1 hafta sonra
Telefonuma gelen bildirimle gözlerimi araladım. Telefonumu yatağın kenarından alıp bildirime baktım.
AFAD
Yaptığınız onca yardım için teşekkür ederiz. Yardımlar ihtiyaç sahiplerine yetiştirildi ve dağıtıldı.
Hemen üstüme gündelik sweatshirtlerden bir tanesini geçirdim ve şortumu giyip aşağı indim. Koltukta mutlulukla habelere bakan ikiliyi görünce onlara doğru ilerledim.
"Ne yapıyorsunuz bakalım?" Sesimle ikisi de bana döndü.
"Yaptığımız yardımlar gitmiş." Kaya gerçekten çok mutlu olmuştu. Kalbi çok güzeldi. Bakışları bacaklarıma dokunduğunda gerildim.
"Hava buz gibi, kendine dikkat et." Ona kafa saklamakla yetindim.
"Baba bak, oyuncağım!" Aras'ın bağırışıyla ona döndük bu sefer. Gerçekten de kameranın önünden geçen çocuğun elindeki Aras'ın oyuncağıydı. Tabii nerden anladınız diye sorarsanız, oyuncağın sağ elinde kalp olması gerkirken, Aras istedi diye havuç koymuştum. Ben her ne kadar o tavşan değil desemde, yine de diktirmişti.
"Baksana Rüya abla, çok mutlu değil mi? Oyuncağa sımsıkı sarılmış benim gibi." Heyecanlı konuşmasıyla gülümsedim. Ben bu iki erkeği hak edecek ne yapmıştım?
"Ne düşünüyorsun?" Kaya kulağımın dibinde fısıldayınca irkildim.
"Sizi." Boş bulunup söylediklerimle gözlerim kocaman oldu. Ne demiştim ben öyle?
"Hmm bizi, öyle mi?" Keyif aldığı belliydi.
"Ya aniden öyle çıktı. öyle söylemek istememiştim. Yanii yaptığınız yardım ve sevindirdiğiniz onca çocuğa ithafen söylemiştim." Hızlı hızlı konuşmam onu güldürmüştü.
Gıcık şey!
"Her neyse, dediğin gibi olsun." Gülmesini durdurabilmişti sonunda, beyefendi.
"Seninle uğraşamayacağım." Deyip Aras'ın yanına oturdum.
"Ee, küçük adam. Mutlu musun şimdi?" Ona arada lakap takıyordum ve bu çok hoşuna gidiyordu.
"Çok!" Bağırarak tekrarlamaya devam ediyordu.
"Sakin ol," Kaya, Aras'ı kucağına alıp yukarı çıkmaya başladı.
"Sesin kısılacak. Bağırma o kadar."
Ben arkalarından gülümsemeyle bakıyordum. Deprem felaketinden beri doğru düzgün gülemiyorduk dışarda onca insan kalırken. Ama şimdi,mutluluklarına bizimde bir iyiliğimiz dokunduğu için daha rahatlamıştık. Umarım, şu an olduğumuz gibi mutluluğumuz daim olup, dışarda yatanların şuanki mutluluğu sonsuza kadar sürseydi.
KISA BİR BÖLÜMLE GELDİM BU SEFER. BU BÖLÜM İÇİME SİNMEDİ AMA OLSUN, SAÇMA YA DA DEĞİL OKUYUCULARIN BİR BÖLÜME İHTİYACI VAR DEĞİL Mİ?
İŞTE BİR KAÇ GÜN SONRA TEKRAR GELDİM. AMA HEM BU KİTABIM, HEM DE KESKİN KURŞUN KİTABIM İLE. İKİSİNE DE EŞİT DERECEDE VE AYNI GÜN BÖLÜM GELECEK, BİLGİNİZ OLSUN.
DAHA FAZLA UZATMADAN GİDİYORUM. SİZİ SEVİYORUM♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEBEK BAKICISI
JugendliteraturHerkesin iş adamı olarak bildiği Kaya Eroğlu ve jesti yüzünden işinden olan bir Anaokul öğretmeni... Ya o öğretmen, bakıcı olarak işe başlarsa? Hem de bir mafyanın çocuk bakıcısı... Kaya Eroğlu'nun minik oğlu Aras, okuldan kaçtığı için kaybolmuştu...