K.S.32

24.1K 1.9K 227
                                    


"Sen ki, göğsümde filizlenen bir çiçeksin. Nasıl da güzelleştiriyorsun içimi..."

⏳⏳

Gergindim.

Şuan kendim için diyebileceğim tek şey gergin olduğumdu, evet. Karşımda oturan anne ve babama her ne kadar belli etmemeye çalışsam da yaptığım ve yapacağım şeylerin doğuracağı sonuçları tahmin edememek bir miktar  endişelendiriyordu beni.

Ama başka yol yoktu.

Biyolojik kardeşler belki gerçekten beni istiyorlardı fakat umrumda bile değildi onlar. Anne ve babaları biliyordum ki mirası bırakana kadar peşimden ayrılmayacaklardı.

"Babacığım, rahat hissetmeni istiyorum. Gerekilen davaları açtık biz. Kişisel hak ve duygusal taciz, haneye tecavüz gibi birçok işlem aynı anda yapılıyor. Eğer istemiyorsan anında iptal ederim bu yemeği. "

Ellerim yüzümü buldu. Ederdi evet ama yüzleşmem gerekiyordu bazı şeylerle. Yoksa ayağa kalktığım her anda yine karşıma çıkacaklardı.

Ayağa kalkarak ikisinin arasına oturdum. Şu gerginliğim geçmeliydi. "Bitsin baba bu iş. Çok bile uzadı."

Annem elimi eline alırken babam çenemi okşadı. "Artık genç bir kızsın. Kararlarını verebilecek olgunluktasın. Doğru kararlarında seninle sevinmek için, yanlışlarında ise doğru yolu göstermek için her zaman yanındayız. Bunu sakın unutma."

Gözlerim falan dolmamalıydı. Zaten duygusal anlarımdaydım.

Gülümseyerek geniş göğsüne yasladım başımı. Allah'ım iyiki onları karşıma çıkarmışsın, iyiki...

Zil sesi doldurdu salonu.

Anında kalkarak siyah pileli eteğime sürdüm ellerimi. "Geldi, geldi. Ben açmaya gidiyorum. "

Annem ve babam benim aksime gayet rahatça ayağa kalkarken ben çoktan kapıya ulaşmıştım. Beklemeden kapı koluna uzanarak açtım. Fakat gelen dede bey değil abimdi.

"Minik, ne o sevinmemiş gibisin geldiğime?"

Ceketini çıkararak beyaz gömleğiyle kaldı. Hemen sonra da eğildi ve yanağını uzattı. İki yanağını öptüm, o da aynı şekilde alnımı. "Şehir dışındasın sanıyordum seni. "

Karizmatik tavrıyla güldü. "Konu sensen yurt dışında bile olsam uçar gelirim. Biliyorsun."

Ağzımdan küçük bir kıkırtı çıktı. Beni kolunun altına almış salona giderken tekrar bir zil sesi yankılandı. Pekala bu sefer kesin gelmişti.

Hızlıca abimden ayrıldım kapıya gitmek için. Açmadan önce ise arkama baktım kısaca. Annem ve babam birkaç adım arkamdayken abim pervaza yaslanmıştı. Derin nefesi içime çekerek açtım kapıyı.

Önce görüş alanıma kocaman bir buket çiçek girdi. Hemen yanında ise  elinde işlemeli bastonu ve jilet gibi takımıyla dede bey.

Moda dergilerinden fırlamış gibi?

"Hoşgeldiniz. "

Başını yanındaki adamına döndürdü. "Çiçekleri sahibine ver İbrahim."

Çiçeklerden yüzü görünmeyen adam kocaman buketi kucağıma uzattı. Şaşkınlıkla bakıyordum. Hemen sonra da benimkine nazaran biraz daha küçük buketi de anneme verdi. Sonra arkasındaki bir diğer adam da iki tepsi baklava uzattı bize doğru. Baklava? E yok daha neler!

Annemse olağan tavrıyla ikimiz yerine teşekkür etti. "Çok naziksiniz, zahmet etmeseydiniz keşke bu kadar." Uzatılan tepsiler annemle elimiz dolu olduğundan birkaç saniye havada asılı kalsa da abim gelerek tepsileri aldı. Hemen ardından Figen teyzeye söyledi alması için.

Kırık Serçe (Aile Serisi-1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin