27

252 10 1
                                    

(İlk hikayede çok karışıklık yok aslında. Çoğu kişi yorumlarda albay yarbay rütbelerini tartışmış. Hangisi daha önce vesaire. Ben bunu araştırmadan yazmaya başlamıştım ama gidip araştırdım da hani öncelikle yarbay olarak başlıyorlar. 6 yıl süren görevin ardındanda albay olunuyor. Zaten Ilgaz 5 6 yıldır falan ortalarda yok. Öncesinide düşünürsek şuan albay olmasında hiçbir sakınca yok. Burayı okuyan canlara teşekkür ederim. Desteğinizi esirgemediğiniz için.)

Annemleri ve arkadaşlarımızı yolcu ettikten sonra bahçeyi topladık ve salonda oturduk. Ilgazın kucağına yerleşip başımı göğsüne yasladım. Spor yapmaya düzenli olarak tekrardan başlamıştı ve göğüsleri oldukça sertleşmişti. Elimle onları okşarken kolumu cımırdı.

"Ilgaz!" geriye çekildim ve kolumu tuttum "Canımı acıttın."

Kıkırdadı cımırdığı yeri öptü ve koluma rastgele öpücüklerini bıraktı. Tekrar kendine çekip sarıldığında kızgınlığım geçmişti bile.

"İkimizin içinde çok farklı bir deneyim olucak. Bir yandan Asya diğer yandan yeni üyemiz."

Başımı ona kaldırdım "Bir isim düşündün mü yeni üyemize?"

Başını salladı "Henüz yok. Cinsiyetide önemli değil. Yalnızca en başından beri etap etap takip etmek istiyorum onu. Elinden tutup yürütmeyi, altını almayı."

Yüzümü ekşittiğimde burnuma dokundu. Onun dokunmasıyla hapşırdım. Hatta üç defa falan.

Masanın üzerindeki peçeteyle burnumu silerken Ilgazın dediklerini dinledim.

"Çok yaşa hayatımın anlamı. İnşallah bu hapşırık hastalık habercisi değildir."

Geri kucağına oturduğumda burnumu çektim ve başımı salladım "Saçmalama yaz ayında ne hastalığı?"

"Hava gayette serin Burcu. Dikkat etmelisin biliyorsun. Yarın sana bir sürü meyve alırım. Vitaminler falan ayakta durmak gerek."

Başımı salladım. Çokta önemli değildi bunlar. Tekrar hapşırdığımda kendimi çok sıkmamdan dolayı karnım kasıldı.

"Ay Ilgaz dur." ondan ayrılıp koltuğa uzandım. Yavaş yavaş yatarken geçmişti kasılması.

"Yani hapşırsaydın adam akıllı niye tutuyorsun?"

Elini belime koydu ve oralarıma doğru masaj yaptı. Birazda üzerime eğildiğinde kokusunu alabiliyordum.

"Ilgaz"

"Efendim yavrum?"

Gözlerimi açtım "Peki ya her şey tam tersi olsaydı?"

"Anlamadım?" biraz yaklaştığında boynundan tutunup kalktım ve kolunun altına girdim.

"Görev işin olmasaydı. Bende doğumda oldu ya hani bir aksilikte" ona baktığımda hala anlamaz gözleri beni süzüyordu. Ofladım "Ölseydim yani Ilgaz."

"Ağzından yel alsın bir tanem."

"Ya cevap ver. Asyaya nasıl bakıcaktın? Evlenir miydin bir başkasıyla? Ya da kızımızı nasıl biri olarak büyütürdün? Benim yaptığım neyi yapmazdın ya da yapmadığım neyi yapardın?"

Cevapsız kaçamayacağının farkındaydı. Boğazını temizledi.

"Öncelikle ona bir süt anne bulurdum. Sonuçta aç kalmaması lazım. Diğer ayrıntılarda annemler ve hatta teyzen yardım ederdi diye düşünüyorum."

"Bakıcı tutmazsın yani."

Başını salladı "Asla senin emanetini bir başkasına bırakamam. Annemlere bırakırım ama bir başkası imkansız."

"Evlenmezsinde."

Yüzüme bakıp kaşlarını çattı "Burcu senden başkasını düşünemem bile."

"Kızın içinde mi?"

Ne demek istediğimi gayet iyi anlıyordu ama neden bunda ısrar ettiğimi anlamıyordu.

"Kızım içinde evlenmezdim Burcu. Başkasına anne diyecek ve ben her seferinde kahrolucam. " alayla güldü "Annesinin melek olduğunu bilmesi bu durumda en iyisi. Ki zaten ben bu yüzüğü" elindeki alyansı gösterdi "İçinde Burcu yazıyor diye takıyorum."

"Adı Burcu olan birini bulursun."

Sinirlenmeye başlamıştı. En sevdiğim haliydi. Alnındaki ve boynundaki damara baktım. Sesi ona tekrar bakmamı sağladı.

"Sen adı Ilgaz olan birini niye bulmadın Asyaya."

"Senin yaşadığını biliyordum çünkü."

Hay ananı Burcu. Yanlış ifade ettin kendini.

"He ölsem olurdu mu yani?"

Geriye çekildiğinde panikledimve başımı salladım "Hayır aşkımız yaşıyordu yani sen hayattasın falan ya. Hem benim senden başka birini sevmem mümkün mü? 5 yaşımdan beri sana aşığım."

"İkna olamadım."

Göz devirdim ve ensemi kaşıdım. Ani gelen esnememin ardından Ilgazın omzuna dokundum "Hayatım soruyu neden bana yönelttin ki şimdi? Ben zaten bunu yaşadım. 6 yıldır seni bekliyorum. Yemin ediyorum birkaç yıl geç sen ölürdüm ya da akıl hastanesine yatardım çok ciddiyim."

Gözlerini yüzümde gezdirdi.

"Ilgaz sıyrılmaya çalışıyorsun resmen ya. Başıma bir şey gelirse çocuğumuza bakabilecek misin diye soruyorum."

Kollarını bağladı "Asya büyüdüğü için bakabilirim kolay olur. Ama küçük bir bebeğe bakmak zor olurdu. Erkeğim ve işimin ne olduğuda belli."

Ellerimi birbirine çarptım "Tamam istediğim cevap buydu."

"Nerden geliyor aklına böyle sorular ya?"
sırtımdan tutup kendisine çekti. Kucağına oturduğumda popomdan tutup ayağa kalktı. Bacaklarımı belinin arkasında kenetledim ve odaya çıktık.

"Ilgaz." yüzümü yüzüne sürtüyordum. Taze tıraşının yumuşaklığına mest oluyorum.

Odanın ışığını açtığında yalnızca bir mırıltıyla cevap verdi. Kapıyı itikleyip beni yatağa bıraktığında boynundan öperek ayrıldım.

"Seni seviyorum."

"Bende seni seviyorum güzelim."

Gülümsedim. Üzerini değiştirmeye başladığında yatağa uzanıp tavana baktım. Gülümsüyordum. Mutluydum. Aldığım cevaplada tatmin olmuştum. Ona gözüm kapalı güveniyordum.

Bir anda tepemde belirdiğinde gülümsemem büyüdü "Artık şımarıklık yok." tişörtünün yakasıyla oynadım.

Burnunu boynuma yaklaştırdı. Derin nefeslerinin ardından burnunu boynuma sürtüyordu. Gıdıklanıyordum ve hoşuma da gidiyordu.

"Üzerimi değiştirmeden yatağa yattım Ilgaz."

Gülümsedi ve beni kaldırdı "Asla yapmayacağın şey." üzerimdeki tişörtü çıkardı ve altımdaki eşofmandan kurtuldu.

Yan taraftan geceliğimi alıp üzerime giydirdi. Saçlarımı düzeltirken ona sarıldım.

"İyiki varsın."

"Hep varım artık."

IlBurAsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin