlıkla ağzını açtığında gülümseyerek başını salladı.

***

Doruk'ların evinde ise kızlar kahkaha ile gülüyor ve Beril'i sinir ediyorlardı. Genç kız, kollarını birbirine dolamış suratını asmış bir halde bir köşede otururken Senem "Görelim bakalım şu Rüzgâr nasıl biriymiş?"dediğinde Beril "Doruk ağabeyim gelsin sen o zaman gör Rüzgârın nasıl olduğunu?"dediğinde
Nefes katıla katıla gülüyordu.

Bade "Çok tatlısın sen tatlım."dediğinde Beril "aşk olsun ama ya. Ben size güvendim ve her şeyimi anlattım sizin yaptığınıza bakın."dedi.

Senem "Aşıkları bir araya getirmek bizim görevimiz hayatım."dediğinde Bade "Sen dua et Serap burada değil. Yoksa var ya daha fena olurdu."dedi gülerek.

Beril "Ayyyy! İstemiyorum yaaa."diyerek elleri ile kulaklarını kapadığında kapı çaldı ve kızlar birbirlerine bakarak "Kapı!"dediler.

Nefes "Ve zil çalıyor?"

Senem "Duyuyorum."

Bade "Rüzgar geldi demek."

Nefes "Kim açacak?"dediğinde Senem "Ben açarım."dedi. nefes "Tamam."dediğinde Senem Beril'e göz kırptı ve kapıya doğru yürümeye başladığı sırada Bade ve Nefes,cama doğru koşup Rüzgar'ın profiline baktılar.

Nefes "Taş gibi."

Bade "süper ya!"

Beril kaşlarını havaya kaldırarak "Evet,biliyorum."dediğinde Senem kapıyı açtı ve "Merhaba ben
Senem."dedi.

Rüzgar gülümseyerek "Memnun oldum. Ben de Rüzgar"dediğinde Senem gülümsedi ve "İçeri gel."diyerek kapıyı sonuna kadar açtı. Rüzgar içeriye girip,kaşkolunu ve paltosunu Senem'e verdiğinde bakışlarını evde dolaştırdı ve Senemle birlikte gülümseyerek içeri doğru yürüdüler.

Salona geldikleri sırada Senem "Kızlar işte Rüzgar da geldi."dedi ve teker teker kızları Rüzgarla tanıştırdı.

Nefes "Memnun oldum. Ben Nefes."

Rüzgar "İsmin çok güzel. Ben de Rüzgar."dedi elini sıkarak.

Bade "Ben de Bade."dediğinde Rüzgar "Seni Erdem ağabeylerden tanıyorum. Memnun oldum yeniden."dedi ve bir köşeye sinmiş olan Beril'e baktı. Bakışları birbirleri ile buluştuğunda Senem "Kızlar,gelin mutfaktan yiyecekleri içeri taşıyalım"diyerek kızları yanına aldığında koca salonda Beril ve Rüzgar'ı yalnız bıraktılar.

Nefes "Çok tatlı kızım. Yağız'ı andırdı bana."

Senem "Kıyamam. Özledin mi?"

Nefes "sus be! Duyamıyorum."

Bade "Çok tatlı ikisi de ama." Dediğinde Nefes saçını çekti ve "Sus dedim."dedi. bade "tamam."diyerek ağzını kapadığında içeriye dikkat kesildiler ve dinlemeye başladılar.

Rüzgâr, Beril'e tepeden bakmaya devam ediyordu. Beril, başını kaldırsa sanki o gözlerin kendisini kör edeceğini sanıyor ve bu yüzden bakmaktan korkuyordu.

"Hoş buldum."diyerek ona doğru ilerlediğinde Beril sürünerek gerilemeye başladı ve şöminenin taşına doğru yanaştı. Mermerin sıcak olması ile elleri yanan Beril, yavaş yavaş gözlerini Rüzgâr'a doğru kaydırdı ve kaçırarak bakmaya başladı.

Beril "Allahım, neden böyle hissediyorum. Sanki kalbimin üstünde kocaman bir taş var. Ona bakınca neden bu kadar yoğun ve dolu hissediyorum kendimi. Çok sıcak. Çok sıcak."

İç sesi o kadar kuvvetliydi ki genç kız sağır olacağını hissediyordu. Rüzgâr, dizlerini kırıp önünde yere çömeldiğinde Beril "Hoş geldin."dedi. Rüzgâr elini uzattığında Beril ona baktı ve elini uzatarak gülümsemeye çalıştı.

Rüzgâr "Neyden kaçıyorsun?"diye sorduğunda Beril 'senden' diyemedi ve "Hiçbir şeyden."dedi.

Rüzgâr "gitmemi istiyorsan söylemen yeterli."dediğinde Beril, farkında olmadan Rüzgâr'ın elini sıktı ve başını sallayarak "İstemiyorum."dedi.

Rüzgâr "Öyleyse neden yüzünü buruşturuyorsun?"diye sordu.

Beril "Yanıyorum." Dedi.

Rüzgâr "bende"dediğinde Beril "Hayır, cidden yanıyorum."dedi ve diğer elini Rüzgâr'ın yanağına koydu.

Rüzgâr, ateş gibi sıcak olan elin tenine değmesi ile irkilse de sesini çıkarmadı ve kızı kollarından tutarak minderlerin üzerine oturttu.

Beril'e bakarak "Şömineye girmeye niyetin mi vardı?"diye sordu.

Beril "yok aslında odun olup yanmayı istiyordum! Ne alaka ya!"diye bağırdığında Rüzgâr geri çekildi ve Beril'in karşısına geçti.

Senem'ler hala kulakları kapıda onları dinleyip izlerken Bade "Rüzgar,acı çekiyor gibi görünüyor."dedi birden.

Nefes "Evet,fark ettim."dediğinde Senem "Susun bir."dedi ve dinlemeye devam etti.

Rüzgar, Beril'in karşısına geçmiş gözleri ile kızı delip geçiyordu. Beril "Bana öyle bakmaktan vazgeç."dediğinde Rüzgar "Nasıl bakıyor muşum ki?"diye sordu.

Beril,ona bakarak "Böyle işte."dediğinde Rüzgar "Neden Serkan'ın teklifini kabul ettin?"diye sordu birden. Uzatmanın ne âlemi vardı sanki?

'Bana başka çare bırakmadı.' Diyemedi Beril ve ona bakarak "Kabul ettim işte."dedi.

Rüzgar "Neden ama?"dediğinde Beril "Çünkü ondan hoşlandım."dedi.

Rüzgar "Bir akşamda mı? Sen ondan böyle mi hoşlandın?"

Beril "Bazı şeylerin nasıl olduğunu anlayamaz insan."dediğinde Rüzgar "haklısın ,ben de anlayamıyorum. Senin saf ve masum olduğunu bir kenara bıraktım,bunu nasıl yapabildin anlayamıyorum. Serkan'ın güvenilmeyecek bir adam olduğunu söylemiştim!"dediğinde Beril ona baktı ve "Sana güvenebilir miyim peki?"diye sordu.

Rüzgar "Efendim?"

Beril "sürekli onu kötülüyorsun ama sen de aynısını yapıyorsun! Arkanı dönüp gittin! Bir de beni azarladın üstelik!"dedi.

Rüzgar "Ne yapmamı isterdin? Hakkında seni uyardığım adamla çıktığın için seni tebrik mi etmeliydim!
Hem de senden hoşlandığımı sana söylemişken! Gerçekten bunu mu yapmalıydım? Ben o kadar geniş değilim Beril."dediğinde sesindeki sertlik Beril'e tokat gibi gelmişti.

Beril "Bu benim özel hayatım!"dedi.

Rüzgar "Haklısın. Senin özel hayatın,benimse en büyük aptallığım."

Beril "Ne demek bu?"

Rüzgar "İnsan kimi seveceğini seçemiyor. Dediğin gibi her şey birden oluyor. Ama ne var biliyor musun Beril,o seni umursamıyor. Yaptığın radyo programından tut kazanacağın resim yarışmasına kadar. Senin neyden zevk aldığını bilmiyor, ya da nasıl sinirleneceğini. Seni sevmiyor,onun için diğerleri gibisin ve diğerlerine yaptığı gibi yapacak sana da! Kalbini paramparça edecek,ruhunu yırtacak!" dediğinde
Senem "Biri onu susturmalı."dedi.

Nefes "Bırak konuşsun."

Senem "Ama kızın kalbini kırıyor."

Nefes "Merak etme, kırdığı gibi iyileştirir."

Senem "Of ama uzaklaşacaklardan birbirlerinden!"

Nefes "Hayat, bazen insanları, birbirleri için ne kadar çok şey ifade ettiklerini anlasınlar diye ayırır." dedi.

Beril, duydukları ile Rüzgar'a öylece bakıyordu. Gözleri dolarak "Bunları nasıl söyleyebiliyorsun?"dedi.

Rüzgar ona bakmadı ve dışarıya bakarak "Sen nasıl bana aynısını yapıyorsan öyle söylüyorum."dedi.

Beril "Ben senin kalbini mi parçalıyorum?"dediğinde Rüzgar ona döndü ve Beril'in gözlerinin içindeki saflığı gördü. Bununla birlikte ona gülümsedi ve "Söylemiyorsun ama yapıyorsun."dedi.

Beril "Yapmıyorum."dediğinde Rüzgar içinde bir yerlerde Serkan'ın yalan söylediğini anlıyordu. Beril,ilk gün gördüğü gibi saf ve masumdu. Serkan bile onu kirletemezdi. Beril,Rüzgar'ın bakışlarından rahatsız olarak başını önüne eğdiğinde " of.."diyebildi sadece.

Rüzgar gülümseyerek ona baktığında Senemler içeriye girdi sonunda ve yanlarına çökerek "Sesin güzel mi?"diye sordular. Rüzgar "Şey,sanırım. Neden?"

Senem "Beril,senin de radyoda onunla birlikte çalacağını söyledi de."

Rüzgar "kendi çapımda eğleniyorum diyelim."

Senem "Hadi söyle."

Rüzgar ,Beril'e baktı ve "Gitarın burada mı ?" diye sordu.

Beril ,başını sallayarak cevap verdiğinde yerinden kalktı ve gidip gitarını getirdi. "İşte."diyerek Rüzgar'a uzattığında Rüzgar, gitarın akordu ile oynadı ve kucağına yerleştirerek "Başlayayım mı?"diye sordu.

Nefes "Hadi."diyerek başını Bade'nin omzuna yasladı ve kızlarla beraber Rüzgar'ı dinlemeye başladılar.
Rüzgar "O elini tutunca... Ben biraz ölüyorum... Senin gözlerini izlediğimde. Merak ediyorum. Neden bana böyle bakamıyorsun? Yürüdüğün zaman. Söylemeye çalışıyorum ama sonra donuyorum ve asla yapamıyorum. Dilim dolanıyor ve kelimeler kapana kısılıyor. Kalp atışımın sesinin yükseldiğini duyuyorum. Ne zaman sana yaklaşsam.

" Bade "Çok güzel ve anlamlı."

Senem "Şişştt."

Rüzgar "Ama onunla dans ettiğini gördüğümde.İçim parçalanıyor. Çünkü sen görmüyorsun. Onu ne zaman öpsen. Kırılıyorum. Oh,ne kadar isterdim onun yerinde olmayı."

Beril,ona bakarken Rüzgar'ın dudaklarının arasından çıkan kelimelerin ruhuna işlediğini hissediyordu. Deli gibi ağlamak ve her şeyin yalan olduğunu söylemek istiyordu. Evden dışarı çıkmamak ve hep kendisini güvende hissetmek istediğini söylemek istiyordu ama yapamıyordu. Kelimeler ağzında düğüm oluyor,nefesi dar geliyordu kendisine. Boğazında kocaman bir yumru onu zorluyordu.

Rüzgar "O sana bakıyor. Benim yapmak istediğim gibi. Yapabileceğimi bildiğim her şeyi o yapıyor. Sadece zamanı geri döndürebilseydim. Çünkü iki kelime var sana söylemek istediğim. Ama onunla dans ettiğini gördüğümde ,içim parçalanıyor. Çünkü sen görmüyorsun. Onu ne zaman öpsen,kırılıyorum ve ne kadar isterdim onun yerinde olmayı." Diyerek şarkıya devam edeceği sırada Beril koşarak evden çıktı.

Kızlar,şok içinde birbirlerine baktıklarında Senem "Ne oldu ki?" dedi. Rüzgar,elindeki gitarı bırakarak "İzninizle."diyerek yerinden kalktı ve kapıya doğru koştu. Rüzgar da peşinden gittiğinde Beril hıçkırarak ağlıyordu. Rüzgar "Beril!" Beril "Git buradan! Evine git. Senem abla adına özür dilerim."dedi. Rüzgar "Neden ağlıyorsun? Beril,bana bak." Beril "Hiçbir şey sandığın gibi değil ki ama. Tek sen mi kırılıyorsun sanıyorsun?" Rüzgar "Sana bir şey mi yaptı? Tehdit mi etti? Ne yaptı Beril bana bak?" dediğinde Doruk'larda eve doğru gelmiş yürüyorlardı. Anıl "Ne oluyor?"dediğinde Erdem "Hadi gidip bakalım."dedi. Beril,titreyerek ağlamasına devam ederken Rüzgar'ın kendisine dokunmasına izin vermiyordu. Kriz geçiriyor gibiydi. Rüzgar "Bir şey yaptı değil mi? seni kıracak korkutacak bir şey yaptı?"dedi yüzünü ellerinin arasına alarak. Beril "Bırak beni,lütfen." Rüzgar "Bırakmam. Bana ne olduğunu söyleyeceksin!"dediğinde Beril "Bana... bana sürekli saldırıyor. Sözlü olarak..." durdu ve nefes aldı. ona bakarak "eğer teklifini kabul etmezsem,Doruk ağabeyime ve Demir ağabeylere zarar vereceğini söyledi!"dediğinde arkasından gelen sesle yerinden sıçradı.


Yemyeşil gözleri duydukları ile koyulaşmış,öfkeden iri iri olmuştu. Elleri yumruk halinde iki yanında duruyorken "Bir daha söylesene!"diye tısladı dişlerinin arasından. Erdem "Şerefsiz!"diye tıslarken Anıl ne olduğunu bilmediği ama sinirlendiği bir şeye dahil oluyordu. Beril,korkudan çığlık atıp deli gibi ağlamaya başladığında Doruk'un tek yaptığı ona doğru koşup,kızı kollarının arasına almak olmuştu. Beril'i kucağına almış sessiz bir şekilde eve doğru ilerlerken, Rüzgâr ve Erdem birbirlerine bakıp kafalarını sallamışlar ve onların ardından neler olup bittiğini öğrenmek için eve girmişlerdi.

TUTKU OYUNU (ESMER SERİSİ-4)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin