K.S.41

14K 1.3K 127
                                    


"Ah Milena, bugün yağmur göz kapaklarıma yağıyor..."

(Oylar ve yorumlar hazır olsun bakalım.)

⏳⏳

Göğün göğsünü yararcasına gürlemesi yorganın altında kalmış küçük bedenini iyice büzüştürdü. O korkmazdı aslında karanlıktan ve yağmurdan ama gökyüzü bugün ona inat edercesine çok şiddetliydi.

Gözlerini sıkıca yumarak içinden yarım yamalak bildiği şarkıları söylemeye başladı.

Tekrar bir gök gürlemesi...

Kalbi korkudan hızla atıyordu. Dudakları titremeye başladı ve artık dayanamayarak yorganı üzerinden attı. Şarkılar fayda etmiyordu. Annesi ve babası da yorgundu, o yüzden onları uyandıramazdı.

Belki abisinin yanına gidebi- hayır, abisi yoktu ki...

Okulu sebebiyle Ankara'ya gitmişti birkaç günlüğüne. İstese de gidemezdi yanına. Ne yapacaktı o zaman?

'Beni özlersen hemen ara olur mu bebeğim? '

Tabi ya! Arayabilirdi abisini. Annesi telefonunu salonda bırakıyordu gece yatarken. Oradan açabilirdi.

Yaşına rağmen cılız bedenini babasının aldığı gece lambası ışığı altında çıkardı odasından. Ses yapmamaya gayret ederek merdivenleri inmeye başladı. Yağmur hâlâ dinmemişti ve o hâlâ korkuyordu.

Salona girerek ışığı açtı. Uykusuzluktan sızlayan gözleri ışık yüzünden iyice acırken birkaç saniye gözlerini kapattı. Evet, şimdi geçmişti.

Yüzüne gelen salık saçlarını çekti. Telefonu bulmalıydı. Annesi genel olarak ortadaki masaya bırakıyordu. Oraya baktı, vitrine baktı, en sonunda ise koltuğun köşesine sıkışmış telefonu gördü.

Çıplak ayakları koltuğu bulurken hızlıca telefonu kaptı ve dinmeyen gökyüzünün korkunç sesleri eşliğinde ışığı bile kapatmadan odasına koşturdu. Ah, sessiz olmalıydı!

Yarı yolda sessizleştirdiği adımlarıyla odasına geldi tekrardan. Kapısını kapattı, biraz evvel çıktığı sıcağı geçmemiş yatağına girdi hemen sonra.

Evet, sıra en zor kısımdaydı.

Okuma yazma biliyordu fakat daha önce telefon kullanmamıştı. Aklına annesinin bu şeyi nasıl kullandığını getirmeye çalıştı. Mesela babasını nasıl arıyordu annesi?

Yandaki düğmeye bastı öncelikle. Ardından şifresi olmayan telefonun ekranını kaydırdı. Buraya kadar güzeldi. Şimdi ise arama yerine gitmesi gerekliydi. Aşağıdaki telefon göstergesine tıkladı parmakları. Buradan aranıyordu. Ardından 'Oğlum' yazısını bulmaya çalıştı.

Saat çok geçti biliyordu ama şuan abisini istiyordu yanında. O onu korurdu, hem belki o güzel sesiyle masal bile anlatırdı. Yanında uyuduğu zamanlarda hep böyle yapıyordu çünkü.

Aradığı ismi sonunda bulduğunda üzerine tıkladı. Kulağına yasladı sonra da. Yorganı tepesine çekmiş, cenin pozisyonunu almışken abisinin açmasını bekledi.

Fakat açılmadı...

Dolu mavi gözlerinden bir damla yaş akarken abisini rahatsız etmemek için aramadı daha fazla, kapattı. Gözleri penceresinden görünen gökyüzünü buldu.

"O yanımda yokken biraz yumuşak olamaz mıydın gökyüzü adam?"

Kısık sesle sanki karşısında biri varmış gibi konuşmasını bir arama böldü. Telefon çalıyordu. Hemen sesini kısarak arayan kişiye baktı.

Kırık Serçe (Aile Serisi-1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin