Amber görüşme biter bitmez odasından çıkarak yan odaya uğrayıp,Reha hocaya"Eğer bana ihtiyaç yoksa,ben çıkıyorum hocam."
diyerek haber verdi.Adamın
"Yok Amber,ben de çıkıyorum zaten.Güzelce dinlen ve iyi bir yemek ye olur mu?Eğer sana burada iyi bakamazsak,Metin hoca en iyi öğrencisini daha ilk günden hasta ettim diye bana demediğini bırakmaz."
deyip muzipçe göz kırpması,genç kadının yüzüne mahçup bir gülümse yerleşmesine neden olmuştu.
"Peki hocam önce iyi bir yemek yiyeceğim,sonra da güzelce dinleneceğim.Size söz veriyorum."
diye konuştu ve ekledi
"Görüşürüz hocam!"
Çok geçmeden arabasına binmiş,otele doğru yol alıyordu.
Göcek,küçük bir yerdi.15 dakika süren sessiz ve sakin yolculuk sonrası otele varmıştı.Arabayı park yerinde güzel bir yere park ederek indi.Ardından otelin kapısından girip resepsiyondakilere
"İyi akşamlar!"
dileyerek merdivenleri kullanıp odasına çıktı.Odadan içeri girdiğinde yaptığı ilk iş,banyoda yüzünü ve ellerini iyice yıkamak olmuştu.İnsan tüm gününü hastanede geçirince,hijyen daha da önemli bir hâl alıyordu.Saçlarını at kuyruğu şeklinde topladı ve odaya döndü.
Dolabının karşısına geçip elbiselerini şöyle bir gözden geçirdi.Açık yeşil,koyu yeşil ve beyazın harmanlandığı kalın askılı,rahat kesim bisiklet yaka pamuklu elbisesini seçerek üzerine giydiğinde yemeğe inmek için hazır sayılırdı.Siyah,küçük sırt çantasını omzuna astı,nar kokulu parfümünü sıktı ve soluğu yemek salonunda aldı.
Az sonra havuzu gören bir masaya oturmuş,bir porsiyon karnıyarık,pirinç pilavı ve bir kâse yoğurttan oluşan akşam yemeğini yiyordu.
Aslında akşam yemeklerini genelde salata ya da zeytinyağlılar gibi hafif yemeklerle geçiştirme taraftarıydı.Zira eski hastanesinde çıkan öğle yemekleri gayet güzel ve doyurucu olurdu.Ama bu kez öğlen yemek yemeye fırsat bulamayınca,karnı çok acıkmıştı.Ayrıca Reha hocaya verdiği söz de vardı.
Yemek lezzetliydi.Buna sevinmişti.Ama evine yerleştiğinde bu kadar şanslı olmayacağını biliyordu.Çünkü genç kadın pasta,kek,kurabiye ve poğaça yapmaya bayılır,bunların dışında kalan yemeklerden hiç anlamazdı.
"Temizlik ve yemekle ilgilenip,evi çekip çevirecek birini bulması için Lâl'le en kısa zamanda konuşmam gerek."
diye düşünürken duyduğu,
"Merhaba Amber,ben Sema!"
sözleriyle düşüncelerinden sıyrılmış,ana dönmüştü.
Başını yemeğinden kaldırarak kısa bir süre karşısındaki,adının "Sema" olduğunu söyleyen genç kadını inceledi.Kendi yaşlarında,açık kahve kıvırcık saçlı,mavi gözlü bu kadını daha önce hiç görmediğinden emindi.Ama o adını bildiğine göre,kendisini tanıyor olmalıydı.Tam,
"Kusura bakma,çıkaramadım.Tanışıyor muyuz?"
diye sormak üzereyken Sema karşısındaki sandalyeye oturup gülümseyerek sözlerine kaldığı yerden devam etti.
"Aslında tanışmıyoruz canım,ben buranın sahiplerinin kızıyım.Annem senden çok söz edince,merak ettim ve tanışmak istedim sadece."
Şimdi anlıyordu.Kıza tekrar dikkatle baktığında,Leyla hanımla benzerlikleri fark edilmeyecek gibi değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AMBER
FanfictionEski polis Sinâ,küçük kızı Derin ve güzel doktor Amber'in hikayesi...Kapak için @selinhantol arkadaşımıza çok çok teşekkür ederim ♥️