Kuzgun ise bakarız yazmıştı.
Şuan ne düşüneceğimi bilmiyordum sevgili değildik ama deneyecektik ve o beni Batuhan'dan kıskanıp saçma sapan davranmamış mıydı şimdi mesaj ne oluyordu.
Bu kız buna bu fotoğrafı atıp böyle bir şey yazabiliyorsa demek ki aralarında hala geçen bir muhabbet vardı.
Telefonu Kuzguna uzattığım da bir şey dememişti." Kusura bakma Kuzgun bu kadar özel bir şey beklemiyordum. Özeline girmiş olduk."
Kuzgun gene sessiz kalmıştı.
Şişeyi çevirdiğim de sor kısmı ozana cevap kısmı Batuhan'a gelmişti." D mi C "
" D biraderim"
" Hani Asya hep dilayı kıskanıp problem yaratıyordu. Hiç Dilayı hayatından çıkarmayı düşündün mü? "
" Asla dila benim özüm, ondan asla vazgeçmem"
Batuhan'ın dediği ile gözlerim dolmuştu. Çünkü Batuhan Asya ya deli gibi aşıktı ama Asya beni çok kıskandığı için sürekli problem çıkartıp, bizim aramızı bozmaya çalışıyordu. Beni, ozanı, Zeynep'i kabullenmeyip türlü şeyler yapmıştı. Batuhan onun yokluğunda çok üzüldü şimdi onun o halleri aklıma geldiğinde içim tuhaf olmuştu. Batuhan beni kollarının arasına aldı ve sarıldı.
" Şş bitanemm sakın. Senin o güzel gözlerinden bir damla yaş akmasın. İnsan ailesinden vazgeçer mi hiç"
Batuhan'a sıkıca sarılmıştım. Gökhan ayağa kalktı " geç oldu biz kalkalım" demişti ama kuzgun hala oturuyordu. Kuzguna döndü " hadi birader, hadi" diyerek onu kaldırdı.
Ben nasıl aramızdakileri Zeynep e anlattıysam kuzgunda elbette Gökhan'a anlatmıştı ve o fotoğraf olayından sonra işlerin bozulduğunun farkındaydı.Herkes gittiğin de kendimi koltuğa bıraktım. Zeynep kalmak istemişti ama yalnız kalmak istemiştim.
Kafam Allah bullak olmuştu. İçki dolabımdan elime geçen içkilerden alıp içmeye başlamıştım.Korkularım vardı benim, madem beni bu korkularla baş başa bırakacaktın neden karanlığıma ışık tuttun.
Belki görüldü atmış olsaydı sadece sorun etmeyebilirdim. Ama bakarız yazmıştı, ne demek bakarız neye bakacaktı. Direnmedim mi ben bu adama, bak daha yolun başında korkularım yüzüme tokat gibi çarpılmıştı.
En iyisi yolun başında başlamadan bitirmek. Güven olmadan hiç bir şey olmazdı.
Kafam hafiden çakır keyfi olmuştu ama hala kendimdeydim.
Telefonum çaldığında arayan Kuzgundu. Açmadım.
Mesaj attı bakmadım.
Kapı çaldığında delikten baktığım da gelen Kuzgundu. Bıkkınlıkla kapıyı açtım." Neden cevap vermiyorsun"
" Bilmem"
" Dilan sana elbette bir açıklamam var. Dinlemeyecek misin?"
" Elbette vardır açıklaman ama ben bununla ilgilenmiyorum. Her ne sebeple olursa olsun bakarız yazıp açık kapı bırakmışsın kuzgun. Ben bir ilişki yaşamaya zaten hazır değildim, bu şekilde güvensizlikle yola çıkamam"
" Dilam güzelim lütfen bir dinle."
" Kuzgun istemiyorum. Sen Batuhan'ı kıskanıp sinirlenebiliyorsun hiç bir açıklamanı duymak istemiyorum haklı dahi olsan istemiyorum. Lütfen buradan git"
demem ile kapıyı yüzüne kapatmıştım.Kapının eşiğine çöküp ağlamaya başlamıştım. Ben ne ara bu adamdan böyle etkilenmiştim ama şuan kendime öyle kızıyordum ki.
Kalbimin kapılarını açmayı düşünmem bile hataydı.Yatağıma nasıl geçtiğimi nasıl uykuya daldığımın farkında değildim.
Sabah olduğunu zilin gelen sesiyle gözlerimi açtığım da anlamıştım. Kimdi bu deli gibi zile basan mal.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
* Son Bakış * Düzenlemede
Tiểu Thuyết Chung"Avcı olmak için girdiği yolda av olanın hikayesi." -- -Acının şiddetli oluşu değil, sürekli oluşu yoruyor bizi. " sanırım Oğuz Atay'ın bu sözü benim hayatımı anlatıyordu. Ve bende hayatıma acı katanlara Oğuzcum Atay'dan şunu demek isterdim." - Hiç...