"Yaşadığımız ama aşamadığımız şeyler var..."⏳⏳
Evde unuttuğu dosyayı almak için adliyeden çıkarak arabasına bindi. Yaklaşık olarak bir saati vardı davaya. Biraz acele ederse küçük kızıyla vakit geçirir hatta isterse onu da götürebilirdi.
Siyah lüks arabası asfaltta kayarken adliyeye yakın olması sebebiyle kısa bir sürede eve geldi. Arabasından inmeden önce ise takımının ceketini çıkardı ve sade beyaz gömleğiyle kaldı.
Ardından beklemeden arabasından indi. Bahçe kapısını araladı, kapıya ilerledi. Gözü saatine takıldı o an. Eşinin gelmesine de az bir vakit kalmıştı ama görüşebileceklerini sanmıyordu. Neyse diye geçirdi içinden. Hayatındaki en önemli kadını göremese bile en değerlisini görebilecekti davaya girmeden. Yeter de artardı.
Hızlı adımlarla kapıya geldi ve çaldı. Güzelinin açması için anahtarını almak istememişti.
Bekledi durdu lakin kapı açılmadı bile. Görevliler de bu saatte evde olmazdı. Elini cebine atarak rehberden isminin üzerine tıkladı ve bu sefer de telefonun açılmasını bekledi. Fakat telefon açılmadığı gibi içeriden sesi de gelmiyordu.
Duştadır yada uyuyordur belki dedi. Sonra güldü kendi kendine. Elfida'nın uykusu çok hafifti ve evde tek kaldığı zaman mutlaka telefonuna bakardı.
Aklına gelen kötü senaryolara kendini vermek istemedi. Aceleyle arabasına doğru gitti ve anahtarını aldı. Hayır, birşey yoktu. Hem bir yere gitmiş olabilirdi, telefonunun da şarjı bitmişti belki de.
Dışarıdan görünen soğukkanlı yapısı konu Elfida olduğunda devre dışı kalıyordu. Ellerinin titremesine inat anahtar deliğine anahtarı soktu.
Kilidi çevirdi anında,kapı küçük bir tık sesiyle açıldı. Kilitli bile değildi. Hızlıca içeriye adımını attı eve bakmak için. O an kafasını kaldırdı işte.
Kaldırmasıyla başından aşağı kaynar suların döküldüğünü hissetti. Burada...neler olmuştu böyle?
Kalbi şiddetle göğüs kafesine çarptı. Adımlarının duraksamasına izin vermeden birkaç adımla yerde yatan kızının yanına çöktü. Sağduyulu davranmaya çalışarak korka korka kan var mı diye kontrol etti. Çok şükür...Çok şükür ki kan yoktu. Ama yine de kafasını çarpmış olabilirdi o yüzden kaldırmadı.
Elleri titreye titreye telefonundan ambulansı aradı. Ne konuştuğunu bile bilemedi. Kesik kesik adresi verebildi sadece.
Telefonu yere düşerken titrek sesiyle konuşmaya başladı. Eli ise güzelinin bembeyaz olmuş yüzündeydi. "Allah'ım, bizi onunla imtihan etme. Ona birşey olmasın, lütfen..."
Kızının başında beklediği on beş dakikanın ardından güzelini gelen ambulans görevlilerine teslim etti. Hemen ardından da arayıp haber ettiği, gözleri yaşlı karısıyla arabaya binerek peşlerinden gittiler. Kısa süre içinde de hastaneye geldiler.
Ambulans kapısı açıldı ve görevlilerin sedyede götürdüğü kızının ardından bakakaldı bir müddet.
Birşey olmuştu, bir olay olmuştu ki Elfida bayılmıştı. Onu herşeyden sakınırken bunun aniden olması imkansızdı çünkü.
Telefonundan Yasin'in numarasını buldu hemen. Şehir dışında olması falan umrunda değildi.
"Buyrun Serkan bey?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırık Serçe (Aile Serisi-1)
Chick-Lit"Hiç mi görmüyorsun ya, hiç mi anlamıyorsun beni Elfida?" diye bağırdı sinirle. Kaşlarım bilinmezlikle çatıldı. Neyi anlamıyordum? Yüz ifadem iyice çıldırmasına sebebiyet verirken yüksek sesi tonunu hiç kaybetmeden devam etti. Elleri gergince dağın...