"Olanı gördüler, sebebini değil..."
⏳
Son dersin teneffüs zili çaldığında çıkan hocanın ardından bende ayağa kalktım. "Nereye gidiyorsun?"
Saçını eline dolamış meraklı gözlerle bana bakan Ecem'e yanıt verdim. "Antrenman için takımı toplayacağım."
Kararsız gözlerle bana baktı. "Gelmemi ister misin? Açelya sinirlenebilir."
Gözlerimi devirdim. Ne Açelyaymış arkadaş! "Hallederim Ecem."
Sınıftan çıktım. İsimlerini ve sınıflarını Ecem'den öğrenmiştim. Herkesin sınıfına teker teker gittim bir kişi hariç. 12-C' de ki Açelya'nın sınıfı bir kat aşağıdaydı.
Derin bir nefesi içime çekerek sınıfın kapısını açtım. Teneffüs sebebiyle yarısı boştu. Gözlerimi gezdirerek aradığım yüzü bulmaya çalıştım.
Yanında ekürileriyle beraber gülerek konuşuyorlardı. Abartılı sesleri yüzümü buruşturmama sebep olurken konuşmak için ağzımı araladım. "Çıkışta voleybol antrenmanı var. Eksiksiz bir şekilde toplanılmasını istedi Altuğ hoca. "
Açelya'ya ithafen kurduğum cümleyle kısa süreli sessizlik oluştu. Bazısı kim olduğumu bilmediği için anlamaz gözlerle bana bakarken, tanıyanlar ise Açelya'ya dönmüştü.
Sözlerim Açelya'nın yüzünde ufak çaplı bir şaşkınlığa yol açtı. "Sen ne alakasın? Böyle birşey olsa kaptan olarak benim haberim olurdu?!"
Hışımla yanıma doğru geldi. Kıpırdamayıp düz bakışlarla sinirini izledim. "Gerekli konuşmayı Altuğ hocayla yapabilirsin."
"Kim oluyorsun sen kızım? İkidir sert kız ayaklarını oynayıp dikkat çekmeye mi çalışıyorsun?"
Sakince cevapladım. Ortalığı kızıştıracak halim yoktu fakat sabrımın da bir sınırı vardı elbet. "Öyle bir amacım yok."
"Bana baksana sen!"
Eli omzuma doğru uzanacakken hızlıca bir adım geriye gittim. Bana dokunmasına izin veremezdim. Tam bu sırada arkamda birinin varlığını hissettim. Kapı ağzında durmamdan sebep kimse geçemiyordu.
"O el bir daha uzanmasın bana. Üçüncüye bu kadar sakin olmam."
Ağzını açmasına fırsat bırakmadan gerisin geri döndüm ve sınıftan çıkmak için adımımı attım. Fakat yaslandığım göğüs buna izin vermedi.
Kafama top atan çocuk kısık gözlerle beni inceliyordu. Kapıdan çekilmemesiyle omzuna çarparak küçük aralıktan sıyrıldım.
Henüz birkaç adım atmıştım ki sınıfın kapısı kapandı ve onun sesini duydum. "Sen de kimsin?"
Bedenimi bedenine çevirdim. Siyah gözleri yüzümü talan ederken kısık sesle mırıldandım. "Elfida ben."
Buydum ben. İsminden başka hiçbir şeyi kendine ait olmayan Elfida'ydım işte...
⏳
"Eve mi gidiyorsun?"
Islak saçlarım omzumdan dökülürken parmaklarımı bağcıklarımdan uzaklaştırdım. Biten antrenmandan dolayı duş almıştım.
Kaşlarımı kaldırarak Ecem'e baktım dünyanın en saçma şeyini söylemiş gibi. "Başka nereye gidecektim?"
Omzunu silkti ceketini giyerek. "Birşeyler yapardık diye düşünmüştüm. "
Kısaca düşündüm. Kahvaltıda annemin söylediği sözler geldi aklıma. "Ders çalışacağım. Ailen izin verirse bize gelebilirsin. "
Sözlerim duraksamasını sağlarken omzunun üstünden bana baktı. Beklemiyordu bu teklifimi sanırım. Doğruyu söylemek gerekirse bende beklemiyordum.
"Olur, annemler nöbette zaten."
Antrenmanımın olduğunu söylediğim için Yasin abi şimdi almaya gelmişti. Yarım saat içerisinde eve çoktan gelmiştik. Bu sırada da arabada gerginliğini atamayan Ecem sürekli konuşmuştu. Annemle tanışacağı için gergindi sanırım.
"Sıkıntı etmene gerek yok. Annem çok naif biridir."
Sözlerimin bitmesine eş kapının açılması bir oldu. Annem yüzündeki güzel gülümsemeyle bizi izliyordu. "Ah, hoşgeldiniz kızlarım. Geçin hadi."
İçeriye girmemle önce bana sarıldı. Ardından da suskun Ecem'e. "Ben Mine canım. Mine teyze diyebilirsin.
"Bende Ecem Mine teyze. "
Annemin arkadaşımın geleceğinden haberi vardı. Mesaj atarak söylemiştim ve o da çok sevinmişti. Arkadaş edinip yalnız olmamam onu mutlu ediyordu.
"Anne biz Ecem'le odamdayız. Yemeğe çağırırsın değil mi?"
"Tabiki canım. Keyfinize bakın."
Merdivenlerden çıkarken Ecem'de arkamdaydı. Sessizliği kıyamet alameti gibiydi. O gerçekten çekinmişti. Dudaklarım kıvrılırken ona döndüm. "Sessiz olabileceğini hiç düşünmemiştim."
Odamdan içeriye girerken kaşları huysuzlukla çatıldı ve koluma uzanarak acıtmayacak şekilde vurdu. Bu beni daha fazla güldürdü. "Dalga geçmesene ya! Cidden gerilmiştim. Ama annen çok tatlı biriymiş."
Susmasıyla bakışları odama döndü. Yatağıma oturmuş tepkisini izliyordum. Bakışları büyük bir hayranlıkla kütüphaneme dönerken mırıldandı. "Vay canına. Sen gerçekten bir kitap aşığısın."
"Aşk basit kalır. Hayatı kitap olan biriyim. "
Yaklaşık bir buçuk saat kadar odamda durduk. Biraz ders çalışıp bol bol eğlendik.
Kabuklarımı kırıyordum. İçimdeki büyüyememiş kız çocuğu yavaş yavaş kendini özgür bırakıyordu, bunu hissedebiliyordum. Yeni arkadaşlıklar güzel bir başlangıçtı belki de...
Kapımın tıklatılmasıyla döner sandalyemi kapıya döndürdüm. Uzun masamda Ecem'le ders çalışıyorduk. "Müsaitiz."
Kapımı her çaldıklarında 'gel' değil de 'müsaitim' diyordum. Saçma geliyordu çünkü bu. Sanki hünkarın huzuru!
Kapım aralandı ve abim yavaşça bedenini içeri soktu. "Güzelim yemek hazır. Sende hoşgeldin abiciğim. Ben Elfida'nın abisiyim. Cihan abi diyebilirsin."
Ecem ellerini birleştirerek abime bakakaldı hayranlıkla. "Bende Ecem Cihan abi. Memnun oldum."
Göz kırpıp çıkmasıyla söylendim. "Abimin içine düşecektin."
"Abin ne iş yapıyor. Aşırı yakışıklı biri."
Gözlerimi devirerek ayağa kalktım. "Cumhuriyet savcısı. "
Arkamda hayranlık barındıran sözcüklerini sıralarken yemek odasına girdik. Girmemizle susması bir oldu. Annem, babam ve abim oturmuş bizi bekliyordu. "Afiyet olsun."
"Şey afiyet olsun."
Ecem'in çekingen sesinden dolayı babam rahatlatmak amacıyla tebessüm etti. "Buyrun beraber olsun kızlar. Sende hoşgeldin kızım evimize."
"Hoşbuldum efendim."
Yemek bizimkilerin Ecem'i tanımak ve rahatlatmak amaçlı konuşması ve benim Ecem'i dalga geçmemle sürdü. Ben güldükçe abimin bakışlarını yüzümde hissettim. Bu onu mutlu ediyordu. Sanırım ona bir adım atmam gerekiyordu.
Bugün ikna edersem Ecem burada kalırdı. Annesi ve babası doktor olduğu için sürekli nöbetleri vardı ve yalnız kalıyordu. Söylediğine göre de abisi yurtdışındaydı.
Şimdi ise Ecem'e pijamalarımdan birini veriyordum. Yatağımda beraber yatacaktık. Bilmiyorum ne ara bu kadar yakın olmuştum onunla. Ama bildiğim tek şey iyi hissettirdiğiydi.
"İyi geceler bez bebek!"
Kıçımı ona dönerek yastığımı kucakladım. "Sanada bayan süslü."
⏳
Okunma saati✅
Bölüm yorumu✅
Diğer hikayeler;
Ufak Bi'Karışıklık
Bicirik BİRİCİK
Ay'ın Sessizliği#birdelidolu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırık Serçe (Aile Serisi-1)
ChickLit"Hiç mi görmüyorsun ya, hiç mi anlamıyorsun beni Elfida?" diye bağırdı sinirle. Kaşlarım bilinmezlikle çatıldı. Neyi anlamıyordum? Yüz ifadem iyice çıldırmasına sebebiyet verirken yüksek sesi tonunu hiç kaybetmeden devam etti. Elleri gergince dağın...