Neredeyse herkes buradaydı ve bahçe renklenmişti. Asya Ilgazın burada olmasından çok mutluydu ve onu herkesle tanıştırıyordu.
Onları izlerken arkamdan duyduğum sesle irkildim.
"Selam."
Resmen kulağımın dibine fısıldamıştı. İleriye doğru gidip arkamı döndüm.
Korksamda gülüyordum "Özcan Bey hoş geldiniz."
Elleri arkasındaydı "Hoş bulduk. Çok şıksınız Burcu Hanım."
Zoraki gülümsemem devam ediyordu "Mersi. Buyrun." diyerek bahçeye çıkmasını işaret ettim.
Çıktığında etrafa bakındı ve ilerledi. Bir süre sonra durup bana döndü "Gelmiyor musunuz?"
"Tabi geliyorum geçin siz."
Kendisi için boş bir masa buldu ve oturup etrafı seyretmeye devam etti. Değişik biri. Neden Canın anne veya babası değilde o gelmişti? Hem Can nerede?
"Burcu?"
Bu sefer çok korkmamıştım ama geriye doğru sendeledim. Ilgaz belimden tutup kendine çekti.
"Özür dilerim." dedi gülerek ve yüzünü yüzüme yaklaştırdı.
"Kalpten gitmeme az kaldı bak nasıl atıyor tahmin edemezsin."
Yüzünü yüzüme sürtüyordu ve kokluyordu.
"Bir dinliyim istersen?"
Başını göğsüme yaslayacağı sırada geriye çekilip güldüm "Ilgaz şimdi yeri değil."
"Burcu Hanım!"
İleriden el sallayan Lilanın annesine bende el salladım. Ilgaza baktım "Benimle gelmek isteyebilirsin. Kadın çok şeker."
Elini tuttum ve cevabını vermesini beklemeden Ceyda Hanımın yanına götürdüm.
Hemen kendine doğru çekip sarıldı "Ay Burcu Hanımcım çok güzel çok zarif olmuşsunuz."
"Sağolun Ceyda Hanım sizde öyle."
Geriye çekildi ve elini alayla sallayıp Ilgaza baktı "Beyefendiyle bizi tanıştırmayacak mısın?"
"Ilgaz, benim eşim."
"Ah öyle mi?" elini öpmesi için Ilgaza uzattığında Ilgaz bana baktı. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum.
Elini zarifçe öptü "Memnun oldum Ceyda Hanım."
"Bende efendim bende memnun oldum. Sizi görmek beni ve diğer meraklı arkadaşlarımın içini rahatlattı. Ne yalan söyliyim zaten Asya kızı gibi değil kardeşi gibi duruyor zor ikna oldum." diyip gülmeye başladığında kendimi tutamayıp bende gülmüştüm.
Masadaki diğer annelere baktım "Tekrardan hoş geldiniz hanımlar."
Baş selamıyla yetindiklerinde Ceyda Hanıma baktım "İzninizle."
"Tabii."
Ilgazı aldım ve oradan biraz uzaklaştım "Dedim işte mükemmel birisi."
Ben kendi kendime gülüp konuşurken Ilgaz yalnızca bir yere kitlenmiş bakıyordu. Onun baktığı yönde yalnızca Özcan Bey vardı.
Elimi önünde salladım "Ne oldu hayatım?"
"Bu herifin burada ne işi var?"
"Herif? Özcan Beyden mi bahsediyorsun?"
Dönüp bana baktığında kızgın bir boğadan farkı yoktu. Ellerimi kaldırdım.
"Tamam albay sakin ol. Canın velisi olarak burada. Sinema salonunda da bir yardımı dokunmuştu oradaki hayal değilde sen isen bilirsin bunu."