Kuzgunun dudaklarıma yapışması ile neye uğradığımı şaşırmış öylece kalakalmıştım. Ne karşılık verebilmiş nede kuzgunu itebilmiştim. Saniyeler sanki günler gibi geliyordu, kuzgun benden uzaklaştığın da put gibi duruyordum.
" Güzelim"
" ku-kuzgun. Sen ne yapıyorsun?"
"seni özledim güzelim de siz bu Batuhan ile küsmemiş miydiniz mi? Ne işi var burada"
" kardeşler küser de, barışır da olur öyle şeyler de şimdi Batuhan'a senin ne için geldiğini nasıl açıklayacağım."
"geleyim içeri birlikte olduğumuzu söyleyelim."
" olurr olur, oradan da 5 kilo helva siparişi ver de senin cenazen için helva kavurma ile uğraşmayalım. Çünkü Batu seni keser yok yok kesmez direk vurur"
"hayırdır kızım" deyip belimden kavrayıp beni kendine yaslayarak konuşmaya devam etti kuzgun " şişemi vuruyor. Kuzgun Arslan'ım ben."
"haspamm" diyerek dudak büzdüğüm de kuzgundan uzaklaşmıştım.
" hadi git artık, Batu bu şekilde öğrensin istemiyorum. Düzgün bir zamanda, şartlar da söyleriz."
"Ah güzelim ah koskoca kuzguna dediklerini yaptırtıyorsun ya sana da helal olsun" deyip dudağımın kenarından öpücük bıraktığın da bende eve girmiş kapıyı kapatıp sırtımı kapıya yaslamış bir yandan sırıtıyor bir yandan da içeriye ne açıklama yapacağımı düşünüyordum.
Yavaş adımlar ile içeri girdiğim de batu delici bakışları ile bakıyordu.
" neden gelmiş o lavuk"
"tavuk mu?"
"dila iyi misin? Sen. Lavuk lavuk kuzgun lavuğu."
"Batuhan çok ayıp ama ya"
"Dilan neden gelmiş diyorum." Batuhan bağırdığın da yerimden irkilmiştim. Birden Zeynep yerinden kalkmış yanıma gelmişti.
" Ya Gökhan'ın bana işle ilgili bir usb vermesi gerekiyordu bende Gökhan'dan rica etmiştim oda kuzgun ile göndermiş" diye bir şeyler kıvırdığın da bende sadece kafa sallamak ile yetinmiştim.
Herkes evlerine gittiğin de duş alıp kendimi yatağıma gömdüm.
Yeni güne gözlerimi açtığım da hızla yerimden kalkıp tuvalete gidip rutin işlerimi halletmiştim.
Şirketten girdiğim de ezgiden kahve isteyip hakanın masanın önünde duran koltuklardan birisine oturdum.
" günaydın patron"
"günaydın hako napıyorsun ya görüşemiyoruz"
" öyle oldu vallahi dilancığım başımız da bir patron var sorma nefes aldırmıyor" dediğin de hakan ikimiz de gülmüştük.
" ne vicdansız patronlar varmış ya görüyor musun? Sen"
Hakan ile biraz da sohbet edip odama geçmiştim ezgiye getirdiği kahve için teşekkür edip bir sigara yakmış, bilgisayarımı açıp beni bekleyen işlere gömülmüştüm.
Odanın kapısı çalınıp içeri Zeynep girdiğin de saatler sonra bilgisayardan kafamı kaldırdığım da saat 17yi geçmişti.
" bebeğim hala mı? Çalışıyorsun"
" ee Zeynep hanım kolay değil şirket sahibi olmak" deyip dün ki gelin görümceye laf sokmuştum Zeynep te anlamış gülerek karşılık vermişti.
" hadi Gökhan ile yemek yiyeceğiz sende gel."
" ıyy o uyuz sevgilini lütfen benden uzak tut"
"hiç te bile uyuz değil" deyip çocuk gibi surat asmıştı Zeynep.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
* Son Bakış * Düzenlemede
General Fiction"Avcı olmak için girdiği yolda av olanın hikayesi." -- -Acının şiddetli oluşu değil, sürekli oluşu yoruyor bizi. " sanırım Oğuz Atay'ın bu sözü benim hayatımı anlatıyordu. Ve bende hayatıma acı katanlara Oğuzcum Atay'dan şunu demek isterdim." - Hiç...