1

1.5K 20 5
                                    

"Karar verildi."

Hepimiz ayağa kalkıp hakimin ağzından çıkacak kelimeleri pür dikkat dinliyorduk.

"Sayın Merve Aktekinin ölümünde baş şüpheli olarak görülen Ebru Korkmazın gerekli deliller sonucunda bir suçu olmadığının. Geçtiğimiz duruşmada verdiğimiz 6 yıllık hapis cezasının gerekli kanunları göz önünde bulundururarak affolmasına karar verildi."

Gözlerimi kapatıp gülümsedim. Aylardır peşinde olduğumuz davayı kazanmıştık.

Herkes birer birer salondan ayrılırken Ebru kelepçesi çözülmek üzere dışarıda polislerleydi.

Ben yanlarına gittiğimde kelepçeyi çıkarttılar ve hemen boynuma sarılıp teşekkür etmeye başladı.

"Teşekkür ederim Burcu hanım. Siz olmasanız kendimi kanıtlayamazdım çok sağolun."

Sırtını sıvazladım "Önemli değil Ebru. Her şey bitti."

"Abla!"

Ebru benden ayrılıp kardeşine sarıldı ve onların ikisini gülümseyerek izledim. En sevdiğim mutlu sondu. Her ne kadar kendi hayatımda geçerli olmasada.

Telefonum çaldığında Ebruya veda edip adliyenin çıkışına yöneldim.

"Efendim anne?"

-Burcu nerdesin kızım?

"Arabaya bindim şimdi büroya geçicektim. Bir sorun mu var?"

-Ufak bir sorun. Sakın telaş yapma.

"Ne sorunu? Asyaya bir şey mi oldu?"

-Telaş yapma kızım. Öğretmeni sana ulaşamayınca beni aramış. Koşarken düşmüş.

"Nasıl düşmüş bir şeyi var mı? Nerdesiniz şimdi?"

-Okuldayız seni istiyor.

"Tamam hemen geliyorum."

Telefonu kapattığım gibi bir yere koydum ama nereye koyduğumun bile farkında değildim. Hızlıca okula gittim. Anahtarı arabanın üstünde bıraktım ve koşarak içeriye girdim.

Üst kata çıktığımda annemi gördüm ve hız kesmeden yanına gittim. Odaya doğru baktığımda Asya sandalyede oturmuş ağlıyordu.

Hemen karşısına çömeldim.

"Annecim?"

Yüzünü ellerimin arasına aldım ve göz yaşlarını sildim "Ağlama kızım bak ben yanındayım."

"Çok acıyor."

Küçük kollarını boynuma sardığında onu kucakladım. İçerideki öğretmeni fark ettiğimde sakin olmaya çalışıp sordum.

"Nasıl oldu?"

Kadın korkak bir şekilde sessizce mırıldandı "Arkadaşıyla oynarken."

"Oynarken olsaydı bu kadar ağlamazdı Derya hanım."

"Can beni kovalıyordu."

Asyanın ağlamaklı sesi beni üzüyordu ve hesabını sormam lazımmış gibi hissediyordum.

Derya hanıma baktım "Can?"

Nefesini verdi "Sınıf arkadaşı."

Asyanın yüzüme bakmasını sağlayıp göz yaşlarını sildim ve saçlarını düzelttim "Şimdi beraber eve gidiyoruz ve anne kız günü yapıyoruz. Ayrıca yaran için çok sihirli bir formülüm var."

Gözlerini büyülttüğünde aynı Ilgaz gibi görünüyordu.

"Sihirli mi?"

"Evet." diyip kıkırdadım ve burnundan öptüm. Ardından Derya hanıma baktım "Daha sonra konuşacağız bu konuyu."

"T-tabi Burcu Hanım."

Asyanın çantasını aldım ve annemle beraber okuldan çıktık. Aşağıya arabanın önüne geldiğimizde Asyayı koltuğuna otutturdum ve kemerini bağladım.

"Al kızım çantanı."

Çantasını alıp kucağına koyduğunda onu öptüm ve kapıyı kapattım.

Nefesimi verdiğim gibi gözlerim dolmuştu. Beni görmemesi için arkamı döndüm ve anneme baktım.

Kolumdan tuttu "Burcuşum yapma güzelim."

Burnumu çekip gözlerimi sildim.

Yüzümü yellerken fark etmiştim henüz üzerimden cübbeyi çıkarmamıştım bile.

"Tamam anne. İyiyim her şey Asya için."

"Her şey bizim için Burcu. Ailemiz için."

Başımı salladım "Ailemiz için."

Bana gülümsediğinde arabaya bindi ve bende üzerimdeki cübbeyi çıkardım. Asyanın oturduğu tarafın kapısını açıp cübbeyi yanına koydum ve tekrar onu öptüm.

Geriye çekilirken yanağını yavaşça ısırdım. Kıkırdamaya başladı.

"Anne"

"Anne kız günümüz an itibariyle başlamıştır. Bugün yanımızda babaannende olucak. Dile benden ne istersen."

Kollarını kaldırdı "Oley babaannede bizimle."

Annem önde gülerken bende aynı şekilde Asyayı inceliyordum.

Parmağını çenesine koyup düşünüyormuş gibi yapması çok tatlıydı. Onu öpücüklere boğmamak için zor duruyordum.

Gözlerini büyülttü "Buldum!"

"Emrinizdeyim."

"Sinemaya gidelim!"

Fikrini beğenmiştim ve gülüp elimi çakması için ona uzattım "Çok eğlenceli olucak."

Küçük eliyle elime vurdu ve güldü. Tekrar ve tekrar onu öptüm. Yaşama tutunma kaynağımdı Asya. Onsuzluğu düşünemiyordum artık. Gerçi Ilgazsız ilaçlarla ayakta durabildiğim gibi Asyasızda öyle olabilirdi ama buna izin vermeyecektim. Onu benden kimse alamayacaktı.

Kapıyı kapattığımda Asya babaannesiyle konuşmaya başlamıştı bile. Asla susmayan bir çocuktu. Bu konuda bana çekmiş.

Havayı içime çekip etrafa bakındım. Hava bugün çok güzeldi. Asya her zaman şanslı bir çocuk olmuştu zaten.

Arabaya bindim ve sinemaya gitmeden önce büroya uğrayıp ceketimi aldım. Ben içerdeyken telefonum çaldı.

Arayan numara kayıtlı değildi. Buna alışık olduğum için açtım.

"Alo?"

Ses yoktu. Kapanmış mı diye ekrana baktığımda hala aramada olduğunu fark ettim. Bir yandan binadan çıktım diğer yandan ses vermesi için sesleniyordum. En son yüzüme kapatıldığında şaşırmıştım ama bunu pek umursamamıştım.

Arabaya bindim ve Asyanın sevdiği şarkı eşliğinde sinema salonuna gittik.

'Hayat şaşırtır hep zaten
Ben bittim ay derken
Hiç umudun kalmamışken
Bir güneş parlar bazen'

IlBurAsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin