"Oturdum bir köşeye, hiçbir şeyi beceremeyişimi ve hiçbir şeyin üstesinden gelemeyişimi izliyorum..."(Sınır 1k oy ve 300 yorum ona göre:)
⏳⏳
Sol tarafımı şiddetle çarpındıran kalbimin aksine ellerim narince yanaklarını okşuyordu. Nefesimizin gittikçe kesildiğini hissedebiliyor fakat yine de birbirimizden uzaklaşmak için bir adım atmıyorduk. Sanki ikimizde günlerce susuz kalmıştık da dudaklarımızı yudum yudum içerek susuzluğumuzu gideriyorduk.
Öyle güzel fakat bir o kadar da hırçınca...
Kulaklarımın uğuldamaya başladığı saniyelerde birden geri çekilerek derin nefesimi içime çektim. Göğsüm hızlı aldığım soluklarımla inip kalkarken Batıkan benden daha iyi durumdaydı. Hatta uzaklaştığım için sessizce homurdandı.
Ondan uzaklaşmamı istemiyor gibi alnını alnıma yasladı; "Bu..." dedi kısıkça. Ne diyeceğini heyecanla beklerken gözleri dudaklarımdan gözlerime çıktı ve birkaç saniyelik duraksamanın ardından tekrar öpmeye başladı. Aceleciydi. Öyle ki ne olduğunu bile anlamamıştım.
Hıncı geçmiş olacak ki geri çekildi. Dudakları yukarı kıvrılırken ne diyeceğini bilemez gibi söze girdi. "Bu bambaşka bir şey. " dedi boğuk sesiyle.
Elimin biri usulca şakağına gidip orayı okşamaya başladı. Batıkan sessizce yüzümü izlemeye devam ediyor, sanki bir yere gidecekmişim gibi sımsıkı belime sarılıyordu.
"Gözlerindeki mutluluk için her şeyi yapabilirim."
Sözlerim gözlerini kapatmasına neden oldu. Burnu saç diplerime kayarken derince koklayarak birkaç öpücük bıraktı. Bu sözlerimin onun için ne kadar önemli olduğunu görebiliyordum ve söylediklerimde ciddiydim. Yanımdayken üzülmesine izin veremezdim.
Duygulu atmosfer içinde sessizliğimiz hüküm sürerken daha doğrusu Batıkan'ın beni sevmesi sürerken aklıma gelenle boynumdan kafasını kaldırdım. "Hediyeni görmek ister misin?"
Anlamaz gözleri gözlerimdeyken; "Hediye de mi aldın?" dedi şaşkınca. Kıkırdayarak yanağına öpücük kondurdum ve sırtımı yasladığı kapıdan uzaklaştım.
"Bekle beni geliyorum hemen."
Aceleyle çıktığım odadan sonra gürültücü salona uğramadan giyindiğim odaya girdim. Hediyemi buraya bırakmıştım. Orta büyüklükteki kutuyu kucağıma almadan üzerine yapıştırdığım yamulmuş fotoğrafımı düzelttim. Aklıma bir fikir gelmemişti ve umarım içindekileri beğenirdi.
Daha fazla oyalanmadan tekrar Batıkan'ın odasına girdim. Yatağına oturmuş beni bekliyordu sabırsızca. Geldiğimi görünce hiçbir hareketimi kaçırmadan izlemeye başladı beni. Çok heyecanlıydım.
İyice yaklaşarak elimdeki kutuyu ona uzattım. Serserice gülerek ellerini uzattı ve tam alacağı zaman söze girdim. "Doğum günün kutlu olsun. Birlikte geçireceğimiz nice doğum günlerimize."
"Emin ol tüm benliğimle bu duaya amin diyorum güzelim."
Benden heyecanlı oluşu gülmeme sebep olurken kutuyu aldı ve kucağına çekti. Fakat kurdelasını açmadan önce düzelttiğim fotoğrafı çekti. "Bunu gerçekten yaptın mı?" dedi şaşkınlıkla. Evet, yapmıştım.
Dudaklarımı ısırarak bana bakan gözlerine kafamı salladım. O fotoğraf için çok uğraşmıştım. "Çok güzelsin." dedi hâlâ fotoğraftan ayırmadığı gözleriyle.
Kutuyu yatağın üstüne bırakıp ayağa kalkarken ne yapacağını merakla izliyordum. Yatağının yanındaki küçük şifoniyerin üzerindeki kendi fotoğrafını çerçevesinden çıkardı. Yerine ise benim fotoğrafımı koyarak yastığa doğru döndürdü. Gülümsemem yüzümde kocaman bir hal alırken yeniden yerine oturdu ve bu sefer kutuyu açmaya koyuldu.
![](https://img.wattpad.com/cover/334651919-288-k619225.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırık Serçe (Aile Serisi-1)
ChickLit"Hiç mi görmüyorsun ya, hiç mi anlamıyorsun beni Elfida?" diye bağırdı sinirle. Kaşlarım bilinmezlikle çatıldı. Neyi anlamıyordum? Yüz ifadem iyice çıldırmasına sebebiyet verirken yüksek sesi tonunu hiç kaybetmeden devam etti. Elleri gergince dağın...