Kapıyı anahtarla açmaya çalışırken bir anda açılmasıyla öylece kaldım. Ilgaz elindeki kağıdı salladı.
"Bu ne demek oluyor?"
Dikleştim ve başımı salladım. Neyden bahsettiğini gerçekten anlamamıştım. Bana telefonda bahsettiği mektup muydu?
İçeri girip ardımdan kapıyı kapattım ve üzerine kilitledim. Ilgaza döndüğümde kıpkırmızı olmuştu.
Çantamı bıraktım ve yüzünü ellerimin arasına aldım "Sorun ne? Niye kızardın? Ateşin yok." yüzünün her yerine elledim.
Geriye çekildi ve kağıdı uzattı "Sen hep böyle mektuplar alıyor musun Burcu?!"
Hala gözlerine bakarak kağıdı aldım "Nasıl mektupmuş?" ağır ağır kağıda baktım. Kocaman kağıt ama yalnızca bir cümle.
Hikayenin sonuna geldik avukat hanım..
-Şahin.İşte o ismi okuduğumda ürperdiğimi hissettim. Cidden bunu beklemiyordum. Kapının girişindeki küçük pufa oturup kağıdı yanıma bıraktım.
"Bana ne zamandır söylemiyorsun? Ya da bu bir şaka mı?"
Ona cevap veremiyordum. Tek bir kelime bile edecek halim yoktu. Bunu Ilgaza anlatmam lazımdı evet ama önce tehdit bildirisini polisle paylaşmam gerekiyordu.
"Bunun fotoğrafını çekip en son konum attığım kişiye yollar mısın?" telefonumu uzattım.
"Hay sikiyim Burcu neler oluyor?"
Benden bir cevap beklemeden dediğimi yaptı. Beraber oturma odasına geçtiğimizde üzerimi çıkarmama yardım etti. Ona sarıldım ve hiç ayrılmak istemedim.
"Anlat artık kafayı yemek üzereyim."
Geriye çekildim ve oturdum. O ise önümde eğildi.
"Müvekkilimin eski eşi. Boşanmalarına ve adamın akıl hastanesine girmesine yardımcı olmuştum."
"Akıl hastanesinden mi yapıyor bunları?"
"Hayır Ilgaz çıkarmışlar adamı. İşin garip kısmı bir ay önce çıkıyor. Bize haber verilmiyor. Adamda bir hafta önce gidip müvekkilime tehditler yağdırıyor."
"Sen ne alaka peki? Evimizi nerden biliyor bu herif?"
Başımı salladım "Bilmiyorum bilmiyorum. Bir aydır dışarda artık ne planlıyorsa ruh hastası. Yaklaşık 2 yıl yatıyordu hastanede. Yani kafadan gidikti hepten gitmiştir. Ne olucak bilmiyorum. Kızların evine bir polis bekçisi gitti. Biz ne olucaz? Adam o kadar tehlikeli mi? Bunların hiç birini bilmiyorum."
Ilgaz yüzünü kaşıdı ve çenesini ovaladı. Ayağa kalkıp odada volta atmaya başladığında beni de germişti.
Yanına gitmek için ayaklandığımda gözüm karardı. Gözlerimi sıkıca yumup dengede kalmaya çalıştım.
"Burdayım bebeğim." kolumun altına girip belimi tuttu ve burnunu boynuma koydu. "Bir şeyler yedin mi?"
"Hayır."
Boynumu öptüğünde gözlerimi açtım.
"Annem bizim için hazırlamış bir şeyler. Gel bakalım." elimi sıkıca tuttu ve sırtımdan destek verip mutfağa götürdü.
"Asya nasıldı?"
Sandalyeye oturduğum gibi tezgahın başına geçip hızlı bir şekilde mikrodalgayı çalıştırıp masayı kurdu.