Siyah'ın Grisi-Bölüm 16

2K 81 38
                                    

Ve siyah beyaza aşık olur. Ya gri? Beyaz yerine gri varsa bu hikayede? Gri'nin rolü ne olur?

- Duru'nun ağzından-
Oraya vardığımızda Selen ve Alp çoktan gelmişti. Babam da oradaydı. Araf girer girmez elimi kavradı. Ve bütün sıcaklık vücuduma yayıldı. Kulağına eğildim.
" Sana mükemmel bir şey aldım. "
Güldü.
" Şimdi versen? "
" Araf sakin ol. Gece vereceğim. "
Onun elini bıraktım. Gecenin geri kalanı sıkıcıydı. Klasikti. 12'ye 20 dakika kalmıştı. Ve model sahneye çıktı.
" Hazır mısınız? "
Herkes gençti zaten. Ve onlar başladı.
(Model antidepresan gülümsemesi)
Araf birden beni babamın yanından çekti. Ve sahneye yönlendirdi.
" Bu şarkıda mı dans edeceğiz? Saçmalama! "
Güldü.
" Farklı ol. Çünkü sen farklısın. Biz farklıyız melek. "
Melek?
Bana melek demişti!
Melek!
Ve şarkının eşliğinde kendimi ona bıraktım.
Beni kendine çekti.

Ah ne tatlı sözler hazırladım.
Kim bilir kaç aydır.
Kimse seni dinlemiyorken,
Konuşmak kolaydır.

Dudaklarını yanağıma sürttü ve nazikçe öptü. Her haraketi mükemmeldi. Enfes. Ellerini belime yerleştirdi.

Kafanda durmadan bağırıp çağıran,
Bir yabancının sesi.
Yüzümde kocaman yalandan,
Bir antidepresan gülümsemesi.

Ve beni biraz daha kendine çekti. Çok zarifti. Bir Erkeğe göre, erkeksi ve nazik. O Araf'tı.

Böyle gitme ne olur!
Böyle gitme ne olur!
Biraz Yanımda otur diyemedim.
Başımı yaslasaydım omzuna,
Ağlasaydım.
Öpüp koklasaydım.
Yapamadım,yapmadım.
Utandım.

Güldü ve kulağıma yanaştı.
" Aynı sen. Utangaç bir ufaklık. "
Ufaklık demesi ilk defa hoşuma gitmişti.

Sen bana bakma,
Parçalı bulutluyum.
Sen mutluysan,ben mutluyum.
Eski iyi bir dostum yalnızca,
Bu gece nasıl olsa.

Güldüm. Kulağına eğildim.
" Sen mutluysan mutluyum Araf. "
Tebessüm etti. Bu sefer sadece benim duyabileceğim bir sesle söyledi.
" Iş arkadaşım,seni seviyorum. "
Güldüm. Sevgilicilik oyunu devam ediyordu heralde yarına kadar.
" Ben de seni çok seviyorum. "
Nakaratı tekrarladı. O anı durdurmak istedim,sonsuza kadar. Ve kafamda o anın fotoğrafını çektim. Hiçbir zaman unutmamak üzere,çünkü ben yüzsüzdüm. Ama bir yandan da aşık.

Her canın yandığında,
Ara derdim yine beni.
Yapabilseydim gözyaşlarını,
Yine silerdim.
Diyemedim.

Dudaklarını kulağıma yanaştırdı.
" Ben nerde olursam olayım,her canın yandığında beni ara. "
" Ya canımı yakan sen olursan. "
Güldü.
" Yine yüzsüzlük yap ve beni ara. Çünkü her canın yandığında benim kollarımda teselli bulmalısın. Ben canını yaktığımda bile."
Şarkı bitmişti. Yeni yıla son 15 dakika. Doğum günüme son 15 dakika.
" Duru sana hediyeni vereceğim. Gel benle."
Güldüm. Araf Inan bana hediye mi almıştı? Babamdan izin alıp onla gittim.
" Nereye! "
Güldü.
" Gel benle."
Bir süre sonra Arabasının önünde durduk. Bagajını açtı. Bir kafes çıkardı. İçinde yavru bir kedi vardı. Gri bir kedi. Yeşil gözlü.
" Nası! Kedi mi aldın? "
Güldü.
" O beni seçti aslında. Gri bir ufaklık. Senin gibi yeşil gözlü. "
Kediyi kucağıma Alıp sevmeye başladım. Herhalde dünyanın en güzel şeyiydi.
" Adı ne olacak? "
Gülmüştüm.
" Tasmasına bak. "
Tasmasını elime aldım.
Adım Yüzsüz Ufaklık.
Güldüm.
" Merhaba Yüzsüz Ufaklık. Ismin ne kadar da kısaymış! "
Elimi tuttu.
" Yüzsüz benden sana. Beni unutmamam için."
Yüzsüz Ufaklık'ı kafesine koydum. Elini daha sıkı kavradım.
" Ben asla seni unutmayacağım Araf. Kendimi unutsam da seni unutmam. "
Güldü.
" Beni bu kadar sevecek ne Yaptım sana? "
Tebessüm ettim.
" Mutlu ettin. Ama yarından sonra bitecek. "
Güldü.
" Bitecek. "
" Yüzsüz Ufaklık'ı kafesine koydum. Orada dursun. Ben vereyim sana hediyeni. "
Güldü.
" Tamam. "
Bagajı kapattık. Ve karların arasından parti mekanının arkasına geçtik.
" Benimki senin hediyen gibi değil. Yani güzel değil. "
Yanaklarının kızardığını biliyordum.
" Düşünmüş olman yeter. "
Aldığım hediyeyi ona uzattım.
" Yeni yılın kutlu olsun Araf. Bu yıl sana güzellikler getirsin. "
Güldü ve paketinden çıkardı. Ona bir balerin almıştım. Gri bir balerin. Gri dönen bir balerin. Pembe bir kutudaydı. Kutunun üstüne:
" Siyah'ın Gri'sinden,
Ve siyah gri oluncaya dek karışmaya devam etti. Beyaz duruluğunu yitireceğini bile bile savaşından vazgeçmedi.
Senin gibi bir yıl olsun. Kusursuz,masum. "
Araf bunu okuduktan sonra bana şaşkınlıkla bakıyordu. Kutu açıldı ve gri balerin dönmeye başladı. Dönüşünü çok dikkatli izliyordu. Sonra balerin dönerkenki müzik durdu. Ve benim sesimle dönmeye başladı. Kutunun üstünde yazan Yazıyı kendim okuyup kaydetmiştim. Balerin'i yerine koydu.
" Duru bu mükemmel. "
Güldüm.
" Seni mutlu etmek,inanılmaz. "
Dudaklarıma yanaştı ve nazikçe öptü. Geri çekildi. Ve elimi tuttu.
" Böyle olsun istemezdim. "
Güldüm.
" Ben de istemezdim. "
" Son 5 dakika! "
Bu romantikliği bozan ben olmuştum. İçeri geçtik. Ve benim için korkunç zamanlar başlamıştı.
- Araf'ın ağzından -
Duru. Bugün beni çok şaşırtmıştı. Ve mutlu etmiş. Balerine son kez baktım ve kapattım. Sonra Toprak'ın mesajı geldi.
Ege Üner'i aldım. Hemen kayak pistlerinin başında,güvenli bir yerdeyiz. Gel ve bu işi bitir.
Muhtemelen o ormanlığa gitmişlerdi. Silahımı yerleştirdim ve dedikleri yere doğru yürüdüm. Yapabilecek miydim? Duru'nun babası olmasa gözümü kırpmazdım. Ama. Sonra iç sesim devreye girdi.
" Babanı Gözünü kırpmadan öldürdü Araf. İşkence etti. Sen eziksin. Onu öldüremessen. Babanın kanı yerde kalacak. "
İç sesim belki ilk defa haklıydı. Sonra Ege Üner'i gördüm. O mavi gözleri. Duru'nun aşık olduğu mavi gözleri.
" Araf. "
Güldüm. Toprak'da gülüyordu.
" Ben. Ege! Ben. Hani babasını gözünüzü kırpmadan öldürdüğünüz adamın çocuğu. "
Güldü.
" Öldür o zaman beni. Ama bir Ayrıntı var. Sen Duru'yu seviyorsun. Ve Duru ben olmasam yaşayamaz. "
Haklıydı.
" Saçmalama. Sensiz daha iyi yaşayacak. "
Bana yaklaştı. Ve silahını çıkarttı. Ilk önce paniklesem de silahını benim elime verdi ve kendi başına doğrulttu.
" Hadi sık bitsin. Cesaretini görelim Araf. "
Ilk defa elim titriyordu. Toprak bana soru soran gözlerle bakıyordu. Namluyu kafasına bastırdım. Yapabilecek miydim?
" Ne oldu Araf! Hadi! Selim amca için. "
Bunu söyleyen Toprak'tı. Arkama geçti. Ve beklemeye başladı. Her şeyden çok sıkmak istiyordum tetiği. Ama olmuyordu. Yapamıyordum.
" Hadi Araf! Babanda senin gibiydi. Ürkek bir fare gibi. "
" Babam hakkında sakın ileri geri konuşma. "
" Ne oldu? Korktun mu? Ne yapacaksın? "
Dişlerimi birbirine bastırdım. Niye o tetiğe basamıyordum. Sonra Ege Üner'in Gözlerine baktım. Sesler geliyordu partinin yapıldığı yerden.

10

Aynı Duru'ya benziyordu. Gözleri,şekli. Duru gibi bakıyordu.

9

Tetiğe basamıyordum. Her defasında Duru geliyordu aklıma.

8

Ege Üner karşımda gülmeye başladı.

7

Bilinç altım iç savaş veriyordu.

6

Babamın gözleri aklıma geldi.

5

Bana nasıl sevgiyle baktığı.

4

Elimi silaha yerleştirdim.

3

Sıkacaktım.

2

Gözlerimi kapattım.

1

Ve bir silah patladı.

0

Yeni yıl!

Merhaba! Sizce Ege Üner'i Araf mı öldürdü?

ARAF Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin