65.BÖLÜM

230 48 310
                                    





Derin,Amber ablasıyla birlikte neşeyle şarkı söylerken,babasının sesini duyunca şaşırdı.Daha önce onu hiç şarkı söylerken görmemişti çünkü.Bir süre keyifle dinledi,sonra da kıkırdayarak konuştu.

"Babacım,sen ne güzel şarkı söylüyorsun öyle!"

Sinâ,ancak kızının dediklerini duyunca yaptığının farkına varmıştı.

"Öyle mi?Beğenmene sevindim kelebek hanım!"

diyerek gülümsedi.

Amber,baba-kızın arasında geçen kısa konuşmadan genç adamın öyle pek şarkı söyleyen biri olmadığını anlamış,onun yanında böyle bir şey yaptığı için çok mutlu olmuştu.Ufuk,söylediklerinde haklıydı galiba.Onun deyimiyle "şu Yunan Tanrısı"yla birlikte olmakla en doğru kararı vermişti.

Sinâ,mutluluktan ışıl ışıl parlayan o masmavi gözleriyle inanılmaz yakışıklı görünüyordu.Bir an onu öpmek geçti içinden.Ama çabucak bu fikirden vazgeçti.Derin'le konuşup aralarında geçenleri uygun bir dille ona anlatmadan bunu yapması hiç doğru olmazdı.

Küçük kızın birlikteliklerine vereceği ilk tepkiyi çok merak ediyordu.

"Umarım bizi anlar,benden uzaklaşmaz."

diye düşündü.Sonra da kendini toparlayıp gülümseyerek

"Evet Sinâ,Kelebek haklı.Sesin gerçekten çok güzelmiş.Sen de daha saklı ne cevherler var acaba?"

dedi muzip bir ses tonuyla.Derin,gözlerinde meraklı bir bakışla hemen araya girmişti.

"Cevher ne demek Amber ablacım?"

Genç kadın küçük kızın sorusu karşısında biraz düşündü,söyleyeceklerini toparladı ve söyle karşılık verdi.

"Cevher kelimesinin bir şeyin özü,değerli taş,mücevher ya da iyi yetenek gibi pek çok anlamı var güzelim.Bu cümledeki anlamıysa,iyi yetenek."

Derin neşeyle kıkırdayarak

"Bana yine yeni bir şey öğrettin.Çok teşekkür ederim."

dediğinde,Sinâ yüzünde keyifli bir ifadeyle ikiliyi dinliyordu.Amber'in kendisi ve kızı için büyük bir şans olduğundan artık emindi.

Bir kaç dakika sonra eve gelmişlerdi.Arabayı uygun bir yere bırakıp indiler.Küçük kız hemen

"Görüşürüz Amber ablacım!Bugün çooook yoruldum ama çok da eğlendim.Babam beni yıkadıktan sonra sütümü içip kurabiyemi yiyeceğim ve uyuyacağım."

diyerek genç kadını yanağından öpmüştü.Amber

"Tamam güzelim,sana afiyet olsun ve iyi uykular!"

deyip Derin'in saçlarına küçük bir öpücük kondurduktan sonra Sinâ'ya dönerek devam etti.

"Sana da iyi geceler Sinâ!Araban burada olduğuna göre Doğa gelmiş,abi-kardeş güzel güzel sohbet edersiniz bu akşam."

Genç adam

"Teşekkür ederim Amber,dediği gibi Kelebek'e banyo yaptırıp bir duş alayım,bakarız."

demiş,sonra da hafifçe Amber'e sarılmıştı.Derin,muzip bakışlarla onları izliyordu.

Sinâ çok kısa bir süre genç kadının kokusunu içine çekti.Sonra da ondan uzaklaşıp kızının elini tutarak evlerine doğru yürümeye başladı.Ara ara arkaya dönüp Amber'e el sallıyorlardı baba-kız.

AMBERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin