Keyifli okumalar canlarım 🌺 Satır aralarında buluşalım. Yorumlarınızı bekliyorum.🖤
🔥
Tehlike anında yapılması gereken şey neydi? Kaçmak mı? Savaşmak mı?
Sanırım benim yapacağım şey savaşmaktı. Karakteristik özelliğim buydu benim. Boyun eğmek, itaat etmek benlik değildi. Kaçmak, saklanmak benlik değildi. Ama bazı anlar olurdu ki kendi içindeki güce ulaşamazdın.
Daha kendime tam gelememiş olmamdan kaynaklıydı belki de. Kendimi hatırlamaya yeni başladığım içindi belki de.
Silah kullanmak yasaktı bu mekanda. Buna korumalar da dahildi çünkü burası herkesin içeri girebileceği bir yer değildi. Silah yerine demir sopa kullandıklarını ise Ateş'e doğru savrulan sopadan anladım.
Reflekslerimin kuvvetli olmasına dayanarak adamın sopayı tutan elinin bileğini yakaladım ve onu bileğinden çekerek kendime döndürürken bacak arasına tekmemi geçirdim.
Acıyla iki büklüm olurken bileğini ters çevirerek sopayı yere düşürdüm. Vaktimiz kısıtlı olmasaydı hepsini evire çevire dövmek isterdim ama pratik düşünmeliydim.
Suratına kafayı gömdüm ve hızla yerdeki demir sopayı aldım. Saçlarımın savrulması aşırı derecede sinir bozucuydu. Demir sopayı ateşin üzerine atlayan 2. adamın ensesine sertçe geçirdim.
Sonradan sırtına geçirip tekmemle geriye savurdum. Ateş 3 kişinin haşatını çıkarmıştı bile. O gerçek bir profesyoneldi. Yüzüme savrulan sopadan güçlü reflekslerim sayesinde son anda kurtulmuştum.
Bacağıma yediğim tekme sendelememe sebep oldu. Ama ben karşılık veremeden Ateş adamı yakaladığı gibi suratını duvara sertçe vurdu. Kırıldığına emindim.
Sopayla diğer adamın karnına geçirdim. Sopayı yere fırlattım ve bu sefer yumruğumu geçirdim. Kanayan burnunu tutarken kendi etrafında dönerek suratına tekmemi geçirdim.
Ateş bileğimden tutup koşmaya başladığında afallamıştım. Kendimi kavgaya o kadar çok kaptırmıştım ki herkesin birbirine girdiğini bile çok sonradan fark etmiştim.
Bir patlama sesi duyduğumda daha fazla çığlık sesi yükseldi. Trafo patlamıştı ve elektrikler kökten kesilmişti. Karanlıkta bir iki kişiye çarpsam bile Ateş'le beraber koştum.
Beni bir koridora çektiğinde sertçe göğsüne çarptım. Kolları etrafıma dolanırken beni yine duvarla kendisi arasında sıkıştırmıştı. "Birşeyin var mı?" Diye fısıldadı kulağıma.
Hızla inip kalkan göğüslerimiz birbirine yaslıydı ve kalp atışları sağ tarafımdaki boşluğu dolduruyordu. "İyiyim ben. Asıl sen iyi misin?" Diye fısıldadım bende kalp atışlarımın onun sağ tarafındaki boşluğu doldurup doldurmadığını düşünürken.
Bir şey diyecek olduysa bile demeden susmak zorunda kaldı. Koşma sesleri gelirken yüzünü boynuma gömdü ve saçlarımı eline dolayarak onlardan gizledi. "Hatırlıyor musun herşeyi?" Diye fısıldadı tekrar.
Nefes almaya çalışırken kafamı salladım. Başımdaki ağrı çok şiddetliydi. Titreyen elimle cebimdeki astım ilacımı çıkarmaya çalıştım. Yanımızdan koşarak geçenlerle Ateş kendine bana daha çok bastırdı ve olası bir tehlikeye karşı kendini siper etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ ÇEMBERİ
БоевикGece, Karadağ'ların küçük, asi, inatçı, güzeller güzeli kızı... Yaşadığı onca olaydan sonra başına gelenlerle akli dengesini yitiren genç kız herşeyi hatırlamaya başlarsa ne olur? Büyük yıkıma giden bu yolda kimsesiz kalan bu kızın yanında olmaya...