Madrigal -Seni Dert Etmeler
Merhabalar bu arada Eliz in kavgada karşılaştığı çocuk un ismini Ayaz olarak değiştirdim. Çünkü abisinin ismi de Deniz di ve ben onu tamamen unutmuşum. Kafanız karışmasın.
İyi okumalar💕
Eve geldiğimizde salona geçtik. Hepimiz bir koltuğa oturduğumuzda yorulduğumu hissedip kafamı geriye yatırdım ve derin bir nefes aldım.
Asuman Hanım "kızım sen niye kavganın içine atlıyorsun? Ne kadar korktuk biliyor musun? Hastaneye gelene kadar aklıma bin tane senaryo geldi. Allah korusun daha kötü birşey olsaydı." Dediğinde ona dönüp "merak etmeyin Asuman hanım birşey olmadı zaten ayrıca orada tek kişiye beş kişilerdi eğer gitseydim vicdanım beni rahat bırakmazdı" deyince Demir bana bakıp "Evet ama böyle de senin kolun kırıldı. Girmeseymiş kavgaya oda" deyince Demir den biraz kıskançlık sezdim.
Bi dakika bi dakika!
Şu an bütün abiler bana kızgınca bakıyorlardı ve hepsi kıskanıyorlar mıydı?
Şaşırmamın diğer bir nedeni ise Aras dı.
Evet odaya giriş şekillerinden anlamıştım kıskandıklarını ama bu kadar olduğunu -Aras kadar - bilmiyordum cidden.
Bunu bir kenara bırakıp Demir e "Evet ama önemli değil sonuçta iyileşecek geri dönülmez birşey değil. Bu kadar takmayın." Dediğinde hepsi sinirlenmişti.
Eğer biraz daha burada durursam sanki beni dövüceklermiş gibi bakıyorlardı.
Ayağa kalkıp "Ben odama geçiyorum" dedim.
Asuman Hanım direk ayağa kalkarak "kızım akşam yemeğimizi yiyelim öyle geç" deyince başımı salladım ve yemek odasına doğru yürümeye başladım.
Ben önden abi takımı arkadan gidiyorduk. Yemek odasına gelince sandalyelerden birisine oturdum.
Baş köşeye Soner bey, hemen yanına Asuman hanım , Asuman hanım in karşısına Demir oturdu. Ben Asuman hanımın yanında benim yanimda Deniz oturuyordu. Karşımda Aras ve onun yanında da Burak oturuyordu. Deniz in hemen yanında da Mert vardı.
Aga sen sayarken ben yoruldum aq.
Ayn lan. Asuman hanım bunları nasıl tanıtıyordu her komşuya. Buraya ilk geldigimde sadece isimlerini değil ayrıca mesleklerinde anlattığı için daha uzun sürmüştü. Bide bunu sürekli birilerine anlattığını düşündümde...
Allah yardımcısı olsun ne diyim.
Aynen.
Masaya döndüğümde sarma olduğunu gördüm anında gözlerim açılırken çatalı elime almaya çalıştım ama elim alçıda olduğu için ve gözüm sarmadan başka birşey görmediğim için bu girişimim başarısız olmuştu.
Durumu fark eden Deniz eline çatalımı alıp tabağıma sarma ve dolma koymaya başladı. Bir-kac şey daha koyduktan sonra bir sarmaya çatalı batırıp ağzıma uzattı.
Normal bir zamanda olsa ters ters bakar sol elimle yerdim. Ama şu an oldukça açtım bu yüzden birşey demeden yedim.
O bu davranışıma gülümsedi ve dolmanın birazını bölüm ağzıma uzattı. Onu da yediğimde sol elimle şu bardağını alıp şu içtim ve geriye yaslandım.
Kafamı kaldırdığımda herkesin bize baktığını gördüm. Bu şekilde bi anda konunun kaynağı olunca utanıyordum.
Bundan dolayı utanıp kimse kizardigimi görmesin diye başımı eğdim ve bir bardak daha su içtim. Başımı eğmeden önce gördüğüm şey bir adet kızgınca bakan abi takımı iken iki adet gülümseyen Soner bey ile Asuman hanım görmüştüm.
Deniz çatalı alıp bana yedirmeye devam ettiğinde herkes susmuş ve yemeklerine dönmüştü.
Tabağın bittiğinde doymuştum geriye yaşlanıp elimi karnıma koyunca Deniz 'in bana yemek yedirmesinden kendisinin yemediğini fark ettim.
"Ben doydum bu arada sen ye yemeğini. Zaten bana yedirdiginden kendin yemedin" dedim.
Bana bakıp gülümsedi ve "önemli değil. Yerim ben şimdi sen doydun değil mi?" Deyince başımı salladım.
Ayağa kalkıp "Ben doydum sizd afiyet olsun" deyip asansöre doğru yürümeye başladım.
Herkes arkamdan "afiyet olsun" dediğinde gülümsedim. Yavaş yavaş alışmaya başlıyordum herkese. Burakla zaten ilk başta anlaşmıştık. Mert ile ortak yönümüz olduğu için anlaşmıştık. Deniz de nötr değil samimi davranmaya başladığı için anlaşmıştık.
Diğerlerini bilmiyordum. Aras ilk başlarda en soğuk olandı. Bu yüzden samimi olacağımızı pek sanmiyordum ama şu anda kötü davrandığını görmüyordum. Demir ise muhakkak en büyükleri olduğu için onları korumakla yükümlü olduğu için soğuktu ve kardeşlerini korumaya çalışıyordu.
Asansöre binip odamın olduğu kata gelince asansörden indim ve odama girdim. Yatağa uzandım ve bir kaç dakika tavanı izledim.
Sonra sıkılarak çantanın içinden telefonumu aldım ekranı açtığımda ekranda Ayaz 'ın fotoğrafını görünce birden yataktan zıpladım ve odanın içinde yürümeye başladım.
Telefonum ne zaman karışmıştı ki?
Telefonu oturduğum koltuğun kenarına koydu.Hastanenin önüne gelince arabayı durdurup hemen dışarı çıktı.
Ahh kahretsin!!
Böyle şeyler neden benim başıma gelirdi ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Ailem
Ficțiune adolescențiEliz daha 17 yaşındayken karıştırıldığını öğrenir. Bu haber karşısında ne kadar şaşırsada yeni ailesiyle tanışır. Bakalım Eliz gerçek ailesine alışabilecek mi?