K.S.22

26.2K 1.4K 148
                                    


"Aklımdaki hayallere yetecek umudum var mıydı?..."


⏳⏳

"Anneciğim yeterince doydum! Hem sol elim sargıda sadece, kendim yiyebilirken sen neden yoruluyorsun ki?"

Elindeki çorba kasesini şifoniyerin üzerine koyarken kızgın sesiyle konuşmaya başladı. "Sus bakayım sen bir! Zaten nasıl kendine dikkat etmezsin aklım almıyor. Akşam baban geldiğinde bakalım neler olacak? Sen dua et abin şehir dışında."

Evet, eve geldiğimden beri annemin dur durak bilmeyen azarını işitiyordum. Hastaneye gittikten sonra çok geçmeden annem de gelmişti. Neyse ki babama haber vermemişti de bir de ondan nutuk yemiyordum.

Yarım saattir neymiş, neden kendime dikkat etmiyormuşum?

"Ben yumuşatırım onları, sen merak etme. Hem kızma bana, bu maç çok önemliydi."

Yavru köpek bakışlarla yüzüne bakarken yüzünü çevirdi öte tarafa. Sonra dayanamamış olacak ki göz ucuyla baktı tekrar. Hâlâ bozmadığım suratımı görünce de ciddi tutmaya çabaladığı sesiyle konuştu.

"E peki madem. Sen öyle diyorsan."

Yanağına öpücük kondurarak gülümsedim. Kıyamıyordu işte. Sargılı koluma dikkat ederek geriye uzandım.

"Sen biraz uyu anneciğim. Ben seni yemeğe kaldırırım olur mu? Zaten elin iyileşene kadar okula gitmiyorsun."

Pikeyi üzerime çekerken alnıma bir öpücük bıraktı. Kafamı salladım sadece. Annem diyene kadar uykumun olduğundan bir haberdim zaten. Yorgunlukla gözlerim kapanırken annemin odadan çıktığını işittim.

Ne kadar uyudum bilmiyorum ama gözlerim açıldığında hava kararmaya yüz tutmuştu. Ağrı kesicinin etkisi geçmiş olacak ki uyandığım anda da kolumun sızısı başladı.

Yüzümü buruştururak zorda olsa toparlandım.

Ayaklarımı sürüyerek odamdan çıktım. Elime yüzüme su çarpmalıydım hâlâ ayılabilmiş değildim çünkü.

Havluyla kuruladığım yüzümden sonra ensemi kaşındıran saçlarımı toplamak istedim lakin kaldıramadığım kolum sebebiyle yapamadım.

Al işte, bir sen eksiktin!

Oflayarak banyodan çıktım ve merdivenlere yöneldim. Mutfaktan sesler geliyordu. Muhtemelen babamla annem vardı çünkü bu saate kadar çalışanlar kalmazdı.

Ses çıkarmadan mutfak pervazına yaslanarak ikisini izlemeye başladım. Annem ocak başında tencere karıştırırken babam anneme arkadan sarılmış, başını da başına yaslamıştı.

Gülümsedim.

İlerideki kocam babam gibi olmayacaksa ne diye evlenecektim ki?

Boğazımı temizledim bana dönmeleri için. Sesleri anında kesilirken babam anında bana döndü gülümseyerek. Fakat sargılı bileğimi görünce ifadesi sertleşti.

"Elfida? "

İki üç adım atarak yanımda belirirken parmakları bileğimi sardı ve açıklama ister gibi yüzüme bakmaya başladı. Elimi saçlarıma atarak kulağımın arkasına ittirdim.

"Bugün turnuvada üzerine düştüm." dedim hissettiğim suçlulukla. Çünkü bana benden daha fazla değer verdikleri için üzerime gelen her zararda benden daha kötü oluyorlardı.

Parmaklarımı tek tek öpmeye başladı. "Ah benim küçük sakarım! Biraz dikkat etsen şu tatlı canına da, bizi de üzmesen?"

Nazlı nazlı omzumu silktim. Asla on sekiz yaşına girecek bir genç kız gibi davranmıyordu bana. Onun için hep bebektim.

Kırık Serçe (Aile Serisi-1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin