Aile-Bölüm 7

2.4K 93 13
                                    

Yorumlarınızı bekliyorum! GrahaminKarisi geri döndüğ!
- Duru'nun ağzından-
Elimdeki telefonu bıraktım. Ve yazara küfrettim. Benim bile okurken utandığım şeyleri 16 yaşındaki çocuk yazıyor. Daha da ilginci bizim Amerika'da falan yaşadığımızı zannediyorlar. Kız 17 yaşında lisesi ve çocukla ailesinin önünde öpüşüyor yada daha fazlası. Her zaman klasik sonlardan nefret ederdim. Oğlan kızı sever. Sonra oğlana aşık olan başka bir kız oğlanı zorla öper sonra tam o zaman esas kız görür. Oğlanın açıklamasına izin vermez. Hiçbir zaman klasik olmamıştım. 4 gündür ne Araf'ı ne babamı ne de Toprak'o gördüm. Kendi evimde kalıyorum. O gün Toprak hiçbir şey söylemeden gitti. Araf beni evime gönderdi. O günden beri böyleyim. Araf'a belki 40. mesajımı attım.
Merak ettim. Özledim. Seviyorum. Panzehire ihtiyacım var. Ve beni aradığında ciddi ciddi konuşacağız.
Araf'ın cevap vermeyeceğini düşünerek telefonumu komodine koydum ve yatağa girdim. Araf'la ilişkime bir isim verememiştik. Ama o da beni seviyordu. Biliyorum. Gece yarısı uyandım. Yanımda bir sertlik vardı. Ha! Yanımda biri vardı. Yataktan kalkıp cırlamaya başladım. Elime aldığım bardağı sapık hırsız'ın kafasına attım.
" Ahh! "
Kalktı yataktan. Bardak da kırılmıştı.
" Yaklaşma! "
" Duru benim. "
Nası? Yokluktan halisülasyon mu görüyordum? Araf!
" Araf? "
" Kafamda kırıldı bardak. "
Araf olduğuna emin olduktan sonra yanına gittim.
" Afedersin ya. "
" Sorun değil canım. Gecenin üçünde kafamda bardak kırdın altı üstü. "
Araf'ın kafasını tuttum. Kanamıyordu.
" Bir şeyin yok. Sen niye benim yatağımdasın? "
Sırıttım. Yatağa yeniden oturdu. Yanına oturdum.
" Birileri beni mi özlemiş? "
Bunu söyleyen bendim.
" 40 tane mesaj atan bendim çünkü. "
Yanaklarım kızarmıştı. Beni tek haraketle kucağına çekti.
" Napıyosun! Affetmedim seni! "
Sırıttı. Yarabbim ne güzel gülüyorsun Araf. Dudaklarımı öpmeye başladı. Affetmedim onu ama karşılık vermek affetmek değildir. Karşılık verdim. Bir süre sonra geri çekildi.
" Affetin beni. "
Güldü.
" Hiçte bile. "
" Tamam o zaman. Yarın evime gel."
" Olur! "
İlk seferde izin verdiğime inanmıyorum. Yatağıma yattı. Üstünü çıkardı.
" Şimdi uykum var. "
" Burda yatamazsın! "
Beni yanına çekti. Arkamdan sarıldı.
" İyi geceler. "
Sesimi çıkarmadım. Onun sesi rahatlamama yetiyordu. Yada onun siyahına aşık olmaya. Su kimdi? Siyahım. Araf'a böyle deseydim beni de sever miydi? Yada ailesi nasıl biriydi? Daha da önemlisi niye Araf'a hayır diyemiyorum? Başladı kalbim. Kendini kandırma Duru. Babanı öldür dese Araf için yaparsın. Sana zorla sahip olsa yine onun kollarında teselli bulursun. O seni dövse gidip ona sığınırsın. Ama bu yüzsüzlük değil. Çaresizlik değil. Aşk diyoruz. Araf ne yaparsa yapsın ona sığınacaksın. O seni düşürecek yardım için elini uzatacaksın. O seni öldürecek ama tek sözüyle yeniden dirileceksin. Canını acıtacak özür dileyecek affedeceksin. Sence sen özgür müsün Duru? Değilsin. Bağımlısın. Araf'a. Canını acıtacağını bile bile onun yanındasın. Öldüreceğini bile bile onun kollarında uyumak isteyeceksin. Kalbimi susturdum. Ve gözlerimi kapattım.
_______________________________
Araf evinin kapısını açtı.
" Bak ufaklık. Sakın bir şeyi kurcalama. Ben yemek alıp geliyorum. "
" Tabiki. "
Gözlerini kısıp bana baktı. Bu kadar tatlı olma cici çocuk. Kapıyı kapatp gitti. Hemen Araf'ın odasına koştum. Ve dolabındaki kutuyu açtım. İlk önce bir defter vardı. Kapağında 'bebeğim' yazan. Kapağında bir bebek. Açtım. İlk sayfayı okudum.
Annecim,
Bu defteri yazmaya karar verdim. Cinsiyetini öğrendik Araf'ım. İsmine de karar verdik. Baban sevinmedi erkek olduğuna ama. Ben onu ikna ettim annem. Ananen, baban aşağıda benim güzel oğlum. Sen karnımdasın. 6 ay var doğmana. Seni sabırsızlıkla bekliyoruz.
Annen, Şebnem
Gözlerim dolmuştu. Bir damla yaş yanağımdan süzüldü. Annesinin adı Şebnem'di. Ve Araf daha doğmamıştı. Masum. Küçük. Ağlarken gülmeye başladım. Resimler bölümündeki ultrasonu aldım. Araf mıydı bu? Bezelye. Diğer sayfaları okudum. Sonra resimlere geçtim. Tombik bir bebek. Araf'ı böyle hayal etmemiştim. Çok güzel gülüyordu. Adının Şebnem olduğunu öğrendiğim annesi kucağında Araf'ı tutuyordu. Babası - adı ne bilmiyordum- Şebnem'e sarılmıştı. Son sayfayı okudum.
Oğlum,
Annenden gizli yazıyorum. Bunu okuyup anlayabilecek yaşa geldiğinde ben çok uzaklarda olacağım. Beni senden aldılar oğlum. Annen sana çok iyi bakacak. Güzel oğlum. Seni çok seviyorum babacım.
Baban, Selim
Babasının adı Selim'di. Selim ve Şebnem. Albümü kutuya koyup kutudaki diğer albümü aldım. Kapağında;
Beyaz'dan Siyah'a.
İlk resmi açtım. Sarışın bir kadın vardı. Genç. Araf'a sarılmıştı. Mavi gözleri oldukça büyüleyiciydi. Araf gülüyordu. Gerçekten gülüyordu. Su. İsmi bile beni üzüyordu. Araf'ı güldürebilmişti. Benim yapamadığımı. Albüme daha fazla bakmak istemediğime karar verdim ve kapattım. Kutuda bir patik vardı. Altında;
Arsu. Seni seviyoruz.
Yazıyordu. Arsu? Kimdi? Bebek patiğiyle alakası neydi? Kapı sesini duyunca pembe bebek patiğini koyup kutuyu kapattım. Hemen Araf'ın odasından çıktım ve tuvalete girdim.
" Duru! Nerdesin? "
" Tuvaletteyim. "
Tuvaletten çıktım.
" Araf? "
" Efendim Duru."
Siyah gözleri. Müthişti. Onun yanından geçip aşık olmayacak kimde yoktu. Buna kalıbımı basarım. Elini tuttum. Çekmedi. Diğer elini de tuttum.
" Biz neyiz Araf? "
" Nasıl soru bu? "
" İlişkimizin adı ne? "
Siyah gözleri simsiyah olmuştu. Bu beni korkutuyordu.
" Sen bana aşıksın. Ben seni sevmeye çalışıyorum. "
Moralimin bozulduğunu belli etmemeye çalıştım. Anlamıştı. Çenemden tuttu.
" Sen benimsin. "
Gözlerim parladı.
" Seninim. "
Elini daha sıkı tuttum.
" Araf lunaparka gidelim mi? "
" Saçmalama! "
Oldukça ciddiydim aslında ama.
" Lütfen! "
" Duru! "
" İstediğini yaparım?"
" Her şeyi mi? "
Muzipçe sırıttı.
" Onun dışında her şey. "
Güldü. Ama içten değildi. Su'nun yanındaki gibi değildi.
" Tamam gidelim. "
- Araf'ın ağzından -
Her yaptığı hareket nefretimi arttırıyordu. Yarın mesai vardı. Ege'nin şirketinde. Ama o avcumda olmak zorundaydı. Lunapark? Oldukça çocukcaydı ama Duru zaten çocuktu. En son Su'yla lunaparka gitmiştim. Dönme dolabın tepesinde kalmıştık. Öpüşmüştük. Su. Özlemiştim. Annemi arayacağım yarın. Onu da özlemiştim. Ama Su'dan sonra ben kötü bir adam olmuştum. Ciddi anlamda kötü. Katil. Nefret. Lunaparka geldiğimizde ellerini çırpıp cırlamaya başladı.
" Yaşına uygun davransan?"
" Bu kadar ciddi olmasan? "
Duymamazlıktan geldim. 3 yaşındaki bebeklerin zıpladığı tramboline doğru koşuyordu. Cidden böyle bir şey yapmaz dimi? Ah Duru! Ne yapacağım senle!
Yorumlarınızı bekliyorum efenim. Lütfen yorum yapın. Çok önemli benim için.

ARAF Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin