- Duru'nun ağzından -
" Hera. Benim kızım. "
Arkamı döndüğümde gördüğüm bir çift siyah göz vardı. Bu olamazdı.
" A-Araf? Sen misin? "
Güldü. Aramızdaki mesafeyi kapattı. Ayağa kalktım.
" Benim ufaklık. "
Bir an ne yapacağımı bilmesem de Koşarak ona sarıldım. Buna şaşırmıştı. Hemen ellerini belime doladı. Ve kafasını boynuma gömdü. Karnım engel olacak kadar büyümemişti. Göğsüne geliyordu boyum. Hiç bırakmayacakmış gibi sarıldım. Karşımdaki adama hiç güvenmiyordum. Ama aşıktım. Çok fazla. Yavaşça ondan ayrıldım. Direk gözlerime bakıyordu. Ikimizde tek kelime etmiyorduk. Dudaklarıma yanaştı ve öptü. Karşılık vermedim. Ve onu ittirdim. Sinirlenmiştim. Bu Hakkı nerden buluyordu?
" Sen kendini ne zannediyorsun! Beni nasıl öpersin! "
Benden uzaklaştı.
" Duru biliyorum,hatalıyım. Anlatmama izin ver. "
Güldüm. Histerik bir gülüştü.
" Buyur Araf! Anlat! Nasıl olsa sen beni bir şekilde ikna edersin! Öpüşür barışırız! Dimi? "
Bağırıyordum.
" Bağırma! Gel konuşalım! "
Sabrının taştığını anlayabiliyordum. Ama o Araf İnan'sa ben de Duru Üner'dim.
" Saçmalama! Benim senle konuşacak bir şeyim yok! Neyi anlatacaksın! Kızımla beni iki ay boyunca yalnız bırakmanın sebebini mi! "
Bileğimi tuttu. Sıkıyordu.
" Gerizekalı! Mecburdum! Ne yaptıysan hepsini biliyordum. Yanınızdaydım. Hera'nın senin yanındaydım. "
Güldüm.
" Ben niye bunu hissetmedim! Babamı öldürmene rağmen seni affetmeye hazırdım be! Kızım için. Affedecektim seni! "
Beni kendine çekti.
" Hala affedebilirsin. "
Güldüm.
" Seni seviyorum,ama istemiyorum. "
Bileğimi daha fazla sıktı. Canım acıyordu. Üstelik bu kadar yakın olmak,kalbim dans ediyordu.
" Sizi seviyorum,ve istiyorum. "
Gözlerime bakıyordu. Onun siyah Gözlerine aşıktım en çok. Siyahının tonuna. Gözlerimden yaşlar akıyordu.
" Ne yapmam gerekiyor bilmiyorum! "
Beni kendine çekti ve sarıldı.
" Izin ver kızıma babalık yapayım,sizin Yanınızda olayım. Birlikte bir hayat kuralım. "
Bunu çok istiyordum,ama o babamı öldürmüştü. Ve bu her zaman aramızda bir engel olacaktı. Gururuma yedirmiyorum. Birden gülmeye başladım.
" Niye gülüyorsun! "
Meraklı gözlerle bakıyordu.
" Senden nasıl bir baba olur onu düşündüm. Komik. Seni baba olarak düşünmek. "
Elimi kavradı.
" Izin ver göstereyim. "
Elimi kurtardım.
" Benden hemen eskisi gibi olmamı bekleme. Yakın olmayacağız. Öpüşmeyeceğiz. Ama birlikte olacağız. Ve zamanla eski halimize döneceğiz. "
Gözleri parlamıştı. Mutluluğu Yüzünden okunuyordu. Bu beni mutlu ediyordu Fazlasıyla. Onu mutlu görmek. Onu mutlu etmek. Elimi kavradı. Hemen cebine elini attı. Ve bordo bir kutu çıkardı ve Önümde eğildi.
" O zaman Duru Üner. Kızımız için,benimle evlenir misin? "
Kızımız için.
Kızımız demeseydi bu teklifi düşünmeden reddederdim.
Kızımız.
Bebeğim.
" Cevabını bekliyorum. "
Güldüm.
" Kızımız için kabul ediyorum. Ama aramızda karı-koca ilişkisi olmayacak seni affedene kadar. "
Güldü. Parmağımı nazikçe tuttu ve tek Taş Yüzüğü taktı.
" Buna da kabul,ufaklık. "
Araf çok değişmişti.
Çok.
O eski Araf gitmişti sanki.
Bana yaklaştı.
" Bak ben romantik olamam. Benden bir anda değişmemi bekleme. Huysuz biriyim. "
Kafa salladım.
" Biliyorum. Ama İstanbul'da yaşamak istemiyorum. Muğla'ya gidelim. "
Güldü.
" Tamam. Bana biraz zaman ver işlerimi halledeyim. "
Kafa salladım.
" Tamam,artık beni eve bıraksan. "
Kafa salladı ve yürümeye başladık. Mezarlığın çıkışında bize bakıp Ağlayan bir çift mavi göz bulmayı beklemiyordum. Gözlerine baktım. Şişmişti. Paramparça görünüyordu. Benim yüzümden.
" Toprak? "
Ben söylemiştim.
" Ben Duru. Ben. Toprak. 2 aydır senin yanında olan. Senin için Can'ını verebilecek bir Toprak. "
Araf Söze atladı.
" Ne oluyor kardeşim? "
Toprak ona baktı.
" Karışma KARDEŞİM. "
Kardeşimi vurgulamıştı. Bana döndü yeniden.
" Ben ne Olacağım Duru? "
Benimde Gözlerim dolmuştu.
" Sana söylemiştim. Biz olamayız demiştim. "
Güldü. Kahkaha attı desem yeridir.
" Haklısın. Mutluluklar. Hera'ya iyi bak. "
Kafasını çevirip gitti.
" Araf abicim bu arada. Akşam moon cafe de ol. "
Araf kafa salladı.
__________
Saatlerdir önümdeki pipetle oynuyordum.
" Araf gidelim mi artık? Toprak gelmedi. "
Kafa salladı.
" Hayır."
Sonra Kafamı sahneye çevirdim. Toprak sahnedeydi. Direk bize bakıyordu. Sonra şarkıya başladı. Mavi gözleri mutsuz görünüyordu. Müzik çalıyordu.
" Bu şarkı, "
Nefes aldı.Sen bana bakma.
Ilk değil bu.Gidenin Kazandığı hileli,
Bir oyun bu.Sen bana bakma,
Belki de en doğrusu bu.Ben son baharın döktüğü,
Son yaprak bu.Her Gözlerimi kaçırdığımda bana bakıyordu. Bu beni rahatsız etmişti.
Ben ne yangınlar gördüm.
Öylece bırak beni.Sen Ateş'ten korkarsın.
Kaç kurtar kendini.Ben ne yaralar aldım hiç biri öldürmedi.
Sen de git unut beni.Gözleri dolmuştu.
" Size bir tavsiye,asla sevmeyin. "
Araf sinirlenmişti. Bir elini yumruk yapmıştı. Birden ayağa kalktı ve beni de kolumdan tutarak kaldırdı.
" Sana bir tavsiye kardeşim,kardeşinin aşkına aşık olma. "
Ve beni sürükleyerek dışarı çıkardı. Afallamıştım. Arabaya bindirdi. Hiç konuşmuyordum.
" Tamam kırgınsın. Ama bu suskunluk ne! "
Gülerek ona döndüm.
" Kırgınlık mı sadece hissettiğim? Ben kendimi öldürmeyi düşündüm be! "
Kendi kendime gülüyordum.
" Kırgınlıkmış. Bok kırgınlık. "
Söylediğim şey küfür de olmasa beni utandırmaya yetmişti.
" Özür dilerim. Üstüne gelmemem lazımdı. Yarın Muğla'ya gidiyoruz. Evleniriz 1-2 haftaya. "
Güldüm. Elini kavradım. Ama arkadaş gibi.
" Teşekkür ederim. "
Hala sinirliydi cevap vermedi.
" Sen niye bu kadar sinirlendin Araf? "
Güldü. Dişlerini sıkıyordu.
" Benim gözümün önünde çocuğumun annesi,gelecekteki karıma ilan-ı aşk etti. Ne yapmam lazımdı? "
Bağırmıştı. Güldüm. Beni kıskanmıştı. Evimin önüne gelmiştik.
" Iyi geceler. "
Tam arabadan inerken bileğimi tuttu. Ve kendine çekti.
" Asıl ben teşekkür ederim. Tüm yaptıklarıma karşı beni affettiğin için. "
Yavaşça dudaklarıma yanaştı. Her defasında beni etkisi altına almayı nasıl başarıyordu bu çocuk? Ben ona yaklaştım. Gözlerini kapattı. Nefesimi yüzüne üfledim ve yanağına bir öpücük kondurdum. Neye uğradığını şaşırmıştı.
" Iyi geceler. "
Gülerek arabadan indim. Mutluydum. Babam her zaman içimdeydi tabiki. Ama babam kesinlikle çok iyi bir insan değildi. Ve biz Araf'la yarın yeni hayatımıza başlayacaktık. O Yüzden hepsini anlatacaktı. Niye şirkete girdiğini,babamla arasındaki sorunu. Toprak'ı. Bavulumu hazırladım ve yatağa uzandım. Sonra telefonum çaldı. Arayan Nermin Hanım'dı. Derin'in annesi. Şaşkınlığım üzüntüye dönüşmüştü.
" Buyrun Nermin Hanım? "
Güldü.
" Merhaba Duru. Sana iki çift lafım var. Bugün Derin'in Öldüğü gün. Hatrıladın mı? "
Tabi ya! Nasıl unutmuştum?
" Tahmin edeyim unuttun. Bebeğin,kocanla mutlu bir hayat yaşıyorsun. "
Ağladığı sesinden belli oluyordu.
" Ben o öldüğünden beri 1 kere gülmedim Duru! Hayatımı çaldın sen benden! "
Benim de Gözlerim dolmuştu.
" Ben isteyerek mi Yaptım! Ben de üzüldüm. "
" Ama unuttun. Duru ben her gün oğlumla ölüyorum. Her Allah'ın günü! Katilsin sen! "
Bağırıyordu. Telefonu kapattım ve hıçkırarak ağlamaya başladım. Ben de istemezdim böyle olsun. Ben de istemezdim. Derin benim ilkimdi. Ilk aşkım. Ona deli gibi aşıktım,ama istemeyerek olmuştu.
- 4 sene önce -
" Duru yavaşla! "
Derin bağırıyordu. Duru gülmeye başladı. Direksiyondaydı.
" Duru sevgilim yavaşla! "
" Binmeseydin o zaman Derin bey! "
Derin Duru'nun elini kavradı.
" Sevgilim,güzelim yavaşla hadi,kaza yapacağız. "
Duru gaza daha sıkı bastı.
" Duru! Karşıya bak! "
Duru Karşıdan gelen Arabanın farlarını görmesiyle direksiyonu sola kırdı. Sonra sağa. Derin'in bağrışları kulağında yankılanıyordu. Sonra bir arabaya son sürat çarptılar. Gerisi karanlık bir sayfa.
*********
Duru bunları hatırlamasıyla daha fazla ağlamaya başladı. O katildi. Katil. Sevgilisini öldürmüştü. Sonra kendini yatağa attı. Ve Kazayı unutmaya çalıştı. Şimdi ne olacaktı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAF
БоевикSiyah ve gri karışırsa ne olur? Ve siyah gri olana dek karışmaya devam etti. Beyaz duruluğunu yitireceğini bile bile savaşından vazgeçmedi. Duru ve Araf. Birbirlerinin ne zıttıydı ne de aynısı. Biri siyahtı biri gri. İkiside Araf'ta kalmıştı. Birle...