"Uyurken seni izlemek vardı şimdi. Kokunda sarhoş olmak. Seni uyandırmak için can atmak ama kıyamamak..."(Şimdiden oyu verinde öle başlayın bariim kaç bölümdür sınır dolmadan atıyorum hanii.)
⏳⏳
Dün abimle eve geldikten sonra bir güzel karnımızı doyurmuş, ardından da Erdem amcanın ısrarla davet ettiği akşam yemeği mevzusunu konuşmuştuk anne ve babamla. Aslında insanların ilk kez gördüğü birini evine davet etmesi garip gelebilirdi fakat burada abimle Erdem amcanın tanışıklığı giriyordu araya.
Abim evine gidene kadar sırtından inmemiş, söylettirene kadar akla karayı seçmiştim ama en nihayetinde çözmüştüm dilinin kemiğini. Anlattığına göre seneler öncesinde Erdem amcanın eski eşiyle yani Batıkan'ın biyolojik annesiyle boşanma süreci çok sıkıntılı geçmiş. Bu süreç içerisinde de davaya bakan abimin arkadaşı sebebiyle de abimle tanışmışlar.
Böyleydi yani.
"Ee akşama gidiyorsunuz o zaman."
Sanki on kere anlattırmamış gibi kafamı salladım. "Evet Ecem. Yemeğe gideceğiz. "
Şimdi ise Ecem ile Utku'nun arasında sorguya çekiliyordum. Aslında tam sorgu da denilemezdi çünkü Ecem ve mükemmel imalı lafları sayesinde kendimi sorgu odasından ziyade kapana kısılmış zavallı fare gibi hissediyordum.
"Gelir o zaman devamı gelir, gelir."
Kaşlarımı kaldırarak; "Neyin acaba?" dedim. Korkuyordum alacağım cevaptan. O ise benim kıvranmamı umursamayarak elindeki törpüyle -evet okula törpü getiren manyak bir arkadaşa sahibim- tırnaklarını düzeltmeye devam etti.
"Ne olacak aşkım? Aile tanışması demek geleceğe atılan en önemli adım demek. Bunun sonrası da isteme, nişan, düğün inşallah. Misler gibi..."
Utku'yla beraber yüz ifademiz nasıldı bilmiyorum ama tırnaklarından kafasını kaldıran Ecem, suratımızı görünce zorakice gülümsedi. "Yani şey sizin için demiyorum ben kuzucuğum. Genel olarak konuştum. Sizinki sadece hasta ziyareti."
"Artık Ecemciğim'e hiç şaşıramıyorum ben."
Utku kafasını omzumdan kıpırdatmadan mırıldanırken gözlerinin önüne gelen kıvırcık saçlarını çektim. Uykusu gelmişti yine. Cimcime kardeşi hâlâ rahat bırakmıyordu arkadaşımı anlaşılan.
"Sen de bakayım. Bu aralar pek bir neşelisin." dedim kuşgulanırcasına. Sözlerim Ecem'in yüzünde buruk ama güzel bir tebessüm oluşturmasını sağladı.
"Abim döndü. "
İşte buna gerçekten sevinmiştim. İnsanın kendini yalnız hissettiği anlarda birinin ya da birilerinin arkasında olduğunu bilmesi paha piçilemez bir duyguydu.
"Çok sevindim senin adına."
Biz Ecem'le saçma sapan bir duygusallık içindeyken bir horultu sesi yükseldi aramızdan. İkimizin kaşları da refleksle çatılırken bir kez daha yükseldi o mükemmel ses.
Utku'ydu ve bildiğimiz uyuyordu...
Gülmemek için kendimi sıkarken bu sefer Utku mırıldanmaya başladı. "Rüya düşeceksin, çekil oradan."
Kafasını omzuma iyice gömdü, sesi gittikçe kısıldı. Kıyamam, gece uyumadığı o kadar belliydi ki.
Öğle arası bitene kadar ellemedik Ecem'le. O uyudu, bende Ecem'in beni darlamalarına karşı tek başıma kaldım.
⏳⏳
Gökyüzünden yere tane tane damlayan yağmur damlaları misali içime akıttığım duygularım kalbimde göl olup birikiyordu. Bazı şeyleri anlatamıyordum. Anlayacaklarını bilsem de bazen kalbime tercüman olamıyordu dilim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırık Serçe (Aile Serisi-1)
Chick-Lit"Hiç mi görmüyorsun ya, hiç mi anlamıyorsun beni Elfida?" diye bağırdı sinirle. Kaşlarım bilinmezlikle çatıldı. Neyi anlamıyordum? Yüz ifadem iyice çıldırmasına sebebiyet verirken yüksek sesi tonunu hiç kaybetmeden devam etti. Elleri gergince dağın...