Kapıyı tıktıkladım ve içeriye girip yavaşça başımı çıkarıp bakındım. Derya hanımla göz göze geldiğimde mahcupça gülümseyip içeriye girdim.
"Günaydın Burcu hanım buyrun lütfen."
Oturmam için karşısındaki koltuğu işaret etmişti. Başımı olumsuzca salladım.
"Yok oturmiyim hiç biraz acelem var." Beni dinlediğinden emin olduğumda ciddileştim "Geçen ki sert çıkışımdan dolayı sizden özür dilerim. Konu Asya olunca abartabiliyorum."
Başını salladı ve gülümsedi "Hayır hiç önemli değil. İnanın böyle durumlar çok normal. Asıl ben sizden özür dilerim durumu kontrol altında tutmam lazımdı."
"Çocuklar işte. Olur böyle yaramazlıklar."
"Dimi."
Elimdeki davetiyeleri uzattım "Yarın Asyanın doğum günü. Arkadaşları için davetiye hazırlattım. Dağıtır mısınız?"
"Tabii ki." elimden aldı ve tekrar içten bir şekilde güldü "Sizi çok takdir ediyorum. İşinizde yankı yaratmanızın yanı sıra çok iyi bir annesiniz."
Başımı eğdim ve ona baktım "Çok teşekkürler."
Telefonumun çalması beni utanmamı engellemişti.
"Yarın görüşmek üzere."
Diyerek odadan çıktım ve telefonu açtım.
"Efendim?"
-Burcu Hanım kayıp evraklar var.
"Ne demek o?"
-Benden istediğiniz gibi arşivi temizliyordum. Eski dosyaların arasından ikisi eksik.
"Birazdan orada olurum. İyice bak her yere."
-Tamamdır.
Apar topar okuldan çıktım ve büroya yola koyuldum. Nasıl eksik olabilirdi? Üstüne üstlük iki dosya.
Ah birde bugün Çiğdeme gidicektim ilaçlar için. Umarım işim çok uzun sürmez. Toplu olan saçlarımı açtım ve ışıklarda durduğumda tarayıp düzelttim.
Büroya geldiğimde içerisi gayet sakindi. Büyük bir yerdi ve yalnızca 3 büyük avukat, sekreterleri ve stajyerler vardı. Etrafta Denizi göremeyince odama gittim. Beni orada bekliyordu.
Çantamı bırakıp ceketimi çıkardım "Hangi dosyalar?"
Masadaki kağıdı uzattı "Numaralarını yazdım sizin bilgisayarınızdan bakabiliriz."
Sandalyemi çekip oturdum ve bilgisayarı açtım. Daha önceden hazırladığım bir programa girdim ve numarayı yazdım. Çıkan isimle Denize baktım.
"Ali Öztürk."
Biraz düşündü sonra yanıma gelip baktı "Karşı taraf Tuncay Dereli değil miydi?"
Başımı salladım "Bu dosyaların kaybolmaması lazım Deniz. Ne kadar zor kazandığımızı ve karşı tarafın ceza alması için ne kadar uğraştığımızı biliyorsun."
"Tuncayın yakında içerden çıkacağını da biliyorum."
Bunu düşündüğümde haklıydı. Yeteri kadar ceza almasını sağlayamamıştık ve kısa süreli ceza almıştı. Kendisinin mafya olması dışında sorunumuz yoktu. Öyle ya da böyle müvekkilimden hesabını soracaktı.
Diğer kayıp dosyada Ali Öztürk davasıyla ilgiliydi. Anlamadığım şey benim odamda bulunan kilitli arşiv odasına kim girebilirdi?
"Deniz bizim o dosyaları bulmamız lazım. Gerekirse odamı ara ama bul yani. Bende eve bakıyım belki götürmüşümdür."