Anıl Emre Daldal- m.
Telefonu elime alıp kendi numaramı tuşladım. Telefon çalmaya başladı ama operatörün aradığınız kişi şu anda telefona cevap veremiyor deyişiyle kapatıp tekrar aradım.
Ama hâlâ açmıyordu. Off anlamamış mıydı şimdiye kadar?
Yani bi insan saate bakmak için bile olsa telefona bakar yine anlardı.
Off yapicak bişe yoktu bekleyecektim. Ben yatağa uzanıp birkaç dakika tavana baktım. Daha sonra üstümü değiştirmek için giyinme odasına girdim.
Hava yavaş yavaş kararmaya başlamıştı. Aslında birazdan banyo yapıp çıktıktan sonra pijamalarımı giymem lazımdı ama kolumdan dolayı banyo yapamayacaktım.
Aslında Deniz abim koluma birşey sarıp o şekilde banyo yapmamdan bahsediyordu. Ama tam emin değildim.
Yinede üstümü değiştirdim ve giyinme odasından dışarı çıktım. Yatağa tekrar uzanıp telefonu elime aldığımda birisinin aradığını gördüm.
Baktığımda benim numaramdı. Ahh. Kahretsin!!
Tamda zamanında hemen geri aradım ama bu seferde o açmadı. Abi bu nasıl birşeydi. Ne yani beni aradığında açmadığım için telefonu filan mı firlattin?
Daha 5 dakika önce aramıştı oysaki.
Bu sefer kararlı bir şekilde telefonun başında bekledim. Tabi o sırada onun telefonunu karıştırmamak için kendimi zor tuttum. Neden çünkü ben meraklı bir insandım.
Yani aslında Araz a özel bir muamele değildi. Ben herkese karşı çok merakıydım. Bu merakım onu kiskanmamdan dolayı değil kendi merakımdandı.
Araz ı sadece arkadaş olarak görüyordum ve bu sonsuza kadar böyle kalacaktı. Iki günlük bi çocuk a aşık olamazdım. Yada aşık olamazdım. Çünkü bu benim doğama aykırıydı.
Evet dışarıdan gördüğüm birini sırf dış görünüşünden dolayı hoş bulabilirdim. Ama ona Bi sevgi bir aşk besleyemezdim.
O her gördüğü erkekle sevgili olup yatan kızlardan değildim. Olmayı da planlamiyordum.
Sessiz sakin bir hayat geçirip sap bir şekilde gebermek istiyordum. Tabi bu planlarım karistirildigimi öğrenene kadardı. Pek sessiz sakin yaşayamamıştım. Ama bu bundan sonra böyle olmayacağını göstermezdi.
Evet genelde başımı belaya sokardim. Ama bu genelde istem dışı olurdu. Pekde elimde değildi. Mesela en basitinden abi takımı ile hapishaneye düşmem kesinlikle benim istediğim birşey değildi.
Zaten kim bunlarla aynı hapishanede kalmak isterdiki. Evet yakışıklı olabilirlerdi. Evet zeki, kaslı, karizmatik de olabilirlerdi. Evet boyları uzunda olabilirdi. Ama bu onlarla aynı hapishanede kalmaktan memnun olduğumu göstermezdi.
Ahh kimi kandırıyorum ki?!
Herneyse şu an bunu düşünmemeliyim. Telefona odaklanıp, aramasını bekleyip, sonrada telefonları değişip sonsuza kadar görüşmemeyi planlıyordum.
Çünkü bu çocuk benden daha bela çeker birisine benziyordu. Onunla kanka olupda başına iş açmayı istemezdim.
Amaa. Aslında eğlenceli de olabilirdi. Ne zamandır başına iş açmamıştım ve sıkılmıştım.
Offf ben neyim bipolar filan mı? Az önce dediğim şeyle şimdi dediğim şey birbirine hiç uymuyordu.
Garip bir insan olduğum ve abimin beni psikologa götürmek istemesi doğruydu ve sanırım abim beni psikologa götürmek isteyerek doğruyu yapıyordu. Ama ben gitmek istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Ailem
Novela JuvenilEliz daha 17 yaşındayken karıştırıldığını öğrenir. Bu haber karşısında ne kadar şaşırsada yeni ailesiyle tanışır. Bakalım Eliz gerçek ailesine alışabilecek mi?