33

214 4 0
                                    

Günler gayet sakin geçiyordu. Güvenlik amaçlı birkaç polis kapımızda duruyordu ama gerçelten hiçbir sorun yoktu. En sonki olayın üzerinden 4 gün geçti. Kızları bu süreçte arayarak ne olduğunu danışabildim. Şuan onlarda gayet güvende.

Şu süreçte Ilgaz işe gitmeyip Asyayla ilgilendi. Onu yalnız bırakmamaya çalışıyoruz. Aynı şekilde benimde dibimden ayrılmıyor.

Yine klasik hafta içi sabahı. Asyayı okula bıraktık ve beni büroya götürüyor. Dün gece mide bulantısından uyuyamadım. Aynı şekilde onu da uyutmadım. Gerçekten adama eziyetten başka bir şey değilim.

"Bir şey mi diceksin hayatım?"

Bana baktığında önüme döndüm. Deminden beri ona bakıyormuşum evet.

"Senide uykusuz bıraktığımı düşünüyorum."

Elimi tuttu ve yola bakarken öptü "Hiç önemli değil. Düşünme bunu."

İlerideki cafeyi görünce onu dürttüm "Bize kahve alsana yaa. Ne iyi gider biliyor musun?"

Işıkları geçtikten sonra sağ tarafa park etti "Her zamankinden o zaman."

Başımı sallayıp gülümsedim. Yaklaşıp alnımdan öptü ve arabadan indi. Pencereden başımı çıkarıp temiz havayı içime çektim. Ilgazın cafeye girişine kadar izliyordum. Gözlerimi ondan ayırmama sebep olan ses arabanın kapısının açılması olmuştu.

Başımdan aşağıya akan kaynar suyu ifade edemem. Soluma döndüm. Yanıma oturmasıyla arabayı çalıştırdı ve cafeden uzaklaştı.

Şuan tepki vermiyordum ya da bir atak yapamıyordum. Tek eliyle arabayı kullanırken diğer elindeki silahı karnıma doğrultmuştu.

"Selam avukat." diyip iğrenç bir şekilde gülümsedi. Yüzünü tam anlamıyla gördüğümde midem bulandı ve ağzımı kapattım. Dudağını büzdü "Ay özür dilerim midenizi bulandırdım." iğrenç gülümsemesinden bir tanr daha.

"Çok saçmaladığının farkında mısın?" Gaza daha çok bastığında gözlerimi sıkıca kapattım "Hay lanet adam yavaş sür şunu."

"Avukat hanım belki arkamdaki arabadan eşiniz beni takip ediyor olmasaydı yavaş gidebilirdim." silahı belime bastırdı "Sus kaltak karı."

"Konuşmuyorum ki!" arkaya dönüp arabaya baktım. Araba kimindi bilmiyorum ama evet içindeki Ilgazdı. Derin nefes aldım ve yanımdakine baktım. "Şahin bu gerçekten çok saçma bir plan. Bana bir şey yaptığın gibi seni de alıcaklar."

Ara bir sokağa girdi ve midem bulanana kadar sağ sol yaptı.

"Beni karıma götürüyorsun. Onu da alacağız ve ne kadar mutlu olduğumuzu göreceksin. Sonrada seninle işimiz bitecek."

"Ay saçmalığa bak."

Silah karnımı acıttığında elini ittirdim. Bir yandan araba sürdüğü için beni kontrol edemiyordu.

Orası polislerle doluydu ve bizim oraya gideceğimizi az çok biliyorlardı. Ona hayır demeyecektim.

"Eski evinize yakın bir yerdeler."

Bana döndü güldü ve bir başka sokağa daha girdi. Sıklıkla arkamızı kontrol ediyordu ve bende dönüp baktığımda Ilgazın olmadığını gördüm. İçimi dehşet korku kaplasada sakin olmaya çalışıyordum.

Aralardan geçti geçti ve geçti. Bir inşşatın önünde durduğunda göz göze geldik. Belimdeki silahı bastırdı.

"Şimdi benimle geliyorsun. Kaçmaya çalışma yoksa canın acıyacak."

Gözlerine baktım. Cevap vermem için dürttüğünde başımla onayladım. Arabadan indi ve silahı üzerime doğrulttu. Bunu kapımı açmaya gelinceye kadar sürdürdü. Gözlerini bir an olsun üzerimden ayırmadı.

En başından beri bacağımın altına sıkıştırdığım telefonu yavaşça belime koydum. Arabanın kapısını açtığında inmemi bekledi. İnerken arkamı kapattım ve ona baktım. İçeriye geçmem için işaret yaptı. Etrafa bakındım. Burayı bilmiyordum ama her yer inşaat alanıydı.

"Hadi Avukat!" diye bağırdığında dökük olan eve girdim.

İçerisi son derece rutubet kokuyordu. Yürüken bastığım kırık camlardan başka ses yoktu.

"Sola gir."

Dediği gibi yaptım ve soldaki odaya girdim. Pencere vardı ama tavanı yoktu. Abuksubuk çöplere basmadan ilerledim.

"Otur."

Kaşlarımı çatıp ona baktım.

"OTUR!"

Bağırarak tekrarladığında üzerinde cam kırıkları olan sandalyeyi ayağımla temizledim ve oturdum.

Kenarda duran plastik iple yanıma geldi ve bana uzattı "Ayağını bağla." İpe baktım ve biraz eğildim. "Hızlı ol hadi."

Ayaklarımı bağladıktan sonra hız kesmeden kendisi ellerimi arkadan bağladı.

"Yani değdi mi gerçekten bilmiyorum. Başka birine zarar verme sakın. Cezan daha hafif olur."

Silahla bana yaklaştı ve boynuma doğrulttu "İşime karışma avukat! Zaten varlığın sıkıntı. Karımın nerde olduğunu söyle. Yalnız kalmaktan sıkılmazsın."

"Eski evinize yakın bir yerde olduğunu biliyorum sadece. Senden korunması için polisler ona bir ev tuttu." dedim yalan söyleyerek.

Silahı boynumdan aşağıya indirdi ve karnıma tuttu "Konuş avukat"

Yutkundum "Bildiklerim bu."

Silahı çekip sol tarafımdan sağlam bir tokat attığında yüzüm uyuştu sandım. Ömrüm hayatım boyunca ilk defa birinden tokat yiyordum. Sonunda ölümlü hemde.

Yüzümü önüme çevirdim ve gürledim "Sana bilmiyorum dedim psikopat herif!"

Bağırmaya başladı ve duvara yumruğunu geçirdi. Sinirini aldıktan sonra tekrar yanıma geldi ve saçlarımı çekmeye başladı.

"Karımı bulurum. Azıcık senden intikamımı alıyım."

Canım acısada güldüm "İntikam alman gereken bir husus mu var? Ben yalnızca seni tımarhaneye kapattırdım."

Saçıma daha çok asıldı ve pis kokan yüzünü bana yaklaştırdı "Bana o gün öyle gülmeyecektin." başını geriye atarak güldü "Çok eğlenicez."

Geriye çekildi ve kollarını iki yana açıp gülmeye devam etti.

IlBurAsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin