9. bölüm: KESİLEN BİLEK

79 14 52
                                    

Keyifli okumalar 🌺






Bir hafta sonra...

Kapının zilini bir kez daha çaldım. Anahtarımı çantadan çıkarmaya hiç halim yoktu. Kapının kenarındaki duvara yaslanmış ayakta uyuklarken kapı açıldı. "Uyyy, deli kiz gelmuş!" Duyduğum sesle yerinden sıçradım ve şaşkınlıkta kapıyı açan Zehra teyzeye baktım. "Uyyy, benum tonton yunaklu zehroşum gelmuş!" Dedim gülerek ve Zehra teyzeye sarıldım. Sonra yanaklarını sıkarak "Oy oy nasıl özlemişim!" Dedim ve içeri girdim. Bir anda enerji dolmuştum. Ayarsız, dengesiz, tutarsız ve- Tamam, anladık iç ses. "Bak deli her zuman delidur diyeyrum da inanmiyler bana." dedi gülerek. "Senin şiveni yerim kız Zehroş!" Dedim ve yanağına bir öpücük kondurarak içeri geçtim. "Ben geldim millet!"

Enerjik bir sesle içeri girince bütün ekibin toparlanmış olduğunu gördüm ve olduğum yerde durdum. "Bakıyorum bensiz toplanmışsınız. Hayırdır?" Bir elimi belime koymuş tek kaşımı kaldırıp hesap sorarcasına teker teker hepsine baktım. Ali, Cenk ve Fatih bana gülüp geçerken Yağız eliyle beni geçirştirdi ve geri konuşmalarına döndü. Kalkıp dövmesini bekliyordum oysaki. Yağmur gözlerini devirdi. "Eğer telefonlarımı açsaydın sizde toplanacağımızı da öğrenmiş olurdun bayan çok bilmiş." Ups, maviş fena kızmış. Bir süre düşünür gibi yaptım ve "Tamam. İkna oldum galiba. Ama kasıtlı olarak açmamazlık yapmadım mavişim..." Diyerek hemen yanına oturdum. Omuz silkti ve kollarını bağlayarak başını 'hıh' dercesine çevirdi.

Anlaşılan herkesin sevgilisinden yediği tribi bende yiyecektim. Benim mavişim öyle bir trip atıyordu ki Sevgili tribi de neymiş?! Koluna sarıldım ve kafamı omzuna yaslayarak "Mavişim valla bilerek açmamazlık yapmadım. Telefon sessizdeydi. Yolda gelirken de birileri sıkıştırmaya çalıştı kavgaya tutuştum. Gelene kadar yorgunluktan ölüyordum. Bildiğin ayakta uyuyordum ya..." Sessiz sessiz konuşuyordum çünkü diğerlerinin dikkatini çekmek istemiyordum. Yağmur seslice nefesini verdi. Yağız'ın bakışları hemen Yağmur'a döndü ve biraz baktıktan sonra bakışlarını kaçırarak geri Ali'ye döndü.

"Birşeyin var mı diye sormayacağım. Diğerlerinin durumu ne?" Dediğinde kıkırdadım. Nasıl da biliyordu kankasını. "Sanırım birinin kolu kırıldı. Diğerinin de uzun süre yürüyebileceğini zannetmiyorum. Biri ise uzun süre sıvı şeyler tüketmek zorunda kalacak gibi ama boşver onları. Sen ben yokken neler yaptın onu anlat." Yağmur omzunu silkerek başımı kolundan çekmeye çalıştı ama sadece çalıştı. Kene gibi yapışmıştım kızın koluna. "Eğer yanımda olsan bilirdin." Tam ağzımı açmıştım ki söylemeye yeltendiğim tüm kelimeleri geri ağzıma tıktı.

"Sadece bugünden bahsetmiyorum. Şu bir haftadır doğru düzgün ne okula geliyorsun ne de bizimle buluşuyorsun. Bir derdin bir sıkıntın olduğunda neden bize anlatmak yerine kendi başına halletmeye çalışıyorsun? Sana yardım etmemize neden izin vermiyorsun? Sen robot değilsin Gece. Herşeyi mükemmel yapamayabilirsin. Bu gayet normal birşey. Ama sen kendini bizden uzaklaştırıyorsun. Senin benden kardeşimi almaya ne hakkın var acaba?" Her ne kadar sessiz sessiz konuşsa da hararetli konuştuğu için içerdekilerin de bakışları bana döndü. "Kendimi sizden uzaklaştırmaya çalışmıyorum." Dedim son söylediğini es geçerek.

Devam etmemi isteyen bakışlarını görünce ofladım. "Sizin yardımınızı gerektiren birşey değil. Bana hafızamı geri kazandıramazsınız." Dedim ve daha fazla konuşmak istemediğimi belirtircesine "Ben açım. Zehroş neler yapmış bir bakayım." Diyerek mutfağa gittim. Zehra teyze mutfakta iş yapıyordu. "Sen söylemedan ben söyleyeyum. Çoook açsun değil mu deli kiz?" Hafifçe güldüm ama hiç keyfim kalmamıştı. "Evet, ne var yemekte?" Ocağın üzerindeki tencereyi gösterdi ve "Yayla çorbasi yapmiştum. Biraz yiyesun amaa bitirmeyesun. Akşama da kalsin tumam mu güzel kizum?" Dedi.

ATEŞ ÇEMBERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin