32

200 5 0
                                    

"Asya!"

Nefes nefese ve sular içinde uyandım. Boynumu ovalayıp bunun kötü bir kabus olduğunu kabullenmeye çalışırken havanın hala karanlık olduğunu gördüm. Ilgaz ve Oğuzun sesleri geliyordu aşağıdan. Artık ne konuşuyorlarsa çok hararetliydiler.

Bacaklarımı yataktan sarkıtıp pencereye yaklaştım ve perdeyi aralayıp sessiz görünen sokağa baktım. Evimizin önünde eski tip bir araba duruyordu. Kimin olduğuna dair bir fikrimde yoktu.

Evin içinde Asyanın çığlıkları yankılandığında yerimden kıpırdayamadım. Bana sesleniyordu ve ağlıyordu.

Işığı açtım ve önümü görebilme umuduyla koridorda koştum. Yaktığım ışık hiçbir işe yaramamıştı.

Asyanın odasına girdim kimse yoktu. Ben ne yapacağımı bilmiyordum ya da aklım yerinde değildi.

"Anne lütfen yardım et."

Sanki son seslenişi gibiydi. Aşağıdan gelmişti sesi. Hızlı bir şekilde nerdivenleri indiğimde mutfağa girdim.

Dışarıya çıkmaya hazır olan siyah giyinimli adam Asyanın elinden tutuyordu. Asya bana baktığında onu çekiştirmeyi bıraktı ve ikiside bana baktılar.

"Asya korkma annecim."

Gözlerinin rengi solmuştu bir şey diyemiyor çaresizce bana bakıyordu.

Başındaki şapkayla yüzünü kapatan adama baktım. Bir adım yaklaştığımda Asyayı saçından çekti.

Ben tararken canı acıdığında kahroluyordum o bunu nasıl rahatlıkla yapabilirdi?

Ellerimi salladım "Yapma bırak. Benimle çöz sorununu o çok küçük lütfen."

Tam yüzünü kaldırdığında ikiside bir anda kaybolmuşlardı. Ne olduğunu anlayamadım etrafıma bakındım. Terliyordum ve nefes nefeseydim.

"Anne!"

Sesin geldiği yere, çıkış kapısına gittim.

"Nolur bırak onu. Benimle çöz derdini. Ilgaz! Nerdesin Ilgaz? Asyam annem sakin ol bir tanem."

"Hesap!" dedi boğuk sesiyle. Adama anlamsızca baktım. Kapıyı kapatıp evden çıktıklarında ne olduğunu anlayamadım.

Nihayet ayaklarımı kullanabildiğimde kapıyı açıp yere dizlerimin üzerine düştüm ve yalnızca bağırdım.

"Ilgaz yardım et! Asya! Asya!.."

Bir anda gözlerimi açtım. Ilgaz yüzümü ellerinin arasına almıştı. Etraf aydınlıktı ve güneş odaya giriyordu.

"Burcum iyi misin?" Yavaşça dikleştiğimde bana sarıldıve saçlarımı okşadı "Geçti güzelim."

"Asya nerde?!"

Kollarından kalktığımda beni tuttu "Annemlere götürdük ya gece. Bizde geçeriz şimdi oraya."

Saçlarımı yolma eşiğindeydim "Ne yani onlar kabus değil miydi?"

"Yaşadıklarımızda gördüğün rüyada bir kabus gibi farkındayım. Atlatacağız ama lütfen dik dur."

Omzumu sıvazladıktan sonra kucağıma doğru yattı "Onun senin iyi olmana ihtiyacı var." karnımı okşadı "Stres yapmaman gerek. Bakma öyle biliyorum zor ama kontrol sende."

Ona sarıldım ve hafif geriye yatıp karnıma yaslanmasına izin verdim. Çevremde ne olursa olsun rahat olmam lazımdı.

Bir süre öyle yatmamızın ardından kalkıp giyindik. Çoktan camcı gelmiş ve bahçe kapısını halletmişti. Oğuzda işe gitmiş.

Evden çıktığımızda Ilgaz beni kendine doğru çekti ve yanımdan ayrılmadan adımladı. Her adımı yavaş ve temkinliydi. Onu anlayabildiğimden yorumlayabiliyorum. Yoksa hiç tetikte olduğu belli olmuyordu.

Bir anda beni kendine fazla yakınlaştırmasıyla duraksadık. Bizzat dibimden geçen bisikletin arkasından baktım.

"Burcu aklımda her ne varsa düşünmeyi bırak ve dikkatli ol."

Başımı göğsüne vurdum ve geriye çekilip yürümeye devam ettim "Biliyorsundur. Hayatımda çok şahane ve hiçbir şeye değişmeyeceğim yakışıklı bir albay var. Ondan dolayı tam dikkatimi veremedim."

Sırıttı ve bana baktı "Albayı bir süre düşünmeyin canınızdan edecek yakışıklılığı olduğundan haberim var. Aman yani dalıp gitmeyin."

Diyorsun dercesine ağzımı büzdüm ve kapıyı çaldık. Gaye kapıyı açıp içeriye koştu. Yaptığı bu hareketle birbirimize bakıp içeriye girdik.

"Biz geldik. Asya kuşum nerdeymiş?"

Telefonumu kenara koyarken merdivenden hızlı adımlar duydum. Yere eğilip kollarımı açtım. Asya büyük coşkuyla atladı ve onu kucağıma alıp sarıldım.

Boynunu şap şap öptükten sonra yüzümüzü birbirine sürttürdük "Anne çok özledi."

"Asyada çok özledi." diyip dudağımdan öptü. Bunu yapmaması gerektiğini söylesemde vazgeçiremiyordum.

Ilgaz Asyayı kucağımdan aldıve yanaklarından öptü "Annenin kucağına atlamaya bir süre ara vermelisin prenses."

Ağzını kapattı "Ay ben onu unutuyorum bazenleri."

Kurduğu cümleye gülüşürken mutfaktan çıkan Ayla annem bana sarıldı.

"Oh kuzum.. İyi misin kızım? Nasılsın? Bir şeyiniz var mı?"

Benden ayrıldıktan sonrada Ilgazı süzdü. Cevap bekliyordu bu yüzden ne desek diye kilitlenmiştik.

"Asya hadi annecim halan mutfaktaymış bak. Koş yardıma."

Ilgaz onu indirdiğinde Asya mutfağa girdi. Annemin koluna girip onu salona çektim. Ilgazda arkamızdan geldi ve beraber oturduktan sonra her şeyi tüm şeffaflığıyla anlattım. Ondan asla bir şey saklamazdım.

Duyduklarına ne tepki vereceğini bilemiyordu. Eliyle ağzını kapatmış bize bakıyordu yalnızca.

Diyecek bir şey bulamıyordu. Ilgaz yanına gidip ona sarıldı. Bir süre öyle durdular ve içeriye kızlar girdi. Asya yanıma gelip oturdu. Dizime oturtturdum ve kolyemle oynamasına izin verdim.

Bu sessizlik iyi bir şey miydi bilmiyorum. Ilgazla göz göze geldiğimde gözlerini yumup hafifçe gülümsedi. Ayla annemin sırtını sıvazlayıp ondan ayrıldı ve beraber oturma odasından çıktılar.

"Dün Oğuz geldi değil mi?"

Sorusuyla Gayeye döndüm ve başımı salladım "Geldi geldi."

"Hadi gel mutfağa hazırladık masayı. Halacım hadi elleri yıkamaya koş bakıyım."

Asya Gayenin elinden tutup koşa koşa gözden kayboldu. Yüzümü ellerimin arasına aldım ve saçlarımı diplerinden tuttum. Dünki olaydan fazlası umarımki olmazdı.

IlBurAsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin