Baba-kız taksiyle Oyuncak Müzesi'ne doğru yol alırken,Amber sınıftaki sırasında oturmuş,soru kitapçığının dağıtılmasını bekliyordu.Hâlâ biraz heyecanlı olmasına rağmen,Sinâ ve Derin'i karşısında görmek,genç adamın ona koşulsuz,şartsız güvendiğini hissetmek neşesini yerine getirmişti.O sırada sınavın ilk aşamasını oluşturan Temel Bilimler Testi kitapçığı sınav görevlisi tarafından masasına bırakıldı.Kitapçıkta anatomi,biyokimya,farmakoloji,fizyoloji,histoloji,mikrobiyoloji ve patoloji konularını içeren toplam 120 soru vardı.Tüm soruları cevaplamak için verilen süreyse,120 dakikaydı.
Sürenin sonunda sabah oturumuna ara verilecek,öğleden sonra yapılacak oturumda sınava Klinik Bilimler Testi kitapçığyla devam edilecekti.Kitapçıktaki soru sayısı ve soruları cevaplamak için tanınan süre Temel Bilimler Testi'yle aynıydı.Sorular,dahiliye,pediatri (çocuk hastalıkları),kadın hastalıkları ve doğum,genel cerrahiyle küçük stajlardan oluşuyordu.
Amber çocuk hastalıkları alanında uzmanlaşmak istediği için,bu bölümde pediatri sorularından sorumluydu.Tercih yapma döneminde önemli olacak yabancı dil yeterlilik sınavını geçen yıl kazanmıştı.
"Evet arkadaşlar!Sınav başlamıştır.Herkese başarılar dilerim."
diyen görevli kadının sesiyle düşüncelerinden sıyrıldı,kitapçığın kapağını açtı,soruları dikkatlice okuyarak cevapları elindeki kurşun kalemle bir bir cevap kağıdına işaretlemeye koyuldu.Daha cevap kağıdının üzerine kendi kişisel bilgilerini yazdığı anda akşam yemeği,Sinâ ve Derin gibi konular aklından uçup gitmiş,tamamen sınava odaklanmıştı.Üstelik ilk sorulara bakılırsa her şey yolundaydı.
Yaklaşık bir saat süren bir yolculuk sonrası Derin'le Sinâ İstanbul'un Göztepe semtinde bulunan ve 23 Nisan 2005 tarihinde ziyarete açılan Oyuncak Müzesi'ne varmışlardı.Genç adam şoföre
"Şurada durabilir misiniz?"
diye seslenip ödemeyi yaptı,ardından ikili dikkatle arabadan indiler.Tamamen beyaz ahşaptan inşa edilen,2 katlı,çok sevimli bir köşktü burası.Giriş kapısının hemen yanında göndere çekilmiş ve çatı katının balkonundan aşağıya sarkıtılmış iki Türk Bayrağı'yla göze çok hoş görünüyordu.
Derin binaya tek kelimeyle bayılmıştı.Binanın ön kısmında yer alan ufak avluya girmek üzere babasıyla el ele yürürken,küçük demir kapının iki yanında bulunan devasa kedi Silvester ve yaşlı adam heykellerini fark edince neşeyle şakıdı.
"Babacımmmm!Şu heykellere bakkkk!Ne kadar da büyükler di mi?Burayı çok sevdim.İyi ki gelmişizzzz!"
Kızının söylediklerini duyun Sinâ,yaptığı tercihin ne kadar doğru olduğunu anlayıp rahatlamıştı.Muzip muzip şöyle dedi.
"Demek memnunsun ha küçük hanım?O zaman başlıyoruzzzz!"
Böylece baba-kızın yaklaşık 3 saat sürecek müze macerası başlıyordu.Avludan içeri adım atarak girişteki 3 basamağı çıktılar ve ahşap kapıdan içeri girdiler.Bu sırada Derin,babasının elini bir an bile bırakmamıştı.
İçeride sergilenen oyuncaklar 1800'lü yıllardan başlıyor,günümüze kadar uzanıyordu.Müzenin en eski oyuncağı 1820 yılında yapılmış oyuncak bir kemandı.1910'lu yılardan kalma bir evin mutfağını betimleyen oyuncakları gören küçük kızın mavileri mutlulukla aydınlandı.Zira mutfakta en küçük bir eşya bile unutulmamış,hatta yemek hazırlayan bir anne ve yemeğin hazır olmasını bekleyen küçük bir kız çocuğu bile konmuştu.
2.Dünya Savaşı döneminden kalan oyuncakları gören Sinâ,gözlerine inanamadı.Nazi bayrağı,Nazi askerleri ve konuşma yapan Hitler adeta canlı gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AMBER
FanfictionEski polis Sinâ,küçük kızı Derin ve güzel doktor Amber'in hikayesi...Kapak için @selinhantol arkadaşımıza çok çok teşekkür ederim ♥️