46 Bölüm

59 19 31
                                    



^ Dilan'dan.^

Batuhan' lavaboya gidiyorum diyerek yerimden kalktım ve kafam ile eto ya gel işareti yapıp mekanın arka çıkışına geçtim.

Eto kendinden emin bir şekilde yanıma geldiğin de çok sinirliydim onun burada ne işi vardı ya Batuhan görseydi, anlasaydı.

" sen ne yapıyorsun burada."

"seni özlemiş olamaz mıyım? Güzelim."

"bana güzelim deme."

"Doğru unutmuşum sana kuzgun güzelim diyor hep demi?"

"Eto seni ilgilendirmeyen konulara burnunu sokma neden geldin ya arkadaşım görseydi."

"korkma Dilan ben attığım adımı hesaplamadan atmam."

"neden geldin?."

" Dilan seni uyarmaya geldim. Eğer aşkına yenik düşüp bu oyundan vazgeçersen sevdiğin herkesi kaybedersin, çocuk oyunu oynamadığımızı hatırlatmaya geldim."

"senin karşın da çocuk yok beni kafan istediğinde gelip uyaramazsın. İstersem oyun oynarım, istemezsem vazgeçerim ben korkutabileceğin birisi değilim."

"seni korkutmak ile kalmaz canını çok yakarım Dilan Erdem." Dediğin de eto çok sinirlenmiştim. Ona bu rahatlığı veremezdim ben onun piyonu değildim ona gücümü göstermezsem ne isterse onu yapar bana da bunu yaptırtmaya diretirdi.

Eto nun belinde ki silaha gözüm iliştiğin de etonun beklemediği anda koluna vurup bakışını oraya çektiğim de belinde ki silahı hızla çekip silahı eto ya doğrulttum.

Eto baya şaşkın bir halde bakıyordu.

" şimdi şuracıkta kafa sıkabilirim ama bu sefer bir şey yapamayacağım sana ama, ama sende bana kapındaki kölenmişim, emir elinmişim gibi davranmayacaksın eto. Bu işte ortağız ben senin oyuncağım değilim...

Şimdi burada defol git" deyip silahı ona uzattım." Ve bir daha habersiz karşıma çıkma."

Mekandan geri içeri girdiğim de Batuhan'a kalkmak istediğimi söyledim ve arabalara geçtik.

Şirketten içeri girdiğim de odama geçerken ezgiden kahve getirmesini rica ettim.

-K G D-

Gökhan Erten: "akşam nigt'te buluşalım."

Ben: "Sabah kahvaltı yaptığım mekana eto geldi."

Sevgili: "Siktir. Neden gelmiş?"

Ben: "güya bana göz dağı veriyor vazgeçmemem ile ilgili."

Gökhan Erten: " sen ne yaptın?."

Ben: " belindeki silahı çekip ona doğrulttum ve bana kafasına göre emir veremeyeceğini, emir elin değilim bu işteki ortağınım dedim."

Gökhan Erten: " helal lan yengecik."

Sevgili: " bu iş hiç hoşuma gitmiyor."

Ben: " akşam konuşuruz nigt'te."

Telefondan kafamı kaldırıp kahve getiren ezgiye teşekkür edip kahvemden bir yudum aldım.

Kafam öyle dağınıktı ki bir türlü kendime işe veremiyordum.

Ben ne yaşıyordum böyle hani hep derlerdi ya geldikçe hep üst üste gelir daha fazla başımıza ne gelecekti inan artık idrak edemiyordum.

* Son Bakış * DüzenlemedeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin