Sinâ,Derin'in elinden tutmuş salona ilerleyen genç kadının üzerindeki elbiseyi görünce,zihninin epey gerilere gitmesini engelleyemedi.Amber'i bu elbiseyle gördüğü ilk günü sanki bugünmüş gibi çok net hatırlıyordu.Genç kadın numarasını Lâl'den aldığını söyleyerek onu aramış,konuşmaları gerektiğini söylemişti telefonda.Aradan 1-2 saat geçtiğindeyse,Amber'in otelinde buluşmuşlardı.
"Derin dondurmasını yerken,biz de kahve eşliğinde mutfağı için yaptırmak istediği masadan sözetmiştik.Bir de şimdi geldiğimiz duruma bak!Aradan 1 ay bile geçmedi ve biz şu an sevgiliyiz."
diye düşünerek gülümseyip konuştu.
"Hoşgeldin Amber!"
Aslında şimdi genç kadına doya doya sarılmayı,o harika nar kokusunu içine çekmeyi çok isterdi de bunun hiç sırası değildi.Doğa'nın hınzır bakışlarla onları izlediğini,her an bir açık vermelerini beklediğini gayet iyi biliyordu çünkü.
Amber,genç adamın keyifli sesini duyduğu anda başını ona doğru çevirip baktı.Üzerine giydiği kırmızı tişört ve siyah eşofman altı Sinâ'ya çok yakışmıştı.Saçları kendi halindeydi ve okyanusları andıran mavileri mutluluktan ışıl ışıl parlıyordu.
"Hoşbuldum Sinâ!Halamın ikinize de çok selamı var,az önce konuştum."
diye karşılık verdi neşeyle.Doğa,
"Günaydın,hoşgeldin Amber!Teşekkür ederiz,sen de kendisine selamlarımızı iletseydin,iyi değil mi Nevin hanım?"
diyerek araya girmişti.Amber hemen bakışlarını genç adama çevirdi,gülümsedi ve şöyle dedi.
"Merhaba Doğa,sana da günaydın!Halam,çok iyi.Bu hafta oldukça yoğun olduğu için bugünü kendine ayırmış,evde olacakmış.Ayrıca merak etme,ona çoktan selamlarınızı ilettim."
"Nevin hanım çok enerjik bir kadın Amber.Yine de arada böyle dinlenmek lazım tabi."
dedikten sonra koltuğuna geri dönmüş,kahvesini yudumlamaya devam etmişti genç adam.Amber,
"Haklısın Doğa."
deyip kendine bir sandalye aldı ve oturdu.Derin,biraz daha genç kadının kucağında oturmaya devam etmiş,ardından
"Ben odamda resim çizeceğim."
diyerek Amber'i yanağından öpmüş ve salondan çıkmıştı.Sinâ,tüm bunlar olurken ayakta durmaya devam ediyordu.
Küçük kız odasına gider gitmez Doğa kahvesinden bir yudum daha aldı ve muzip bir ses tonuyla konuştu.
"Hadi Sinâ,orada öyle dikilip duracağına bir kahve yap da içsin Amber!"
Genç adam ancak kardeşinin sözlerini duyunca kendini toparlamayı başarabilmişti.
"Kusura bakma lütfen Amber!Sohbetinize daldım,kahveyi unuttum."
deyip mahçup mahçup devam etti.
"Az şekerli içiyordun sanırım?"
Genç kadın hemen
"Evet,öyle ama hiç sorun değil."
demiş ve hafifçe gülümsemişti.Çünkü,şu an onun için asıl önemli olan şey kahve değil,burada genç adam ve Derin'le olabilmekti.
Genç kadının dedikleri üzerine Sinâ,çabucak mutfağa geçerek kahveyi hazırladı.1-2 dakika içinde elinde tepsiyle salona dönmüştü.Fincanı Amber'e uzatırken
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AMBER
FanfictionEski polis Sinâ,küçük kızı Derin ve güzel doktor Amber'in hikayesi...Kapak için @selinhantol arkadaşımıza çok çok teşekkür ederim ♥️