"Ev bazen insanlardı..."⏳⏳
Düşe kalka koştuğum yollarım nereye çıkacaktı hiçbir fikrim yoktu. Nefes nefese kalmıştım, belki de dizlerim yara bere içindeydi ama bitmeyecekti. Kendime verdiğim hangi vaadim varsa gün sonunda misliyle ödetiyordu bedelini.
Geçmeliydi artık.
Çünkü daha yolun başında pes etmeye meyilliydi bedenim. Ruhumun derinlikleri yavaş yavaş yaralarla doluyordu, hissediyordum.
Daha da kötüsü yaralarımı kapatmaya ne merhemim yeterdi ne de yara bandım, öylece izliyordum sanki çöküşümü...
"Hocam bilinci yerine gelmeye başlıyor."
Zihnimin derinlerinden gelen puslu ses kısa bir an fikirlerimin cümbüşüne girdi. Kimdi bu? Seslenmesindi daha fazla. Uyumak istiyordum.
"Elfida... beni duyuyor musun?"
Evet, ne yazık ki duyuyordum. Ama kimseyle konuşmak bile istemeden uzunca bir süre uyumak istiyordum. Şöyle bir on sene falan.
Kirpiklerimi aralamaya çalıştım zorlukla. En son ne olmuştu bilmiyordum, hatırlamak da istemiyordum gerçi. Benim kısa süreli hareketlerim odada ki sesleri iyice arttırdı.
Ama aralarında duyduğum en net şey boğuk bir erkek sesiydi. "Babacığım, aç hadi gözlerini. "
Çok korkmuş olmalılardı. Araladım kirpiklerimi ve odağım netleşti.
Tanıdık hastane odasının yanı sıra amcamdan dayıma kadar herkes buradaydı. En önde ise elimi sıkıca tutmuş, kızarık gözlerle uyanışımı izleyen babam.
Göz göze gelince üzerinden yük kalkmışçasına nefesini bıraktı ve dolan gözlerini görmemem için alnıma bir öpücük bıraktı. Cidden, neden gözleri dolmuştu? Alt tarafı bayılmıştım.
"Lütfen hastamızı biraz rahat bırakalım. Odası çok kalabalık, grup grup görmeye gelirsiniz."
Babam burnunu çekerek geriye gitti. Kimin ne konuştuğunu hâlâ anlayamıyordum ama doktorun söylediklerinden sonra odam boşalmaya başladı. Doktorda rutin kontrolünü yaparak aynı şekilde çıktı.
Kapı yeni kapanmıştı ki tekrar bir hışımla açıldı, ardından annem girdi odaya. "Annem!"
Hızlı adımları yanıma ulaştı ve elleri yanaklarıma giderken gözyaşları içinde yüzüme öpücük kondurmaya başladı. "Çok şükür, iyisin bebeğim!"
"Mine, korkutmayalım kızımızı hayatım. Henüz ayılamadı."
Annem başını sallayarak zorla uzaklaştırdı kendini. İkisinde gözlerimi gezdirdim. "Bu kadar endişelenmeyin lütfen. Sadece bayıldım. Birkaç saat için çok fazla korkmuş görünüyorsunuz."
Toparlanmayam çalıştım. Fark ediyorum da neden benim sırtım bu kadar ağrıyordu? Sanki günlerdir hareketsiz kalmış gibiydim.
"Elfida..."
Annemin tereddütlü sesi ona dönmemi sağladı. Birşey diyecekte tepkimden dolayı diyemiyor gibiydi. "Efendim anne?"
Biraz da başım dönüyor gibiydi ama aldırmadım. Onun yerine annemin tedirgin bakışlarının babamı bulmasını izledim. Babamdan onay çıkmış olacak ki tekrar söze girdi.
"Anneciğim, sen, iki gündür aralıksız uyuyorsun. Yani bayıldıktan sonra bedenin kilitlendiği için ayılamadın."
Ne?
İki gün mü?
Şaka falan olmalıydı çünkü birkaç saat önce bayılmış gibiydim. Taşlar teker teker zihnime oturdu sonra. Ondan bu kadar ağlamışlardı ve tüm sülale buradaydı.
![](https://img.wattpad.com/cover/334651919-288-k619225.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırık Serçe (Aile Serisi-1)
Literatura Feminina"Hiç mi görmüyorsun ya, hiç mi anlamıyorsun beni Elfida?" diye bağırdı sinirle. Kaşlarım bilinmezlikle çatıldı. Neyi anlamıyordum? Yüz ifadem iyice çıldırmasına sebebiyet verirken yüksek sesi tonunu hiç kaybetmeden devam etti. Elleri gergince dağın...