13

499 16 0
                                    

"Anne?"

Adeta başımdan kaynar su dökülmüş gibi hissetmiştim. Yavaşça arkamı döndüğümde Asya yatağa yatıyordu.

Duymadığı belliydi.

Yanına gittim saçlarını okşadım "Bir tanem neden yatağında değilsin?"

Omzunu silkti ve belime sarıldı. Telefonu kenara bırakıp yatağa yattım ve Asyaya sarıldım.

Minik burnundan alıp verdiği nefesi takip ederken gözlerim yavaştan kapanmaya başlamıştı.

"Burcu..."

Dönüp Ilgaza baktım. Yanımda Asyayı gördüğünde gülümsedi ve yatağa oturup onu seyretti. Yanımdaki boşluğa uzanıp başını başıma yasladı.

Dudakları ve burnu yüzüme değiyordu. Nefes alışverişi beni gıdıklarken konuştu.

"Sizi seviyorum."

Huylansamda başımı hiç çekmedim. Belkide  5 yıldır hayalini kurduğum bir ortamdaydım. Hayatımın aşkı ve benim hayata tutunma sebebim.

Şanslı mıydım değil miydim bilmiyorum. Şu zamana kadar yaşadığım her şey bana bir tecrübe olduğu gibi zararda vermişti. Hayata tutunabilmiştim. Vazgeçmemiştim. Bundan sonra da ayaklarının üzerinde durabilen anne, bir eş olabilecektim.

"Ilgaz geç olmadan eve gitmelisin."

"Hiç istemiyorum sizi bırakmayı."

Güldüm ve başımı ona çevirdim. Herhangi bir konuşmamızda dudaklarımız birbirine değecekti.

"36 saatten az kaldı. Bir daha ayrılmayacağız."

Dudaklarımın tadını alıp geri çekildi. Asyaya dokunamıyordu. Baktı uzun bir süre ve sonra elimi tuttu.

"Aşağıyı temizledim merak etme. Güzelce uyuyun."

"Harika bir adamsın."

Tekrar yaklaşıp alnımı öptükten sonra odadan çıktı. Bir süre sonra dış kapının da sesi duyulmuştu.

Asya bir anda sıçradığında ayağa kalktım.
Etrafa bakındıktan sonra geri yatması beni ürkütmüştü. Onu öylece izliyordum.

Son zamanlarda yaptığı gibi tekrar rüyasında mırıldandı.

"Size babam süper kahraman demiştim."

Sırıtarak geri yattım ve ona sımsıkı sarıldım.

...

Alarmla beraber uyanmıştık ve hemen bir kahvaltı yaptıktan sonra üzerimizi giyindik.

"Anne gitmesem."

Saçlarını ördükten sonra karşısına çömeldim "Niyeymiş?"

"Belki babam bugün gelir."

Yanaklarını sıktım "Hayatım sen doğum günümde gelsin dedin o da o zaman gelicek."

"Gelir dimi?"

Gözlerimle onu onayladım ve alnından öptüm "Çantan hazırsa çıkalım mı? Hem yarın doğum günün için bir davetiye hazırlatmıştım onları alırız."

"Hazırım." dedi ve çantasını sırtına taktı.

Elimden tuttuğunda evden çıkmıştık. Kapıyı kilitledim gözlüklerimi taktığımda rahatlamıştım.

Birazcık bulanıklığım vardı ve onları engelliyordu.

Asyayı koltuğuna oturttum ve arabayı çalıştırmak üzere bindim. Telefonuma gelen bildirim sesiyle çantamı kenara bıraktım.

Kocam: çok şirin olmuşsun

Siz: ne taraftasın?

Kocam: göremezsiniz avukat hanım

Siz: öyle olsun albay bey

Kocam: okuldan sonra ne yapıyorsun

Siz: büroya geçmem lazım hafta sonu gitmedim işler birikmiştir

Kocam: gelirim

Siz: beklerim

Kocam: sizi seviyorum

Siz: bizde seni seviyoruz babacık

"Anne suyumu verir misin?"

Yanımdaki çantasından matarasını ona uzattım ve arabayı çalıştırıp davetiyeleri alacağımız yere gittim

"Şarkımızı açalım mı bir tanem?"

"Eveet"

Hız kesmeden açtım ve haftaya güzel bir başlangıç yaptık.

'Bitti derken, her şey elden gitti derken, sabrettim ben.
Tam o anda, ummadığında, bir güneş parlar bazen.
Hayat şaşırtır hep zaten
Sen bittim ay derken
Hiç umudun kalmamışken
Bir güneş parlar bazen'

(biraz kısa bölümdü kusura bakmayın)

IlBurAsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin