22. bölüm: SUÇ ORTAĞI

22 10 1
                                    

Keyifli okumalar canlarım 🌺 Satır aralarında buluşalım olur mu? Merakla bekliyorum yorumlarınızı.

🔥

"Hadi ye." Dedi başını kaldırmadan Ateş. Gece'nin büyüsü gitmiş, yerini gergin anlar almıştı. Tabii bunda az önce ettiğimiz kavganın payı büyüktü.

"Yemeyeceğim." Diye inatlaştım. Yemek yemek benim için hayat felsefesi gibi bir şeydi ama yemezsem de yemezdim. Başını yine telefondan kaldırmadı ama göz ucuyla bana baktı. Ne kadar karizmatik göründüğünün farkında mıydı acaba?

"İlaç içeceksin. O yüzden yemen lazım." Sinirle güldüm. "İçmeyeceğim." Dedim yine inatlaşarak. "Sen bana buranın neresi olduğunu anlatana kadar dediğin hiçbir şeyi yapmayacağım." Aşırı sinir oluyordum şuanda ona.

Başını iki yana salladı ve yaslandığı yerden doğruldu. İkimizde yatağın iki ucunda oturuyorduk. Beraber uyuduğumuz yatakta. "Demek ki bilmemen gerekiyor ki anlatmıyorum Gece. Zorlama ve ye şunları."

Tepsiyi sinirle ona ittim. "Al sen ye! Yemeyeceğim dediysem yemem ben! Gitmek istiyorum ayrıca. Beni burada tutamazsın!" Benim sinirlerim tepemdeyken onun karşımda sakin durması iyice kudurmama sebep oluyordu.

"Ben sana diyor muyum o belgelerin orada olduğunu kimden öğrendin diye? Demiyorum. Anlatmak istersen anlatırsın. Aynı düşünceyi senden de bekliyorum." Dedi üzerime eğilerek. Sırtım duvara yaslıydı ve dizlerimi kendime çekip kollarımı etrafına dolamıştım.

"Bekleme o zaman. Nerede tutulduğumu bilmek benim hakkım." Dedim huysuzca. İyice yaklaştı ve yüzlerimizi hizaladı. "Seni buraya getirdiğim için zaten başım belaya girecek. Ha diyorsan ki senin çekeceğin ceza umurumda değil, artarsa artsın... Anlatırım, sıkıntı değil." Dudağının kenarı hafifçe kıvrıldı. Sanki vereceğim cevap herşeyi kararlaştıracaktı.

Benim yüzümden ceza mı alacaktı? Ama kimden? "Kim ceza verecek ki sana? Neler dönüyor burada Ateş? Kafayı yiyeceğim gerçekten. Bu kadar tedbir, gizlilik neden?" Sıkıntıyla kafamı iki yana salladım. "Birşeylerin kontrolüm dışında gelişmesinden, herşeyden habersiz olmaktan bıktım!"

Saçlarımdan bir tutamı parmağı arasına kıstırdı ve oynamaya başladı. "Bazen bilmemek bilmekten iyidir." Diye mırıldandı. Kafamı hiddetle iki yana salladım. "Artık katlanamıyorum. O itler cezasız kaldıkça içimde yanan ateş daha da harlanıyor. İçim yangın yeri."

Oynadığı tutamı dudaklarına götürdü. Sanki kendini böyle sakinleştiriyordu. "Ceza almalarını mı istiyorsun?" Diye sordu. Kafamı evet anlamında salladım nefretle. "O zaman o belgeleri polise teslim edeceğiz."

Gözlerim fal taşı gibi açıldı. "Olmaz! İçeride de adamları olur böyle itlerin. İşin içinden sıyrılmaları zor değil. Süründürmek istiyorum onları. Bütün işlerine balta vurmak, yavaş yavaş yok etmek. Kıvrandırmak istiyorum." Ateş gözlerimde yatan o saf nefreti gördü.

Önce kararsız kaldı ama sonra "Buna ancak bir şartla müsaade ederim." Dedi. Tam ondan müsaade istemediğimi söyleyecektim ki devam etti. "Ne yapacaksan beraber yapacağız. Çok öfkeli çok nefret dolusun. Sağ duyunu yitirmemen için elimden geleni yapacağım. Ama bunun için bana yalın olman lazım." Dediğinde tek kaşımı kaldırdım.

ATEŞ ÇEMBERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin