10

606 16 0
                                    

İkimizde duş alıp giyindikten sonra dilek fenerini almak için çarşıya çıktık.

Bardakta mısır almıştık ve neredeyse tüm mağazaları gezmiştik. Ilgazın özellikle denememi istediği elbiseleri denemiştim. Renkli fenerlerimizi de aldıktan sonra kahvelerimizi alıp arabada oturduk.

Yılların ondan hiçbir şey almadığını gördüm. Neşesi, mutluluğu, aşkı...

"Neden öyle bakıyorsun?"

Gülümsedim "Nasıl bakıyorum?"

Yanaklarımda parmağını gezdirdi "Mavi gözlerinin okyanuslaşması altındaki hüzün. Üzgün bakıyorsun."

Başımı salladım "Sen yanımdayken üzgün değilim."

"Gözlerin öyle söylemiyor."

Nefesimi verdim "Sadece sensizliğin yaşattıklarını düşündüm. Tüm hayatım Asyayla geçti. İş, Asya ve ev. Bu üçgen arasında gezindim."

"Başınıza bir şey gelmemesi benim için iyi haber."

Başımı salladım "Mucize Ilgaz.. Senden sonra yaşayabilmem mucize. Asyanın yaşaması ve beni yaşatması.. Her şey mucizeden ibaret."

"Çok zor zamanlar atlattık ama artık rahat olmalıyız. Bunları düşünmemeliyiz."

Çantamı açıp ilaçlarımı çıkardım. Tonlarca ilaç, sakinleştirici vesaire vesaire.

"Her seni gördüğümü sandığımda kriz geçiyorum ya da aksine krizim geçiyor. Ben bu zamana kadar kendimi Asyanın varlığıyla sakinleştirdim. Asya için, ailem için dedim. İyi olmak için seni unutmam gerektiğini söyleyen doktorlara zarar verdim."

Elimi tuttu ve diyecek bir şey bulamayınca başını omzuma yasladı.

"Artık bunlara ihtiyacım yok Ilgaz. Sen geldin ailem tamamlandı. Asya bizimle. Onu 5 yaşına kadar babasız bırakmanı umursamayacağını söylediği an içim rahatlamıştı."

Başını kaldırıp baktı "Öyle mi söyledi?"

"Gayeye sizin karşılaştığınızı anlattı. Şu süper kahraman baba olayını açtı. Gayede babasının süper kahraman olduğunu söyleyince sana yaptığı gibi Gayeye de mesaj verdi." göz yaşlarımı sildim " 'Ben babamı bekliyorum. Herkesi kurtarsın ve beni bulsun. Gelsin. Annem onu çok özlemiş.' dedi."

Ilgaz göz yaşlarımdan öperken konuştu "Onu çok iyi yetiştirmişsin Burcu. Senin kadar güzel, zarif ve zeki olması beni büyüledi."

Alnımı alnına yasladım "Ona tahmin edemeyeceğin kadar iyi baktım."

"Evet fark ettim. Gayeyle çıkmasına izin vermedin."

Geriye çekildim "Ben olmadan bir yere gidemez çünkü."

"Hiç ona şans tanıdın mı ki?"

"Ilgaz sende gördün avmde benden nasıl kaçtığını. Ben bile ona yetişemiyorum. Ben yanında değilken böyle bir şey yaşanırsa asla kimseyi affetmem."

"Burcu biraz-"

"Ilgaz ne olur karışma. 5 yıldır bu şekilde büyüttüm ve böyle de devam edicek."

Geriye çekilip arkasına yaslandı "Tamamdır."

Biraz sert çıkıştığımı fark edince nefesimi verdim ve başımı kaşıdım "Özür dilerim."

Ellerini direksiyonda oynattı "Özür dilemene gerek yok. Her zaman haklısın. Onu sen daha iyi tanıyorsun sonuçta."

"Babasına benziyor çünkü."

"Hadi ya?"

Gülümsemişti. Bana darılacak diye ödüm kopuyordu.

Çalan telefonum sessiz bir zamanı yakalamıştı. Aramayı yanıtladım.

"Efendim Gaye?"

-Abla sanırım bir sorunumuz var.

"Asyaya bir şey mi oldu?"

-Gelip görmen daha doğru olur.

Arkadan Asyanın ağlama sesini duyduğumda paniklemiştim Ilgaza sürmesi için işaret yaptığımda arabayı çalıştırdı ve o sırada Gaye telefonu kapattı.

"Bir şey mi olmuş?"

İlaçları çantama telaşla koydum "Bilmiyorum Asya ağlıyordu."

"Burcu sakin ol."

Elimle kapının tutunma yerine tutunup kendimi kontrol etmeye çalıştım "Panik atak işte durduramıyorum."

Sinirden ağlamak üzereyken Ilgaz elimi tuttu.

"Durdurabilirsin. Dediğin gibi Asya için, ailemiz için."

Başımı salladım "Asya için, ailemiz için."

İçimdeki alev söndüğünde eve gelmiştik. Hız kesmeden arabadan indim.

Kapıya hızlıca vurmaya başladım zile bastım. Kapı açıldığı gibi içeriye girip Asyanın sesine koştum. Salonda oturmuş ağlıyordu.

"Annecim?"

Sesimi duyduğu gibi ellerini yüzünden çekip bana baktı. Gidip önünde çömeldiğimde kollarını boynuma sardı.

"Prensesim ağlamıyorduk biz. Önce anneye anlatalım derdimizi. Hadi kuzum."

Geriye çekildi. Neydi onu bu kadar ağlatan?

"Telefonumdan bir şey izliyordu. Sonra ne oldu anlamadım ağlamaya başladı. Bir şeyler anlattı ama anlayamadım."

Gayenin açıklamasıyla tekrar Asyaya döndüm "Dinliyorum."

Telefonu gösterdi "İzliyordum gördüm dedi dilekler kabul olmaz dedi."

Tekrar ağlayıp bana sarıldığında onu kucağıma alıp koltuğa oturdum.

Gayeden su ve peçete istediğimde kapının eşiğinde bekleyen Ilgazı gördüm. İçi içini yiyordu belliydi.

"Asya.. Asya bana bak annecim."

Başını çektiğinde Gayenin getirdiği peçeteyle burnunu ve göz yaşlarını sildim.

"Ben sana dedim ama dilekler kabul oluyor."

"Ama dedi olmuyor dedi."

Yüzünü ellerimin arasına aldım "Seninkiler olur."

Büyük yeşil gözlerini bana çevirdi "Nasıl?"

Saçlarını geriye doğru okşadım "Babası süper kahraman olanların dilekleri kabul oluyor. Hem renkli renkli fenerler aldım ben sana. Onlara dileğini yazıcaz ve uçurucaz."

"O zaman halamında mı dileği kabul olucak?"

Gayeye bakmak için döndüğünde Ilgaz arkasına gizlendi.

Gaye güldü ve başını salladı "Evet halacım."

"Gördün mü?"

Başını göğsüme yasladığında onu kaldırdım "Su içelim annecim sonra da biraz uyursun."

Bardağı verdim. Birkaç yudumdan sonra bana geri uzattı. Masaya koydum ve tekrar başını göğsüme yasladı.

Onun saçlarını okşarken Ilgazın tam destekle bana gülümsüyor olması içimi rahatlatıyordu.

Gaye Ilgazı alıp mutfağa gittiğinde Asyanın uyuması için sevdiği şekilde sırtını okşuyordum.

Ne kadar ağlamışsa yorulmuştu. Gözleri kaydığında başımı geriye yasladım.

IlBurAsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin