Keyifli okumalar 🌺 satır aralarına bol bol yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın 😘
Sodadan birkaç büyük yudum daha aldım. " Bir şekilde bunun onların oyunu olduğunu kanıtlamamız lazım... Adamı araştıralım. Mutlaka nasıl bir bağlantıları olduğunu buluruz. Ayrıca atölye bizim üzerimizeyken nasıl bir anlaşma yapmışlar onu anlayalım." Dedim. Sonraki birkaç dakika iyi bir plan ve görev dağılımıyla geçti. Okul yarın tatil olduğu için şanslıydık. Birde okulu astık diye fırça yemekle uğraşamazdım çünkü. Onlar günlük sohbete dalarken ayaklandım ve atölyeye girdim. Gözlerim etrafta dolaşırken kendi kendime fısıldadım. "Bu emanetini de benden almalarına izin vermeyeceğim..."
🔥
Akşam annemin eve çağırmasıyla eğlencemize son vermiş ve evlere dağılmıştık. Şuan da ise yemek masasında oturmuş akşam yemeği yiyorduk. Babam sessizdi. Sanırım uzun zamandır peşinde olduğu mafyayı yine elinden kaçırmıştı.
Annem ise yemek yerken bir yandan da telefonla konuşuyor birilerinden rapor alıyordu. Ben ve Yağız ise hayvan gibi yemeğe gömülmüş, kıtlıktan çıkmışcasına yemek yiyorduk."Tamam, siz son incelemeleri yapın,ben yarın savcılığa gelince bakarım. Tamam... İyi çalışmalar size." Annem telefonu kapattıktan sonra bakışları bana döndü ve benimle aynı renk olan gözlerini üzerime dikti.
" Evet Gece hanıım... Şimdi gelelim sana..." Demesiyle ağzımdaki lokmayı zorlukla yuttum. Bu kadındaki enerji hiç bitmiyordu arkadaş!" Eee, bence hiç bana gelmeyelim annem, size afiyet olsun. Hatta ben ödevlerimi yapmaya çıkayım." diyerek elimdeki kaşığı bıraktım ve hızlıca ayağa kalkıp kaçacakken annem sert ve otoriter bir sesle " Otur yerine Gece!" deyince sıkıntıyla iç çektim ve kalktığım sandalyeye geri sindim.
Yağız öküzünün karşımda bıyık altından gülmesiyle kaşlarımı çattım ve masanın altından bacağına sertçe vurdum. Yağız acıyla öne doğru eğilip yüzünü buruşturunca annem kaşlarını çatarak " Geceee." diye uyardı beni.
"Efendim validemm, efendim sultanım..." diye anlamamazlıktan geldim. Gözlerini kısmasıyla dudaklarımı büzdüm "Ama anne yaa..." diye mızmızlandım ve kollarımı bağlayarak küskün bir ifadeyle babama baktım. " Baba birşey söylesene, kurtar beni..." Babam ilk defa başını kaldırdı ve bir bana birde anneme baktı kararsızca. Sonra boğazını temizleyerek " Önce annen bir ne haltlar karıştırdığını anlatsın, sonra ben derim diyeceğim şeyi..."
Babamdan da ümidimi kesince kurbanlık koyun gibi boynumu büktüm. Ne yapalım, başa gelen çekilirdi. "Peki. Ben infaza hazırım sultanım. Lakin önce son arzumu sormak istemez misiniz?" Diye sorunca annem bir an gülecek gibi oldu ama o otoriter ifadesini korumayı başardı.
" Demek infaza hazırsın... Yani hatanı kabul mü ediyorsun?" Deyince hemen cevap verdim." Ya şimdi hata demeyelim. Çünkü ben yanlış birşey yapmadım. Ben yaptıklarımdan pişman değilim. Ne yaptıysam sonuna kadar arkasındayım." dememle annem bıkkınlıkla nefesini verdi.
" Ha yani yaptıklarından pişman değilsin? Annem ben ne yapayım sana? Ne konuştuk biz seninle? Daha kaç kere diyeceğim ben sana okulda kavga etmek yok, hatta kavga yok diye?!" Eveeet, yine başlıyorduk. " Ben boşu boşuna kavga etmiyorum ki! Bana bulaşmasalar ben birşey yapmam anne. Karışmasınlar bana."
Annem bana ben malımı bilirim dercesine bakıyordu. " Neyse hadi bitirin yemeklerinizi."diyerek konuyu kapattı. Aslında bunu da kapatmamış sonradan ısıtıp önüme koymak için rafa kaldırmıştı. Bende tanıyordum annemi. Yağızla göz göze geldiğimizde gülmemek için kafamızı eğdik.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ ÇEMBERİ
ActionGece, Karadağ'ların küçük, asi, inatçı, güzeller güzeli kızı... Yaşadığı onca olaydan sonra başına gelenlerle akli dengesini yitiren genç kız herşeyi hatırlamaya başlarsa ne olur? Büyük yıkıma giden bu yolda kimsesiz kalan bu kızın yanında olmaya...