Sonunda-Bölüm 21

1.7K 69 18
                                    

Şimdi bir konuya Açıklık getirelim. Siz DurAf ın birleşmesini istiyor musunuz? Istemiyor musunuz? Anlamadım ki! Ne yapayım! Neyse bana göre güzel bir bölüm olacak. Multi Duru'nun gelinliği. Kumsal da olduğu için düğün abartılı değil!

Yarım saattir Başımda dönüyorlar,ağlamayacağım işte. Zorlamayın. Durdular,bitti gibi gelmişti ama maalesef. Şebnem annem başımdaki kırmızı örtüyü açtı.
" Eeee ağlamamış bu! "
Sinirli söylemişti. Güneş ve Selen bana kötü kötü bakıyordu. Güneş seslendi.
" Hadi bir kere daha. Ağlayana kadar kalkamazsın. "
Yine başlıyoruz. Şu an kendi kına gecemden kaçmak istiyorum. Sonra Şebnem annem başladı.

Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar.

Herkes peşinden bir kere daha tekrarladı.

Aşlı aşlı memlekete kız vermesinler.

Annem aklıma geldi sonra. Burada olsaydı.

Annesinin birtanesini hor görmesinler.

O beni böyle görmek isterdi.

Uçan da kuşlara malum olsun,ben annemi özledim.
Hem annemi,hem babamı ben köyümü özledim.

Gözümden bir damla yaş aktı. Çok özledim annemi.

Babamın bir atı olsa,binse de gelse.

Babam ölmüştü. Bir damla daha aktı. Babamı da çok özlemiştim.

Annemin yelkeni olsa,açsa da gelse.

Hıçkırarak ağlamaya başladım. Başımdaki kırmızı örtü beni daha da duygulandırmıştı.

Kardeşlerim yollarımı bilse de gelse.
Uçan da kuşlara malum olsun.
Ben annemi özledim.

Başımdaki şey ıslanmıştı ağlamaktan.

Hem annemi hem babamı ben köyümü özledim.

Ağlamamak için dişlerimi birbirine bastırsam da fayda etmiyordu. Sonra şarkı bitti. Şebnem annem hemen Yanıma geldi.
" Sonunda. "
Güldü. Ve elimi açmaya çalıştı. Selen kaşlarını kaldırmış açmamı söylüyordu. Güldüm. Ve avuçlarımı sım sıkı kapattım. Makyajım akmıştı. Şebnem annem altını gösterdi ve avucuma koydu. Sonra iki avucuma da kınayı Yaktı. Sonra Selen gülerek ayağa kalktı.
" Hadi bakalım oynayalım hanımlar! "
Güldüm. Herkes oynamaya başladı,tövbe Tövbe yaşlı yaşlı teyzeler. Selen Alp'le sevgili olmuş. Sevindim açıkçası. Hera 5 aylık oldu. Bir tek Şebnem annem,Güneş,Selen biliyor. Muğla'da evde yapılıyor kına. Muğla'nın Datça ilçesindeyiz. Toprak'tan ses seda yok. Bu akşam Kerem ve Selim'le tanışacağız. Erkekler bekarlığa veda da. Aklıma kötü Düşünceler geldi. Araf yapmaz. Kınaları da yaktı herkes. Selen'e yanaştım.
" Alp şu an bir dansözlere kıvırıyor olabilir. "
Gözleri pörtledi.
" Duru. Iş başa düştü. "
Güneş'i Yanıma çağırdım.
" Güneş şu an Tarık bir dansözle kıvırıyor olabilir. "
Sinirle bana baktı. Ve Selen mırıldandı.
" Show Must go on. "
Güldüm. Yine istediğimi yaptırmıştım.
" Şebnem anne. Biz gidiyoruz. Geliriz birazdan."
Annem duymamıştı bile beni. Biz de Yavaşça sıvıştık. Evden çıkar çıkmaz kumsala gelmiştik. Hemen Araf'ı aradım.
" Canım nerdesiniz! "
Çok yüksek ses vardı.
" Marina da. Siz? "
" Kınadayız. "
" Hadi kapattım. "
Ve yüzüme kapattı. Sinirle kızlara döndüm.
" Selen ve Güneş. Hemen ama hemen marinaya gidiyoruz . "
Üstümde kına elbisesi olması çok da umrumda değildi. Marina zaten yürüyüş mesafesindeydi. Oradan müzik seslerinin yükselmesini fark etmemle sinirle soludum. Hemen içeri girdik. Araf hararetli bir Şeyler anlatıyordu.
" Merhaba beyler! "
Bunu söyleyen bendim. Araf gülerek bana döndü. Bu niye mal gibi gülüyordu?
" Gönlümün sultanıııı. "
Bağırmaya başladı.
" Alp bu içti mi? Kaç bardak içti? "
Alp güldü.
" 6.'dan sonra saymayı bıraktım. "
Sinirle onlara baktım.
" Araf kalk gidiyoruz! "
Güneş ve Selen'de Çoktan sevgililerinin yanına gitmişti. Araf gülüyordu.
" Gel sevgilim otur buraya! Iki kadeh bir şey içelim! "
Onu kolundan tutarak zar zor kaldırdım. Kendi kendine gülüyordu. Zar zor eve kadar Yürüdük.
" Gel Duru! Öpücem. "
Bağırıyordu. Bir yandan da öpmeye çalışıyordu. Onu evden sokup Şebnem anne görmeden yatak odasına çıkardım. O da gülüyordu. Sonra birden bire yüzü Değişti.
" Ne oldu? "
Mırıldanır gibi söylemiştim. Yatağa uzandı ve iç çekti.
" Su'yu özledim. "
Sinirle ona döndüm. Çoktan uyumuş olduğunu fark ettim. Onu yatağa yatırdım ve battaniyeyi üstüne örttüm. Yanına uzandım,ve derin bir uykuya daldım.
***********
" Siz Duru Üner,Araf İnan'ı hastalıkta Sağlıkta,iyi günde kötü günde eşiniz olarak kabul ediyor musunuz? "
Nikah memurunun söylediğiyle güldüm.
" Evet. "
Nikah memuru Araf'a döndü.
" Siz Araf İnan,Duru Üner'i eşiniz olarak kabul ediyor musunuz? "
Güldü.
" Evet! "
Ve kulağıma yanaştı.
" Bu gece uyku yok. "
Muzipçe sırıttı ve deftere uzandı,imzasını attı. Sonra Şahitler Selen ve Demir'de imzasını attı. Demir Araf'ın arkadaşıydı,aynı zamanda iş ortağı. Demir bana gülerek baktı. Selen'de gülüyordu. Nikah memuru defteri uzattı.
" Mutlu olmanız dileğiyle... "
Araf döndü ve ellerimi kavradı. Kulağıma eğildi.
" Bundan sonra sen benimsin. "
Güldüm.
" Seninim. "
Alnıma bir öpücük kondurdu ve gelen tebriklere teşekkür etti. Sonra Şebnem annem bana baktı.
" Tebrikler kızım. "
Güldüm.
" Teşekkürler anne. "
Sonra ilk dansımız için bizi piste gittik.
(Bu kız-Son feci bisiklet)
Tabiki normal bir şarkıyla dans etmemizi beklemiyordunuz. Düğünde mavi beyaz hakimdi. 200 kişi çağırmıştık. Kumsalda yapılmıştı. Deniz kenarında. Araf'la dans etmeye başladık. Slow değildi kesinlikle. Beni tek hamlede kendine çekti ve döndürdü.

Bu kız beni sever,
Bu kız beni öldürür.
Bu kız bana güzel hayaller gördürür.
Bu kız beni tutar,
Ve kendine çeker.

Sonra elimi bıraktı ve belimden kendine çekti. Bu dans eğitimi mi almıştı? Kulağıma eğildi.
" En güzel Kısım geliyor. "

Bu kızla bana bir oda,bir yatak,bir kütüphane yeter.
Belli ki bir sır vardı onun sesinde,
Her düşündüğümde onu beyaz elbisesinde,
Beden bulur ve uyku kaybolur gibi,
Bu kız beni görünce Gülümser.

Güldü. Ve tek hamlede boynuma bir öpücük kondurdu.

Bu kız beni sever,
Bu kız beni öldürür,
Bu kız bana güzel hayaller gördürür,
Bu kız bana güzel yalanlar söyletir,
Bu kız bana yeni bir takım Şeyler öğretir.

Güldü ve kulağıma eğildi.
" Yine de beni suçlama bebek,sevişmek ne demek? "
Sırıtışı arttı ve şarkı devam etti.
Araf mırıldandı.
" Belli ki bir sır vardı onun sesinde. "
Ve beni bir kere daha kendine çekti. Dudaklarını boynuma getirdi. Bu beni rahatsız etmeye yetmişti.
" Seni seviyorum. "
Ilk defa bu kadar net söylemişti,güldüm.
" Bebeğimizi daha çok seveceksin. "
Güldü.
" Ufaklık 4 ay sonra bizimle. "
Güldüm. Mutluluğu nasıl tanımlarsınız diye sorsam ne dersiniz? Her şey boş,her şey kifayetsizdi tam bu an. Sanki onun gülüşüydü yaşama sebebim,ve ben belki ilk defa mutluydum. Olması gerektiği gibi.
- 2 ay sonra,Duru'nun ağzından -
Araf Çoktan arabaya binmişti,peşinden bindim.
" Bu yemek fikri çok iyi oldu. "
Güldü.
" Ama eve gelince sakın uykum geldi deme! "
Muzipçe sırıtıyordu.
" Bakarız. "
Güldü. Ve arabayı çalıştırdı. Araf mutlu görünüyordu. Emniyet kemerimi daha da sıktım,niye bilmiyorum huzursuzlanmıştım. Sonra karşı şeritten gelen arabayı görmemle bağırmam bir oldu. Araba benim tarafımdaydı. Araf direksiyonu sola kırdı,sonra göğsümde bir acı hissettim. Keskin bir acı,ama ne konuşacak enerjim ne de nefes alacak gücüm vardı...

Yorumlar önemli!

ARAF Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin