Selamm. Bir önceki bölümde ne oldu öyle yaa uwnshjsns.
60 bine doğru gidiyoruzz. Destekleriniz için teşekkür ederimm💗
Bölüme geçelim, iyi okumalar💗
"Şey ben çok düşündüm. Ben de senden hoşlanıyorum. Baya baya hoşlanıyorum yani senden" dememle dudağındaki gülümseme şaşkınlığından dolayı düz bir çizgi halini aldı.
Sonunda ağzını açıp "ne?" Derken gözümün; yerdeki, tam olarak ayağımın hemen yanından geçen hamam böceğine takılmasıyla çığlık atmam ve en yakınımdaki kişi olan Bulut'un boynuna kollarımı dolayıp kucağına atlamam aynı saniyede olmuştu.
Ellerini belime dolayıp bana şaşkın bakışlar atmasına takılmayıp, tek elimi boynundan çözüp yerdeki hamam böceğini gösterdim ve "ayy hamam böceği, ben böceklerden çok tiksinirim, ayyy" diyip yüzümü buruşturdum.
Bu halime gülümseyip derin bir nefes aldı ve koltuğa doğru adımladı. Beni koltuğun üstüne bırakırken ise söyleniyordu.
"Tam zamanında geldi bu böcekte, ne güzel konuşacaktık biz" deyip koltuğun üstüne koydu beni. Sonra etrafa bakındı. Nerden bulduğunu bilmediğim bir süpürgeyi ve küreği getirdi biraz sonra. Böceği süpürgeyle küreğe yittirdi.
Şu an çok ciddiydi ve bu komiğime gitmişti. Ben ona gülümserken o ayağa kalktı elindeki kürekle. Beni gülümserken görünce ise oda güldü direk ve "nee? Ne oldu?" Dedi.
Hemen sonrasında ise pencere kenarına gidip küreğin içindeki böceği dışarı attırdı.
"Hiiç sadece gözüme çok ciddi göründün böceği alırken ona güldüm" dediğimde gülümseyerek yanıma geldi ve koltuğa oturup yönünü bana çevirdi.
Bakışlarını çekmeyince ben utanıp yüzümü çevirdim. Eliyle çenemi tutup kendine çevirdi. "şimdi tekrardan bana söyle bakalım. Böcek konuşmamızı bölmüştü, devam edememiştik" dediğinde utandım ve çenemdeki elinden dolayı sadece bakışlarımı çevirdim.
Utandığımdan kulaklarıma kadar kızardığıma emindim. Boğazından erkeksi bir kıkırdama sesi duydum ve bana yaklaştığını hissettim.
Hissettim çünkü şu an ona bakamıyordum. Biraz sonra dudaklarını kızarmış olduğunu düşündüğüm yanağımda hissedince muhakkak daha da kızardım. Gözüm istemsizce kapanırken, algılarım tamamen dudaklarındaydı. Yumuşaklardı, çok naif öpüyordu, neredeyse yanağımda hissedemeyecegim kadar hafif. Ama yinede bu bile beni çok etkilemişti.
Arabada onu öpünce oda mı böyle hissetmişti. O yüzden mi donup elini yanağına koymuştu. Şahsen benimde içimde aynı istek vardı. Kısa süre sonra dudakları yanağımdan ayrılınca içimde hem rahatlama, hemde yarım kalma duygusunu aynı anda hissettim.
"Kızarınca çok tatlı oluyorsun" diye fısıldadı. Ben ise ondan tarafa dönemiyordum. Dönsem ayrı dert, dönmesem ayrı dert bu ne bee!
En sonunda şu anda çok rezil olduğumu hissettiğimden yavaşça yüzümü ona döndüm. Gözlerini kısmış gülünseyerek bana bakıyordu ve şu an çok yakındık. Elini koltuğun üstüne yaslamış, başını hafif sağa eğmiş, gözleri hafif kısık, gülümserken kalbime zarardı. Çünkü şu anda da benim içimden onu öpme dürtüsü geçiyordu.
Derin bir nefes alıp bir tık geri çekildim. "Teşekkür ederim" dedim en sonunda.
Tam ağzını açmış birşey diyecekken çalan telefonumla fırsat bu diyerek direk ayağa kalktım. Hatta kalkmak çok ters bir tabir olurdu, ben direk yerimden fırladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Ailem
Genç KurguEliz daha 17 yaşındayken karıştırıldığını öğrenir. Bu haber karşısında ne kadar şaşırsada yeni ailesiyle tanışır. Bakalım Eliz gerçek ailesine alışabilecek mi?