25

290 12 0
                                    

Adeta sıçrayarak kalktığımda etrafa bakındım. Nasıl bir rüya gördüğümü hemen unutsamda nefesimi verip saçlarımı geriye attım ve yanımda duran Ilgaza döndüm. Anlamayan gözleri yüzümü süzüyordu.

Yavaşça kalktı ve ellerini yüzüme sardı "İyi misin?" titreyen gözleri cevap beklercesine bakıyordu.

Başımı salladığımda beni kendine çekip sarıldı. Çıplak vücudunun sıcaklığına mest olmuştum. Hiç üzerinden gitmeyen kokusu üzerime işliyordu.

"Bugün Çiğdeme gideceksin Burcu, artık adam akıllı ilaç tahsis etsin." geriye çekilip bana baktı "Dava açtın mı eczaneye?"

Ah bunu tamamen unutmuştum. Anlamamasını umarak başımı olumlu bir şekilde salladım. Bir şey söyliyeceği sırada odanın kapısı açıldı ve minik canavar yatağa atlayıp ikimizin boynuna sarılarak bizi devirdi.

Sabahın enerjisi ve mutluluğu her zamanki gibi üzerindeydi. Onu gıdıklamak için uzandığımda ilk hamle Ilgazdan geldi ve onu üzerimizden alıp kenara oturttu.

"Fıstık bu ne enerji?"

Asya gülümsedi ve bana döndü "Hadi anne kahvaltı hazırlayalım. Okula geç kalıcam."

Kaşlarımı çatıp telefondan saate baktım "Doğruyu söylüyor." hızla yataktan kalkacağım sırada ayağımın acısı ve Ilgazın beni çekmesiyle yatağa geri oturdum. Bunu tamamen unutmuştum.

Asya yanıma yaklaştı "Anne çok mu acıyor?"
kocaman gözlerini üzerimde gezdirdi.

Dişlerimi sıkarak gülümsedim "Hayır çok değil. Sen beni öptün ve acısı geçti onun."

"Asya annenin biraz dinlenmesi lazım. Gel biz beraber hazırlayalım kahvaltıyı."

"Hayır Ilgaz kalkabilirim ben."

Sözümün bitmesine izin vermeden bakışlarını yüzüme dikmişti. Dudağımı büzüp kolumu ondan kurtardım ve kenarda duran geceliğin hırkasını üzerime geçirdim. Yavaşça yataktan kalkarken ikiside sanki ilk adımımı atacakmışım gibi izliyordu.

Ilgaz yataktan kalkıp koluma girdi "Bu inatçı halin beni yoruyor." yüzümü ona çevirdiğimde hızlı hareketleriyle beni kucağına aldı. Ağzımdan çıkan ufak çığlıkla Asyanın gülüşü karışmıştı. "Hadi Asyacık sen üzerini giyin ve çantanı hazırla."

"Tamaamm." diyerek odadan çıktı.

Yüzümü Ilgaza çevirdim "Yürüyebilirim."

"Sana bunu sormadım Burcu." odadan çıktı ve merdivenlerden inip mutfakta masaya oturtturdu. Önümde eğilip işaret parmağını uzattı "Sakın kalkma elimi yüzümü yıkayıp gelicem."

Cevap vermemi bekliyordu sadece başımı salladığımda mutfaktan çıktı. Elimi masaya yaslayıp başımı elime dayadım ve ayağımı hareket ettirmeye çalıştım. Egzersiz yapmadan düzeleceğe benzemiyordu.

Ilgaz mutfağa girince önlük taktı ve çıkardığı yumurtaları haşlanması için ocağa koydu. Ekmek sepetindeki dilimli ekmekleri kızartma makinesine yerleştirdi ve kenarda hızlı bir portakal sıkıp sürahiye aldı. Bende masanın üzerindeki meyve tabağını kaldırmak için elime aldığımda Ilgaz onu elimden alıp mutfak tezgahına koydu ve yemek masasını silip üzerine kahvaltılık türü şeyleri yerleştirdi.

Dilimlediği domates ve salatalıklarda yerini aldığında haşlanmış yumurtaları yumurta tutucusuna yerleştirip masaya koydu.

Asya elindeki çantayı sallaya sallaya mutfağa girdiğinde yüzündeki gülümsemesi yerindeydi.

Yanıma geldi ve sarıldı. Yanaklarından öptüğüm sırada başını kaldırdı ve dudağıma öpücüğünü bırakıp elime tokalarını verdi.

"Nasıl bir saç modeli olsun Asya hanım?"

Elleriyle yumruk yapıp birini bir tara birini öbür tarafa olmak üzere başına yerleştirdi "Böyle burda top olsun."

Tarif edişine güldüm ve istediği gibi bir model yapıp onu doyasıya öptüm. Çok güzel bir kızdı. Çok canlar yakacaktı.

Ilgazın el çırpmasıyla ona baktık "Evett hadi bakalım." Asyayı kucaklayıp sandalyesine oturtturdu ve beni ellerimden tutup kaldırdı. Mutfakta ellerimi yıkamama yardım etti ve tekrar geri oturttu.

Önlüğünü çıkarıp karşıma oturduğunda masaya hayranlıkla baktım "Benim gördüğümü sende görüyor musun Asya?"

"Evet anne gördüm."

"Abartmayı bırakın hadi Asya hızlıca ye seni okula bırakıyım." Asyanın çatalına salatayı batırıp yedirdi.

Şuan tam bir home boydu. Bütün kahvaltı süresince ikisini izledim. Ilgazın bu kadar çabuk alışacağını düşünmemiştim. Bu babalık işinin üstesinden iyi geliyordu.

Elini önümde salladığında düşüncelerimden sıyrılıp gülümsedim. Başını sallayıp göz kırptığında yalnızca omuz silkerek cevap verdim.

Evide sesi yükselen telefonum için hızla masadan kalkan kocam beyin arkasından baktım. Çok geçmeden telefonumla geri döndü. Aramayı yanıtlayıp kulağına koymuştu bile.

Karşıma oturdu "Evet evet aynen gelir bakarsınız akşam." bana baktı "Endişelenmeye hiç gerek yok periliçe, yeğenin emin ellerde. Gayette iyi yani.
Hmhm evet tamam, akşama gelin görüşelim."

Telefonu kapattı ve Asyanın yanağını sıktı "Tabağındakiler niye hala duruyor bıcırık?"

Ağzı dolu olan Asya itirazla bana baktı ve bir şeyler mırıldandı. Onu anlamak için biraz eğildim ama nafile.

Ilgaz Asyanın ağzındakileri yatıştırsın diye biraz meyve suyu içirdi. O büyük gayretle çiğnerken alttan Ilgazı dürttüm.

"Efendim hayatım?"

"Asya okula geç kalıcak. Şu yemek işini abartma zaten okulda da yiyor."

Kaşlarını çattı "Çocuğu aç mı gönderelim Burcu?"

Bir şey diyemeden ağzım açık kaldı. Ne diyeceğimizde bilemedim zaten. Yalnızca Asyayı gösterdim. Her an patlayacak gibiydi. Ilgaz bana döndü ve başını sallayıp ayağa kalktı.

Önlükten kurtulup masayı toparlamaya başladı. Elinden tuttum.

"Ben hallederim hadi gidin."

"Aynen Burcucum aynen. Asya?"

"Babiş?"

Ilgaz kaşını kaldırdı "Babiş mi?"

"Irmak babasına öyle sesleniyor bende artık böyle dicem." omzunu silkti.

"Tamam balım de. Hızlı bir şekilde dişlerini fırçala ve çantanı kap gel hadi bakalım."

"Sayın bu kadar." elleriyle defalarca on yaptı "Hemen gelicem."

"Süren başladı hadi."

Ilgazın bunu demesiyle o çoktan mutfaktan çıkmıştı. Dikkatim dağıldığında elimden sıyrıldı ve tabakları kaldırdı. Benim yemem içinde önümde tabağa baya bir şeyler doldurdu. Her ne kadar durdurmaya çalışsamda kocam bey abartmıştı.

Bana uzaktan baktı "Burcu seni burda bırakmıyım ben." geldi ve tek hamlede kucağına aldı.

"Ilgaz!" ufak çığlığımı susturmak için dudaklarını bastırdı. Geriye çekildiğinde gülüyordu. Omzuna alayla vurdum "Şu ani hareketlerden vazgeç."

Tin tin oturma odasına girdi ve koltuğa yavaşça bıraktı. Geriye çekilmeden biraz yüzümü öptü ve şımartıp gıdıkladı. Koltuğa iyice yerleştiğimde yastıkları düzeltti televizyonu açtı ve doldurduğu tabağı alıp önümdeki masaya koydu.

"Ben geldiğimde bu bitmiş olsun Burcu."

"Tabi kocacım emrin olur."

Yaklaşıp alnımdan öptüğünde Asya geldi ve bana sarıldı. Onu kucaklayıp öptüm üzerini düzeltip olduğum yerden yolcu ettim.

Ilgazın evden çıkmadan "Geldiğimde aynı yerinde olmazsan ceza alırsın. Kapıyı kimseye açmak için yerinden kalkma." öğütlerinide kulak ucuyla dinledim.

İkiside gittiğinde evin sessizliğini dolduran televizyona baktım. Bir tane mantıklı izleyecek bir şey yoktu. Ofladım ve televizyonu kapatıp tabaktan tırtıklandım.

IlBurAsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin