Günler günleri aylar ayları tam tabirinde kovalıyordu. Gözümün önünde büyüyen ve buna her gün çok şaşırarak izlediğim bir kızım var. Hala gencim hala dinç ve mutluyum. Bir çocuk sahibi olmak benden bir şey almadı. Almadı evet ama kattı. Ilgazın olmayışı beni hayata bağlayan tek şeydi kızım. Babasız zor büyüdü ama artık hiç yalnızda kalmayacak.
Bir ay geçti. Ayağım iyileşti bazı sorunları hallettim. Eczaneyi dava etmek ve kaybolan dosya meselesi gibi. Hala açık kapılar ve bir sürü soru işareti var ama ipin ucunu bulmaya yaklaşmıştım.
Ilgazda düzenli olarak işine gitmeye başladı ve artık görüş zamanlarımız kısıtlandı. Asya ise biraz daha normal bir çocuk olup pürüzlük çıkarmayı bırakmıştı. Önceki gibi babasıyla ilgili kavgalar çıkartıp beni zor durumda bırakmıyordu.
Teyzem ve eniştem yurt dışına tatile çıktılar ve Oğuzla Gaye ilişkilerini tam anlamıyla açıkladılar. Artık gizli kapaklı r şey olmayacaktı. Ki zaten neler olduğunu hepimiz görebiliyorduk. Bunu tek görmek istemeyen Ilgazdı ve artık o da kabullendi.
Onun dışında birkaç gün önce Burgaz ekibi olarak buluştuk. Eski samimiyetimizi yakalamıştık ama yalnızca büyümüştük. Bunun farkında olmamız ve sorumluluklarımızın artması gözümüzü korkutuyordu.
Her neyse gelin günümüzden devam edelim. Ben şuanda ekran başında raporlarımın açılmasıyla meşgulüm. Geçen hafta bir gebelik testi yaptırdım. Sonuçlarım çıkalı baya oldu aslında ama ben buna bakmaya hazır değildim.
Aşağıda bundan habersiz oturan aileme yeni bir haber mi götürecektim yoksa her şey normal ve aynı devam mı edecekti?
Ilgaz bunu çok istiyordu. Başından itibaren baba olmayı istiyordu. İlk adım ilk baba diyişi ilk kelimesi ilk dişi ve ilk ilk ilk. Bunları görmesini bende istiyordum ama Asya henüz buna hazır mıydı bilemiyorum.
Ekranda açılan raporu yakınlaştırıp yavaş yavaş okudum. En son verilere baktığımda POZİTİF yazısını görmemle dolmaya başlayan gözlerimi koyverdim. Ağlamam nedendi bilmiyorum. Aynı acılar olmayacaktı. Kocam yanımdaydı. Sevdiğim adam yanımdaydı. Üzülüyor muydum mutlu muydum?
"Her şeyin hayırlısı neyse o Burcu."
evet bunu aynadaki kendime söylüyorum. göz yaşlarımı sildim. üstümü başımı topladım ve odadan çıkıp aşağıya indim.
Rabia, Uğur, Ayla annem, Gaye ve Oğuz bizdeydiler. Az önce akşam yemeği yemiştik ve çay içmeye bahçeye çıkmıştık. Yani şuanda herkes bahçedeydi.
İçerden kendime bir çay doldurup yanlarına gittim. Hepsi sıkı fıkı oturmuşlar en uzaktada benim sandalyem duruyordu. Geçip oraya oturdum ve çayımı masaya koyup onlara baktım.
Gaye ve Oğuz Asyaya bir şey izletiyorlardı. Ayla annem ile Rabia ise bebek hakkında konuşuyorlardı. Yani biraz seslilerdi bu yüzden kulak misafiri oluyordum. Ilgaz ve Uğur ise gereksiz sessiz ama yakınlardı. Arada birbirlerine telefondan bir şey gösterip fısıldaşıyor ve gülüyorlardı.
Ilgaz izinliydi iki gündür ama hala gözlerindeki yorgunluk çok açıktı. Bir anda gözleri bana döndüğünde başımı çevirdim ve bahçenin ışıklarına baktım.
Kocam olucak adamdan gözlerimi kaçırmıştım ve çok belli etmiştim.
Dudağımı ısırıp içimden kendime yakınırken çaydan bir yudum aldım. Karşımdaki hareketlenmeye seyirci oldum. Ilgaz sandalyesiyle kalkıp yanıma geldi ve oturdu. O bunu yaparken etraftakiler susmuştu. Odağımız yalnızca Ilgazdı. Ya da benimki yalnızca Ilgazdı. Çünkü diğerleri bana bakıyor ve gülümsüyordu.
Onlara tek tek baktım ve sonra Ilgaza yanaşıp sarıldım. Sıcak kolları altındaki huzurumu ifade edemem. Nefes alışverişi bile çok rahatlatıyordu.
"Rabia kaç ayın kaldı?"
Yavaşça Ilgazın kollarının altından kalktım. Rabia aslında cevabını bildiğim soruyu sormama şaşırarak cevap verdi.
"2 buçuk ay."
"İyi kız az kalmış. Benim daha 8 9 ay falan var." Ilgazın omzunu tuttum "Neyseki bu seferki farklı olacak."
Herkesin yüzü değişik bir hal alsada toparlandılar. İşi ilk çakan Gaye olmuştu.
Hızla yerinden kalktığında herkes ayaklandı. Dönüp Ilgaza baktım. Yorgun gözleri ışıldıyordu. Yanağı yavaşça kıvrıldığında bana sarıldı.
"Ciddi olamazsın Burcu?!"
Kolunu cimcikledim ve kimsenin duymayacağı şekilde fısıldadım "Ne zamandır bunun için uğraşıyordun."
"Hayır vallahi her şey seni özlediğimdendi." diye bağırdığında omzuna vurdum. Ağzını kapattı ve bahçede turlamaya başladı.
Bizimkiler tek tek hayırlı olsun derken Asyayı kucağıma aldım "Asyam abla olucak en önemlisi o. Değil mi bebeğim?"
Hiç beklemediğim şekilde mutluydu. Başını salladı ve sonra kollarını boynuma sardı. Burnunu çektiğini duyduğumda sandalyeye oturup saçlarını okşadım.
Ilgaz hala olayın şokundaydı. Beklemiyor muydu neydi bu heyecan anlamamıştım.
"Gaye peçete uzatır mısın?"
Ilgaz ondan önce davranıp peçeteyi bana verdi. Asyayı geriye çekip gülümsedim ve yüzünü sildim.
Elimle yaşlarını temizleyip yüzünü yellediğimde gülümsedi.
Alnımı alnına yasladım "Benim prensesim abla olucak." saçlarını düzelttim "Çok yakın bir arkadaşın olucak. Çok şanslısın."
Kıkırdayarak gülümsüyordu ve benim beklediğim tepkiyi vermemesi de hoşuma gitmişti.
Bir süre sonra kucağımda uyuduğunda asıl muhabbet dönmeye başladı.
"Vallahi abartı tepki bekliyordum iyi karşıladı."
Gayeye başımı salladım "Sizin tepkinize göre davrandı. Eğer çok sevinseydiniz üzülebilirdi." Ilgaza baktım "Özellikle sen. Biraz olay şokundan dolayı tepkini veremedin. İyi ki de veremedin ama. Asya yalnızca seni paylaşamaz."
Ilgaz alnımdan öptü ve başını yasladı "Zamanla çözeceğiz her şeyi. Bak yolunda gidiyor."
Omzumu silktim "Umarım."
"Bak bir güzelleşti yüzü kesin kız olucak."
Ayla annemin yorumuyla güldük ve Oğuz atıldı bu seferde.
"Ben bir doktor olarak." masaya parmağıyla düz bir çizgi çekti "Buraya yazıyorum erkek olucak."
"Naptın Oğuz çaprazlama mı yaptın nerden çıktı? Kız olucak nokta."
Gayenin dillere destan yorumundan sonra kişiler arasında bir cinsiyet tartışması çıktı.Ilgaza baktım "Asyayı odasına götürüp geliyorum. Ben gelene kadar konuyu değiştir lütfen."
"Heyhey!"
Kucağımdan Asyayı aldı "Unut ağır bir şey taşımayı falan. Kocan var kapı gibi"Havalı olduğunu sandığı bakışıyla yanımızdan gitti. Herkes konuyu unutup Ilgazın bu haline gülüyordu. Neler olacaktı kartlar değişiyordu.?